Gözler İlklerin Gerçekleşeceği Astana'da: Peki Türkiye Görüşmelerden Neler Bekliyor?
Suriye’de yaklaşık 6 yıldır devam eden iç savaşı sona erdirme yolundaki müzakereler için taraflar Kazakistan'ın başkentinde bir araya geliyor. Zirvenin öncelikli amacı ülke genelinde kapsamlı bir ateşkes olsa da görüşmelerin formatı ve içeriği ile ilgili henüz pek çok konuda belirsizlik var.
ABD katılımcı bir heyet değil, gözlemci gönderiyor. Bu, Rusya ve Türkiye'nin Washington'a yaptığı davetin kısmen de olsa karşılıksız bırakılmadığı anlamına geliyor.
Astana, birden fazla ilke sahne olacak. Suriye'deki silahlı muhalif grupların komutanları, ilk kez çözüm arayışı için masaya oturacak.
Bu görüşmeler, Cenevre görüşmeleri yolunda önemli bir adım ve başarılı olursa Cenevre görüşmelerinde siyasi geçiş konusunda ilerleme sağlama ihtimali güçlenecek.
Türkiye'nin Rusya ve İran ile birlikte bu görüşmelerin garantörlüğünü üstlenmesi ise, Ankara'nın bugüne kadar Suriye konusunda aldığı en etkili siyasi inisiyatif olarak görülüyor.
Gelin birlikte öne çıkan başlıklara bakalım...
Suriye’de yaklaşık 6 yıldır devam eden iç savaşı sona erdirme yolundaki müzakereler için taraflar Kazakistan'ın başkentinde bir araya geliyor. Zirvenin öncelikli amacı ülke genelinde kapsamlı bir ateşkes olsa da görüşmelerin formatı ve içeriği ile ilgili henüz pek çok konuda belirsizlik var.
Suriye'de barış yolunda bir uzlaşmaya varmayı amaçlayan Astana görüşmeleri başlıyor. Resmi toplantılar Türkiye saati ile 10'da başlayacak. Görüşmelerin bugün ve yarın olmak üzere iki gün sürmesi bekleniyor.
İlk günkü görüşmeler Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in açılış konuşmasıyla başlayacak. Sürecin garantörü olan Rusya, Türkiye ve İran’ın temsilcilerinin konuşmalarından sonra BM ve ABD temsilcilerinin de bir konuşma yapması planlanıyor.
BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura da görüşmelere katılmak üzere yardımcısıyla birlikte Astana'ya geldi
Bazı yorumculara göre, ABD'nin masadaki isteksiz görünümü dışında bu tablo neredeyse mükemmel.
Astana görüşmelerindeki Rusya delegasyonunun başkanı Alexander Lavrentyev, Suriyeli muhalifler ile rejimin aynı masada yüz yüze oturup oturmayacağının hâlâ kesin olmadığını ifade etmişti.
Rusya, Türkiye ve İran bir uzlaşma metni üzerinde çalışıyor.
Esad, Astana'da yapılacak görüşmelerde önceliğin Suriye'de ateşkesin devamlılığını ve yardımların ulaştırılmasını sağlamak olduğunu söylemişti.
Muhaliflerin Sözcüsü Yahya Aridi ise pazar günü yaptığı açıklamada, toplantıda görüşülmesi gereken konuların başında ülke genelinde Esad rejimi ve İran komutasındaki milislerin ateşkes ihlalleri olduğunu vurgulamıştı.
Suriye'de 300 binden fazla kişinin ölümü, milyonlarca kişinin yerinden edilmesine neden olan savaşa siyasi çözüm bulmayı uman görüşmeler, birden fazla ilke sahne oluyor.
BBC Türkçe'den Rengin Arslan'ın haberine göre bunlardan birincisi, Suriye'deki silahlı muhalif grupların komutanlarının ilk kez çözüm arayışı için masaya oturması.
Zira bundan önce Cenevre'de yapılan görüşmelerde askeri liderler değil, muhaliflerin siyasi temsilcileri masada olmuştu.
Bu yeni durum, hem siyasi liderlerinin sahadaki etkinliğinin sorgulanmasının bir sonucu hem de askeri durumun daha önemli hale gelmesi şeklinde görülüyor.
Türkiye'nin hedefi YPG ve ABD işbirliğini maliyetli hale getirecek ve aynı zamanda İran'ın güneyinde dokunulmaz olarak faaliyet göstermesini engelleyecek bir denge kurmak
İkincisi Suriye hükümeti ve muhaliflerin ilk kez aynı masaya oturması. Bu konu o kadar hassas ki, görüşmelerin yapılacağı mekan belli olmasına rağmen, Pazar günü öğleden sonraya kadar iki tarafın aynı masa etrafında mı olacağı yoksa ayrı odalarda aracılar yoluyla mı görüşeceği halen belirsizliğini koruyordu.
Üçüncüsü ise Türkiye açısından bir ilk: Her ne kadar bugüne kadar Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile dolaylı görüşmeler olduğu söylenmiş olsa da uzun yıllar Esad'sız geçiş süreci fikrinin en hararetli savunucu olan Ankara ve Suriye hükümeti ilk kez bir masa etrafında oturuyor.
