Görüş Bildir
Haberler
Erkek Egemen Toplumun Baskılarına Sonuna Kadar Direnerek Boynuna Dolanan Zincirleri Tek Tek Kıran Bir Kadın: Füruzan

Erkek Egemen Toplumun Baskılarına Sonuna Kadar Direnerek Boynuna Dolanan Zincirleri Tek Tek Kıran Bir Kadın: Füruzan

Bugün de bir başka kadının hayatına dokunuyoruz. Hep ama hep okuyan, kimi zaman bir çocuk kimi zaman bir kadın Füruzan... 🦋

İçeriğin Devamı Aşağıda

Bu içerikte Biyografya ve Çatlak Zemin kaynak olarak kullanılmıştır.

29 Ekim 1932’de İstanbul’da Feruze Çerçi adıyla dünyaya geldi.

29 Ekim 1932’de İstanbul’da Feruze Çerçi adıyla dünyaya geldi.

Yazar ve yönetmen Füruzan, babasını çocukluk yaşlarında kaybetmişti. Bu durumun olumsuz getirileri ve maddi imkansızlıklar nedeniyle Yalova Demir Köyü İlkokulu’nu bitirdikten sonra, parasız yatılı sınavını kazanmasına rağmen okumaya devam edememişti. 

Oysa oldukça zeki bir çocuktu. Daha okula gitmeden okuma-yazmayı kendi kendine sökmüştü, ne yazık ki ilgili bir aileden yoksundu. Bir dergi ya da kitap bulmayı versin, sokakta dahi okumaya devam eder, oraya bura çarpardı. O zamanlar insanlardan en çok duyduğu söz, 'Kızım git başka yerde oku!'ydu.

Okumak içinde hep bir ukde olarak kalmıştı, maddi imkânı olunca ilk iş Kadıköy Devlet Konservatuvarı sınavlarına girerek eğitimine devam etmek olmuştu.

Okumak içinde hep bir ukde olarak kalmıştı, maddi imkânı olunca ilk iş Kadıköy Devlet Konservatuvarı sınavlarına girerek eğitimine devam etmek olmuştu.

Ancak hayat şartları yine el vermedi. Yoğun ders saatleri, eve gidiş saatlerindeki gecikmeler yüzünden ailesi sürekli olay çıkarınca okulu yine bırakmak zorunda kalmıştı. Okuyamamış olsa da sanata karşı olan alakası hiç son bulmadı.

Bir süre boyunca resimle haşır neşir olsa da sonunda yönünü oyunculuğa doğru çevirmeyi tercih etti. 1950’lerde Muhsin Ertuğrul’un İstanbul’da kurduğu Küçük Sahne’de oyunculuk dersleri almaya başlamış ve bunu büyük bir zevkle yapmıştı.

Kalemi eline aldığı ilk günden beri sürekli yazan Füruzan’ın, ilk öyküsü ‘Olumsuz Hikâye’ 1956 yılında yayınlandığında yazarlığı kendisi için bir 'gençlik hevesi' olarak görüyordu.

Kalemi eline aldığı ilk günden beri sürekli yazan Füruzan’ın, ilk öyküsü ‘Olumsuz Hikâye’ 1956 yılında yayınlandığında yazarlığı kendisi için bir 'gençlik hevesi' olarak görüyordu.

1958’de Turhan Selçuk’la büyük bir aşkla evlendiler. Evlendikten sonra Füruzan Selçuk ismini kullanmayı tercih etti. Ancak aşkları bir yere kadar sürdü ve bir gün sessizce boşandılar. Boşandıktan sonra, artık Füruzan adıyla yazmaya başlamıştı. Her zaman kendi yeteneğini kullanmak istiyordu, ün sahibi olacaksa bunu kendi adıyla yapacaktı.

Soyadını neden kullanmadığını, hatta ismini bile değiştirmesinin nedenini şöyle ifade etmişti:

Soyadını neden kullanmadığını, hatta ismini bile değiştirmesinin nedenini şöyle ifade etmişti:

“Ben o yıllar çok ünlü bir soyadı taşıyordum. Çok ünlü, çok saygıdeğer iki adamın kendi akıllarıyla, emekleriyle ve yetenekleriyle ünlendirdiği saygıdeğer bir soyadıydı. Ben, o ünlenmiş soyadının bana sağlama ihtimali olan kolaylıklarına hiç yanaşmak istemedim. Ben, yazarlığımın sınanmasını öyle bir şekilde tek başıma yapıp bu büyük addan yararlanmamalıydım.”

