Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Kendini Çok Başka Biriymiş Gibi Gösteren Sosyal Medya Kullanıcılarının da Bir Sendromu Var: Ördek Sendromu
Hepimiz günümüzün birçoğunu sosyal medya hesaplarımızda başkalarının hayatını takip ederek ya da kendi hayatımızı takipçilerimizde paylaşarak geçiririz. Bu yazıda psikologlar tarafından sosyal medya paylaşımlarında gerçek dışı algılar yaratanlar için ortaya atılan ördek sendromundan bahsedeceğim.
İyi okumalar dilerim.
Sosyal medyada beğenilme arzusu için paylaşımlar çok büyük çabayla yapılıyor.
Sosyal medyada gördüklerimiz gerçeklik algımızı değiştiriyor.
Elbette her insanın ve her yaşanmışlığın bir hikayesi vardır. Sosyal medya insanlara başka insanların yaşanmışlıklarını takip etme ve tepki verme imkânı sağladı. Ancak sosyal medya kullanımı arttıkça bir şeyi kafamızı kurcalamaya başladı. “İnsanların sosyal medyalarında bize gösterdikleri ile gerçek yaşanmışlıkları uyuşuyor mu?” yani “Sosyal medyada gördüğümüz her şey gerçek mi yoksa sadece bir kurgudan mı ibaret?” soruları hepinizin aklına geliyordur.
Paylaşımlarda bize gösterilen mükemmel olanlar ya da olmak istenenler.
Sosyal medyada yaptığımız paylaşımlara “benlik sunumu” adını verebiliriz. Bu paylaşımlar oldukça güçlü etkiye sahiptirler ki kişinin özgüvenini artırabileceği gibi tam tersi özgüvenini ve kendine saygısını yerle bir edebilir. Kaldı ki sosyal medyanın bu güçlü etkisi “takip eden” ve “takip edilen” arasında kurulan çift yönlü sanal iletişim tehlikeli de olabiliyor. Paylaşımlarımızda hepimiz mükemmel olduğumuzu düşündüğümüz anları tercih ediyor, başkalarının mükemmel fotoğraflarına ya da hayatlarına (!) bakarak kaybolup gidiyoruz. Bu konuyla ilgili yıllar boyunca araştırmalar yapıldı. Stanford Üniversitesi araştırmacıları, kişinin gerçek hayatındaki ve sosyal medyadaki yaşanmışlıkları arasındaki farkı tanımlamak için “ördek sendromu” adını verdi.
Peki, nedir bu ördek sendromu?
Ördek sendromu kavramı suda yüzen ördekler izlenerek ortaya koyulmuştur. Ördeklere dışarıdan bakıldığında çok sakin bir şekilde suda yüzdükleri görülür. Ancak aynı ördeklere suyun altından bakıldığı zaman ördeklerin bacaklarını hızlı bir şekilde çırptığı gözlemlenir. Yüzeydeki sakinlik sadece görünen kısımdır. Asıl görünmeyen çaba ise suyun altındadır. Dışarıdan bakıldığında ideal benlik algısıyla gerçek benlik algısı görünümü arasında farklılıklar vardır. Bu nedenle araştırmacılar da kişilerin sosyal medyada yaşadıkları duyguları ya da kazandıkları başarıları zahmet çekmeden elde etmiş gibi göstermelerine ördek sendromu adını vermiştir.
İdeal hayatla gerçek hayat arasındaki fark insanı hastalığa sürüklüyor.
Psikologlara göre hiç kimse başarısızlıklarını ve kötü yaşanmışlıklarını başkalarına göstermek istemez. Kişi sosyal medya paylaşımlarında fazla beğeni aldığı zaman kendini iyi hisseder, kaygı ve depresyon belirtilerini gizler. Ancak yukarıda da bahsettiğimiz gibi sosyal medyanın çift yönlü bir özelliği vardır. Sosyal medyada yapılan paylaşımlar takipçileri de etkiler. Onlar da “Sadece ben mi başarısızım?” ve “O yapıyor da ben neden istediklerime ulaşamıyorum? gibi soruları kendilerine sorarlar. Bu durum da kişilerin kendi öz saygılarını yitirmesine ve depresyona girmesine neden olur. Araştırmalar gösteriyor ki idealize edilen hayatla gerçek hayat arasındaki fark ne kadar çok açılırsa kişi birçok psikolojik sorunla yüzleşiyor.
Sosyal medyada insanlar estetik olanı paylaşırken gerçek kimliklerini gizliyorlar.
Çaba harcanmasına rağmen çevredeki insanların hayatlarının daha başarılı gözükmesi kişinin kendini yetersiz olarak görmesine neden olur. Bu yüzden ördek sendromu denmesi tam bu duruma uyar ancak insanlar ideal olanla gerçek olan arasındaki farkı paylaşımlarında kontrol edebilirler. Diğer bir deyişle Instagram’da kullanılan filtreler, photoshop uygulamaları kişinin kendi görüntüsünü kontrol etme fırsatı verir. Bu sayede estetik açıdan en güzel fotoğraflarını sosyal medyada paylaşır ve gerçek olanı gizleyebilirler. Ancak buna ne kadar kontrol denilebilirse, çünkü daha çok kontrolsüz güce benziyor.
Yaşadıklarının tam aksi şeyler paylaşıyorlar.
Sosyal medya, kişilerin fotoğraflarla başarılı ve mutlu anlarını paylaşmalarını ya da gerçekten bu anları yaşıyorlarmış gibi göstermelerini sağlıyor. Ancak bu durum kendilerini yakından tanıyanlar tarafından eleştiriliyor. Şöyle bir düşünün arkadaşınız eşiyle size sorunlarından dert yanıyor ama akşam Instagram’ı açtınız, bi’ de ne görüyorsunuz? Eşiyle hiçbir sorun yokmuş gibi fotoğrafları var. Sürekli kitap okuduğunu gösteren fotoğraflar paylaşanlara soruyorsunuz ama o attığı kitabı aslında hiç okumamış. Durum aslında bundan ibaret. İnsanlar sosyal medyada kendilerine istedikleri maskeyi takıyorlar. Kendi istedikleri benlikleri, yaşanmışlıkları idealize ediyor ve sosyal medyada “benlik sunumu” olarak takipçilerinin karşısına çıkıyorlar.
Sosyal medya, insanların takipçilerinde istediği algıyı yaratmasını sağlıyor.
Psikologlara göre paylaşım yapan insanlar bunun bilincindeler. Yani inşa ettikleri benlik ile gerçek benlikleri arasındaki farkı dışarıdan bakan kişi göremese ya da görmek istemese de onlar ne yaptıklarının farkında. Tek istedikleri yarattıkları algının beğenilmesini sağlamak! Ancak takipçi sayısını sürekli kontrol etmek, kimlerin beğendiğini gözlemlemek, olumlu-olumsuz yorumlara cevap verip kavga çıkarmak kişide psikolojik gelgitler yaşatabiliyor. Sanal dünya bize inşa edilen algılar sunarken maalesef gerçeklikten kopabileceğimizi gösteriyor. Ördek sendromu da bunu tanımlamak için seçilebilecek en doğru kavram.
Yorum Yazın