Türkiye'nin Astana ile beklentilerini ve buradaki görüşmelerle ile ilgili yorumlarını BBC Türkçe ile paylaşan analistler farklı noktalara dikkat çekiyor.
Bu yorumların kilit noktalarından biri de Türkiye'nin Suriye politikasındaki değişiklik ve Esad'a yönelik tutumundaki farklılık.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un geçmişte uygulanan Suriye politikasını eleştirmesiyle daha da açık olarak ifade edilen bu değişim Türkiye'nin 'daha esnek davranması' şeklinde değerlendiriliyor.
Marmara Üniversitesi Orta Doğu Araştırmaları Enstitüsü'nden Prof. Dr. Cengiz Tomar, Ankara'nın tutumunu, 'Türkiye yaptığı bir buçuk yıllık politika değişikliğinden sonra eli güçlü olarak gidiyor' diye yorumluyor.
Ankara'nın beklentilerini, Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması, IŞİD'in bölgeden uzaklaştırılması ve Kürt kantonlarının bağımsızlık elde etmemesi olarak sıralayan Tomar, özellikle Kürt Savunma Birlikleri (YPG) ve PYD'nin çağrılmamasıyla Türkiye'nin istediğini elde ettiğini söylüyor.
Esad ile ilgili olarak ise Tomar, 'Muhalefet ve Suriye ordusu açısından Türkiye eskiden beri, Esad'ın gitmesinde ısrarcıydı. Ancak bu noktada Türkiye'nin biraz da esnek hareket edeceği ve belki de geçiş sürecinde Beşar Esad'ın olmasına razı olması beklenebilir' diyor.
Peki bu ortamda Astana'nın ilk görüşmelerinden neleri beklemek gerçekçi olur?
Tomar, 'Benim beklediğim ateşkesin en azından uzaması. Birkaç günde bir siyasi çözüm beklemiyorum. Üç, beş aya yayılacak bir süreç olması lazım. Bir de ateşkesin dışında bir rol haritası üzerine konuşulabilir. Ama bunun dışında bir siyasi anlaşma beklemiyorum. Çünkü herkes elini yüksekten açacaktır' diyor.
ABD'nin aktif olarak masada olmamasını bir eksiklik olarak değerlendiren Tomar, Cenevre'ye kıyasla Astana'yı daha gerçekçi bulduğunu belirtiyor.
Siyasi çözüm nasıl mümkün olacak?
Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden Prof. Dr. Ahmet Kasım Han ise Türkiye'nin hedefinin 'YPG ve ABD işbirliğini maliyetli hale getirecek ve aynı zamanda İran'ın güneyinde dokunulmaz olarak faaliyet göstermesini engelleyecek bir dengeyi kurmak' olduğunu belirtiyor.
Astana'da ne olacağından çok, nelerin olmayacağının daha açık olarak görüldüğünü belirten Han'a göre de, 'Amerikalılar bu işin neresinde olduklarını açık etmedikçe, açıktan veya ima ile sürece onay vermedikçe kesinlik arz eden bir anlaşma olmayacak.'
Bunun yanında Rusya'nın da kendi çıkarlarıyla az bile olsa ihtilafa düşecek bir geçiş süreci yönetimine 'cevaz vermeyeceğini' vurgulayan Han, 'Bu da rejim kalacak demek ama Esad belli bir vadede gidebilir' diyor.
Kasım 2015'te düşürülen Rus uçağından bu yana Türkiye ve Rusya arasındaki gelişmeler bazıları için şaşırtıcı bir hızda ilerliyor. Suriye konusunda iki ayrı tarafı destekleyen bu iki ülkenin garantörlükte olduğu gibi etkin ateşkes gibi konularda uzlaşması Suriye'de doğrudan etki yarattı.
Özelde Moskova ve Ankara'nın; genelde ise masa başına oturacak olanların çıkarlarının veya amaçlarının uzun vadede ortak olmasını beklemek ise pek gerçekçi görünmüyor.
Astana görüşmelerinin önemli olduğunu söyleyen Han, şu uyarıyı da dile getiriyor:
'Kendi içinde çok önemli bir başlangıç. Ama çok önemli bir başlangıç, harika bir sonun garantörü değil. Yeni başlıyoruz. Suriye iç savaşı daha bitmedi. Yol kazası kabilinden olabilecek şeylerin adedi de hayli fazla.'
Kaynaklar: Rengin Arslan / BBC Türkçe, Al Jazeera ve Reuters
Yorum Yazın
şamda namaz astanada rezil olmaya döndü.ortadoğuda bizden habersiz kuş uçmaz diyenler şehitlerini suriyeden topluyor.bu ülke bunlardan iyilerini hakediyor.
Önyargılarımı bir kenara bıraktım, evirdim çevirdim OLMADI ama tüm kalbimle haksız çıkmak istiyorum. Yeter, hergün oradaki insanların acılar çekiyor-ölüyor o... Devamını Gör
Ankete bir adet "inş cnm ya" seçeneği eklenmesini rica ediyorum. Umuyoruz ki savaş bir an önce son bulur, savaş mağdurları ülkelerine, evlerine güvenle geri ... Devamını Gör