İçeriğin Devamı Aşağıda

İlk öyküleri, ‘Papirüs, Türk Dili ve Yeni Dergi’ gibi dergilerde yayınlanacak kadar başarılıydı.

İlk öyküleri, ‘Papirüs, Türk Dili ve Yeni Dergi’ gibi dergilerde yayınlanacak kadar başarılıydı.

En önemli eserlerinden olan ‘Parasız Yatılı’ 1971’de yayınlandı. Bu kitapla ‘Sait Faik Hikâye Armağanı’nı kazanan ilk kadın yazar olmuştu. Daha sonra sırasıyla 1972’de ‘Kuşatma’, 1973’te ‘Benim Sinemalarım’ yayınlandı. 

Füruzan bir kadın olarak hep tek başına var olmaya çabaladı. Başkalarına ihtiyaç duysa da ne olursa olsun yoluna tek devam etti. Hikâyelerinin baş kahramanları da onun gibi zor hayatlara sahip ve sürekli mücadele etmesi gereken kadınlardı.

Ayrıca yoksullukla baş etmeye çalışan insanlardan ve bir türlü bir yere ait olamayan göçmenler hakkında da yazmıştı. Kaleme aldığı konular o kadar gerçekti ki kendinizi, bir anda olayın içinde hatta bazen tam odak noktasında bulmanız içten bile değildi.

Yazarlık hayatını şu şekilde anlatmıştı:

Yazarlık hayatını şu şekilde anlatmıştı:

“Okumayı sürgit çok sevdim. Fakat yazar olmayı hiç düşünmemiş hatta aklıma bile getirmemiştim. Şaka bir yana çok iyi film anlatırdım. Bu ayırıcı bir özellik sayılmasa da… 1960’ların diri, devingen dünyasında olanlar bu zamanı derinlemesine yaşayan beni de sarsıyordu. Martin Luther King’in o güzelim konuşmasını yaparken ‘siyahlar ve beyazların kardeşliği’ni anlatması, Vietnam Savaşı, ülkemizdeki özgürlük ve adalet tartışmaları birikimlerimi yeniden gözden geçirmemi gerektirdi. Yazma kararımı böyle verdim.”

İlk romanı ‘47’liler’i 1974’te yayınladı ve 1975’te de ‘Türk Dil Kurumu Roman Ödülü’nü kazandı.

İlk romanı ‘47’liler’i 1974’te yayınladı ve 1975’te de ‘Türk Dil Kurumu Roman Ödülü’nü kazandı.

1975’te ‘Alman Akademik Değişim Servisi’ için Berlin’e davet edilmişti. Bir yıllığına gittiği Berlin’de göç eden Türk işçilerle konuşmalar gerçekleştirdi. Tüm bu konuşmaları, ‘Yeni Konuklar’ ve 'Berlin’in Nar Çiçeği' kitaplarında toplayarak yayınladı. 

1981’de Ömer Kavur’la, ‘Ah Güzel İstanbul’ hikâyesini senaryolaştırdı. Film ‘Antalya Film Festivali’nde ödül kazandı. ‘Gecenin Öteki Yüzü’ kitabıysa, 1986’da Zuhal Olcay, Haluk Bilginer ve Müşfik Kenter gibi önemli isimlerin rol aldığı dizi projesi oldu.

1989’da yönetmenliğini Gülsün Karamustafa’yla yaptıkları ‘Benim Sinemalarım’ isimli filmiyle yerli ve uluslararası da olmak üzere birçok festivalde ödül kazandı.

1989’da yönetmenliğini Gülsün Karamustafa’yla yaptıkları ‘Benim Sinemalarım’ isimli filmiyle yerli ve uluslararası da olmak üzere birçok festivalde ödül kazandı.

1999’daki son öykü kitabı ‘Sevda Dolu Bir Yaz’ ve kaleme aldığı pek çok eser, başta Almanca olmak üzere İtalyanca, İngilizce, Fransızca, Boşnakça, Bulgarca, Farsça gibi birçok yabancı dile çevrildi.

Türk edebiyatında öykünün kraliçesi olarak bilinen Füruzan, uzun yıllar toplumun küçük insanlarını anlattı durdu. 

Şimdilerdeyse kendi köşesine çekilen bu başarılı kadın, sessiz sakin bir hayat sürüyor. Kendisine çok çok daha uzun bir ömür diliyoruz...

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
130
67
4
3
2
1
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın