Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Gezegenimizi Kurtarmak İçin Neden Akşam Yemeğinden Önce Et ve Süt Ürünlerini Tüketmemeliyiz?
Hayvansal ürünler, tüm taşımacılık sektöründen daha fazla sera gazı emisyonuna sebep oluyor!
Gezegenimiz ciddi bir krizle karşı karşıya! Gelecekte yaşayacağımız zorlu günleri bilsek de kendi sorunumuz değilmiş gibi davranma konusunda üstümüze yok.
2018'de, bizlerden kaynaklanan iklim değişikliği hakkında şimdiye dek bildiğimizden daha fazlasını bilmemize rağmen, nüfus artışından üç kat daha fazla sera gazı ürettik.
Fakat gerçek şu ki bu durumu çok fazla önemsemiyoruz! Gezegenimizin karşı karşıya olduğu krizinin kesin olarak hissedildiği bazı anlar var tabii. Amerikalı siyaset ve iş adamı; belgesel film yapımcısı ve Nobel Barış Ödüllü Al Gore’un Uygunsuz Bir Gerçek belgeseli, entelektüel ve duygusal bir vahiy niteliği taşıyor adeta... Son görüntüden sonra ekran karardığında, mücadeleye katılma sorumluluğumuzun olduğu apaçık görünüyordu.
“Yaşam şeklinizi değiştirmeye hazır mısınız? İşte iklim krizine nasıl başlayacağınız"
Ailenize, yaşayacağınız dünyayı mahvetmemeleri gerektiğini söyleyin. Eğer bir ebeveynseniz, dünyayı kurtarmak için çocuklarınızla bir araya gelin ve bu durum hakkında bilinçlendirin. Yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş yapın ve dünyaya olabildiğince ağaç kazandırmaya çalışın.
Gore’un listesinde maalesef ki bir eksiklik var ve bu eksikliğin görünmezliği 2017’de yayınlanan An Inconvenient Sequel: Truth To Power belgeselinde ele alınan bir nokta haricinde sürekli tekrarlıyor.
Bunu, kalp krizi geçirmiş bir hastaya fiziksel egzersiz yapmasını söyleyen fakat sigarayı bırakması, stresi azaltması ve hamburger veya kızartma ürünlerini tüketmemesi hakkında bir şey eklemeyen doktorla aynı düşünebiliriz.
Öyleyse neden Gore kasıtlı olarak bu konuyu açıklamamayı seçti?
Konunun rahatsız edici derecede tartışmalı olacağından ve alevlendirmek için çok çalıştığı coşkuyu azaltmasından korktuğu için diyebiliriz. Ayrıca, önde gelen çevresel savunma kuruluşlarının web sitelerinde de genelde bu konuya yer verilmiyor. Yazarlar, başımıza gelecek felaketleri tahmin ettikten sonra elektrikli kurutucular yerine çamaşır iplerini kullanmamızı ve bisikletle ulaşımımızı sağlamamızı öneriyor. Diğer öneriler arasında, iklim değişikliğine yönelik çözümlerin belirlenmesine kendisini adamış yaklaşık 200 çevre bilimci ve düşünce liderinin bir araya geldiği Proje Drawdown'ın araştırma direktörüne göre gündelik sürece değinilmiyor.
Konusu açılmayan şeylerden bir tanesi, hayvansal ürün tüketimimizi önemli ölçüde azaltmadığımız sürece gezegeni kurtaramayacağımız gerçeği...
Hayvancılık; uçaklar, arabalar ve trenler gibi tüm ulaşım sektöründen daha fazla sera gazı emisyonu üretmekte...Başlıca metan ve azot oksit bu emisyonların kaynağı (CO2'den 86 ve 310 kat daha güçlüdür). Et alışkanlığımız, ağaçlar yakıldığında karbon salgılayan ve aynı zamanda gezegenin karbonu absorbe etme yeteneğini azaltan ormansızlaşma sebebidir. Hükûmetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin yakın zamanda yayınlanan raporuna göre; gezenimizi kurtarmak için gereken her şeyi yapsak bile tüketimimizi ciddi bir şekilde azaltmazsak Paris İklim Anlaşması'nın hedeflerine ulaşmamız imkansız olacak.
Bu konu neden engelleniyor?
