Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Fatih Sultan Mehmed'in İcatları
Osmanlı İmparatorluğu’nun yedinci padişahı olan ve 1432-1481 yılları arasında yaşamış olan Fatih Sultan Mehmed, çoğumuzun bildiği gibi 21 yaşında İstanbul’u fethederek 1000 yıllık Bizans İmparatorluğu’na son vererek Yeni Çağ’ın başlamasına yol açmıştır. Peki, ‘‘Çağ Açan Hükümdar’’ unvanıyla anılan Fâtih başka ne gibi meziyetlere sahipti? Tarihin sık okunan sayfalarının gölgesinde kalmış olan icatları ve Fatih Sultan Mehmed’in eşsiz zekasını beraber inceleyelim.
Şahi ve Havan Topu
Sultan Murad kanunlaştırdığından beri, Osmanlılar kendi silahlarını kendileri yaparlardı. Osmanlıların topçulukta ilerlemesine sebebiyet veren bu kural, Fâtih döneminde de Edirne'nin dışında büyük bir tophane yaptırmak ve etrafını yüksek surlarla çevirtmek şeklinde gelişime neden olur. Üretilecek topların planlarını bizzat çizen II. Mehmed, devrin en büyük ve en özel savaş topu olarak anılan ‘‘şahi’’ toplarını kullanarak büyük dehasını, eşine az rastlanan emir-komutasını herkese kanıtladı. Öyle ki, bir Fransız bilgini Güstav Şiomberje şu sözleri söylemiştir: ‘‘Sultan ikinci Mehmed, tarihinde, bir topçu parkına malik olan ilk hükümdardır. Toplar… Türklerin pek yüksek olan üstünlüğünü temin eden şey. Nice asırlar boyunca bütün hücumlara göğüs geren köhne Orta Çağ surları artık yeterli emniyeti sağlayamıyordu. Ne harika, ne müthiş bir değişiklik!’’
Havan topunun icadı da, Galatalılarla aralarında dostluk anlaşması bulunan Osmanlıların, Galata Kulesi önünde bulunan düşman donanmasını batırmak ve Galatalıların evlerine zarar vermemek için yeni bir çözüm aramasıyla mümkün oldu. İnce hesap ve düzenlemeler sonucu ‘‘havan’’ adını alan topların ilk şekli kullanıldı. Bu sebepten, sonradan topçuluğun bir kolu olan ‘‘humbara’’ metodunun ve askerlikte önemli rolü olan havancılığın tohumları Fâtih tarafından ekildi diyebiliriz.
Zırhlı Gemiler
Zırhlı gemiler kullanmanın ilki de Fatih Sultan Mehmed’de görülmüştür. İstanbul’u kuşattığı sırada gemileri bakır levhalarla döşetmiştir.
Tarihte benzeri görülmemiş ilklerden biri de Fâtih’in gemileri karadan Haliç’e indirmesidir. Haritası ve planı bizzat kendisi tarafından hazırlanan bu ender hadisede, toprak tasviye edildi, yollara içyağı ve zeytinyağı sürülmüş kızaklar yerleştirildi. Sonrasında, karşı yakaya askerin geçirilmesi için fıçıları demirlerle birbirine bağlatarak uzun zincirlerle gerdirdi, üzerine de tahta, taş ve toprak döşettirdi, bir rıhtım şekline getirtti.
Toplar tam 40 gün surları dövdü ve Bizans İmparatoru Konstantin barış istedi. Fakat Fatih Sultan Mehmed şu sözlerle İstanbul’u fethetme ısrarından dönmeyeceğini belirtti: ‘‘Ya ben İstanbul'u alırım, ya da İstanbul beni!”
Yangın Roketi
1478 yılında, İşkodra Kuşatması esnasında geceleri kuyruklu yıldız gibi iz bırakan, ince bir ses vererek hareket eden ve isabet ettiği yerdeki her şeyi yakan bir yangın roketi kullanılmıştır. İsmail Hami Danişmend, 'Tarihi Hakikatler' adlı eserinde, zeytinyağı, kükürt, balmumu ve daha birtakım bilinmeyen maddelerden yapılmış bu roketi ilk kullanan kişinin Fatih Sultan Mehmed olduğunu belirtmektedir.
Fatih’in Küresi
Tarihte ilimlere verdiği önem, alimlere gösterdiği hürmetle ün kazanmış Fâtih Ali Kuşçu'yu Azerbaycan'dan İstanbul'a davet etmiş ve maaşla Ayasofya Medresesi’ne müderrisi yani profesör olarak tayin etmiştir. Avrupalı bilginleri de memleketine davet etmiş, Plutarque’ın Meşhur Adamların Hayatı adlı eserini ve Batlamyus'un Coğrafya’sını Türkçe'ye tercüme ettirdi.
Ayrıca, Fatih Sultan Mehmed'in 'mücessem küre' denilen bir dünya küresi vardı. Tarihi belgeler bu kürede bütün kıtaların detaylı ve doğru bir şekilde işlendiğini göstermektedir.
Yorum Yazın