Çünkü fosil yakıt endüstrisini kötülemek, kendi beslenme alışkanlıklarımızı incelemekten çok daha kolay geliyor. Vegan olmayan hiç kimse o topun ağzına girme konusunda istekli değil ve veganların istekli durumları ise aşırıya kaçabiliyor. Ancak buna neyin sebep olduğu hakkında dürüstçe konuşamıyorsak iklim değişikliğiyle mücadele umudumuz yok maalesef.
Çoğu insan et, süt ve yumurtanın tadını sever ve yaşam boyu alışkanlıklarını değiştirmek zordur.
Yemek yeme şeklimizi değiştirmek, dünyanın elektrik şebekesini dönüştürmekle ya da güçlü lobicilerin karbon vergisi mevzuatını geçirme etkisinin üstesinden gelmekle ya da sera gazı emisyonları konusunda önemli bir uluslararası anlaşmayı onaylamakla karşılaştırıldığında daha basittir.
Keşke tam anlamıyla kendimiz olabildiğimiz şekilde yaşayabilseydik.
Vejetaryenlik, genellikle hayvan refahı için uygulansa da etin çevresel sorunları da göz önünde bulundurulmalı ve bilinçli olarak yemek yemek hayatımızı kapsayan ve tanımlayan mücadelelerden biri olmalı.
İlkel arzuları gidermek, kendimizi oluşturmak ve ifade etmek aynı zamanda toplumu gerçekleştirmek için yemek yiyoruz.
Birinin kişisel yaşantısının ve yedi milyar insandan biri olma durumunun kesiştiği bir yer var. Ve belki de tarihte ilk defa, “başka birinin zamanı” ifadesi çok daha az anlam ifade ediyor. İklim değişikliği, zamanınız oldukça veya ilhamınız geldikçe yapabileceğiniz bir puzzle değil, yanan bir evdir. Bu durumu ne kadar uzun süre ertelersek kurtarmamız da bir o kadar zorlaşır. Eriyen buzlar, çok fazla metan salgılayan permafost çözdürme gibi durumlar ilerledikçe ne kadar çaba sarf etsek de kendimizi kurtaramayacığımız zamanlar düşündüğümüz kadar uzak değil.
Yaşam lüksüne sahip değiliz ve hayatı, sadece bizimmiş gibi düşünerek yaşayamayız. Yaşadığımız hayatlar geri dönüşü olmayan bir gelecek yaratacak...
Gelecek nesille geriye bakıp ve neden bu intiharı seçtiğimizi merak edecek. Ve cevaplarımız: bizim kararımız olmadığı, elimizden geldiğince umursadığımız, bireysel olarak hareket edebildiğimiz, petrol şirketlerimizin olmadığı ve hükümet yönetmediğimiz gibi cümleler olacak. Fakat, bu da bir yalan!
Dikkatimiz, gezegen krizinin eksik bir resmini veren ve Goliath'ta kayaları fırlattığımızı hissetmemize yol açan fosil yakıtlara odaklandı.
Bir şeyler yapmamız gerektiğini biliyoruz, ancak “bir şeyler yapmalıyız” genellikle yetersizlik veya en azından belirsizliğin bir ifadesi olarak kalıyor. Yapmamız gereken şeyi tanımlamadan, yapmaya karar veremeyiz. Bir bireyin gezegensel krizle başa çıkmak için yapabileceği en yararlı dört madde şunlardır: daha az çocuğa sahip olmak; araçsız yaşamak; hava yolculuğunu önlemek; ve bitki bazlı bir diyet uygulamak... Çoğu insan bebek sahibi olup olmama kararını mantık çerçevesi içinde düşünme sürecinde değil. Çok az sürücü arabalarını kullanmayı bırakmaya karar verebilir. Günümüzde uçakla seyahat etmemek neredeyse imkansız. Ancak; neredeyse herkes, kısa süre içerisinde yemek yiyecek ve dünyanın dengesini bozan bir davranışta bulunacak. Bu dört eylemden olan yiyecek tüketimi, aciliyeti en yüksek olan faktörlerden sera gazı olan metan ve azot oksiti ele almaktadır.
Bazı insanlar vegan veya vejetaryen olmayı elitistlikle karıştırıyor.
Sağlıklı bir geleneksel diyetin bir yıl boyunca sağlıksız olandan 550 dolar daha pahalı olduğu da bir gerçek. Fakat, herkes hakkıyla sağlıklı olan gıdalara da erişebilmeli. Sağlıklı bir vejetaryen diyeti, sağlıklı bir et diyetinden yılda yaklaşık 750 dolar daha ucuz...Yılda 30.000 dolardan daha az para geliri olan Amerikalıların %9'u vejetaryen olarak tanımlanırken, 75.000 dolardan fazla kazananların yalnızca% 4'ü vejetaryen...Daha ucuz, daha sağlıklı, daha çevreci ve sürdürülebilir bir diyetin daha iyi olduğunu söylemek elitistlik değildir. Sağlıklı gıdaya erişimi olmayan insanların varlığını, bu insanlara yardım etmek için bir motivasyon olarak değil de değişmemek için bir bahane olarak kullanmasına elitistlik diyebiliriz.
Hayvancılık endüstrisinin çevre etkisinin en kapsamlı değerlendirmesi Ekim 2018'de Nature dergisi tarafından yayınlandı.
Dünyadaki her ülkeden gıda üretim sistemlerini analiz ettikten sonra uzmanlar, dünya genelinde yoksulluk içinde yaşayan, yetersiz beslenen insanların aslında biraz daha fazla yiyebilecekleri sonucuna vardı. Ortalama dünya vatandaşı, geri dönüşü olmayan çevresel zararları önlemek için et ve mandıradan ziyade bitki bazlı bir diyete geçmelidir. ABD ve İngiltere vatandaşlarının % 90'ı daha az sığır eti ve % 60'ı daha az süt tüketmelidir.
Kahvaltı veya öğle yemeğinde et tüketilmemekle buna yaklaştık diyebiliriz. Bu, bize yapmamız söylenen şeyle birebir olmayabilir fakat hatırlamamızı kolaylaştıracaktır.
Değişimin kaçınılmaz olduğunu kabul etmeliyiz. Değişiklik yapmayı seçebilir veya iklim değişikliğine bağlı olarak göçmenlerin, hastalıkların, silahlı çatışmaların, büyük ölçüde azalmış bir yaşam kalitesinin geldiği bir dünyaya tanık olabiliriz. Ne yazık ki tercih ettiğimiz değişiklikleri seçme lüksümüzün son kullanma tarihi var...
Yapılması gerekenler:
Sığır eti burgerlerinden ayırt edilemeyen sebzeli burgerler oluşturmak.
Çiftlik sübvansiyonlarını ayarlamak ve çitflik hayvanların katledilmesi hakkında yasalar çıkarmak.
Kafeteryalarda akşam yemeğinden önce hayvansal ürünlerin tüketimini yasaklamak.
Yemek yeme biçimimizi değiştirmeden gezegeni kurtaramayacağımızın mesajını yayabilecek ünlüler...
Bireysel sorumluluğu vurgulamak yeterli değil!
Fosil yakıtlardan uzak ve yenilenebilir enerjiye doğru küresel bir değişime ihtiyacımız var. Karbon vergisine benzer bir kanunu zorlamamız, ürünler için çevreye etkili etiketler koymamız, plastiği sürdürülebilir çözümler ile değiştirmemiz ve yürünebilir şehirler inşa etmemiz gerekiyor. Fabrika tarım endüstrisine sübvansiyonları sonlandırmamız ve meydana getirdiği çevresel yıkıma karşı da cezalandırmalar yapmamız gerekiyor. Bu değişikliklerin bireylerin tek başına yapması imkansız olduğu için siyasi bir devrime bile ihtiyacımız olabilir.
Yorum Yazın
Bomboş ve vegan propagandası yapan bir içerik. Neden hayvansal gıdalar daha fazla sera gazı emisyonuna neden oluyormuş ? Önce onu açıklasaydın paragraflarca ... Devamını Gör
org.tr/tr/download/article-file/420838 Aradaki boşluğu kaldırıp makaleyi okumanızı tavsiye ederim. Ben de vegan ya da vejeteryan değilim ama emin olun ya... Devamını Gör
Daha bu(2019) Ağustos ayında, Avustralya'da, vegan bir çift 20 aylık bebeklerini de aynı şekilde beslediği için tutuklanmış, dişleri dökülen, kemikleri çok z... Devamını Gör
herşeyi dengeli tüketmek doğrusu. et tüketmemek değil.