Dünden Bugüne Suriyeli Sığınmacıların Hikayesi
Nasıl Başladı?
Aralık 2010'da Tunuslu bir gencin kendini yakması sonucu başlayan; günümüze kadar devam eden isyan ve gösteriler Mısır ve Libya ile birlikte birçok ülkeyi tesiri altına aldı. Önceleri tutarsız ve koordinesiz başlayan isyanlar zamanla planlı büyük halk hareketleri haline geldi. Bu ayaklanmalar ülkelerde rejim değişikliğine kadar varan sonuçlar doğurdu. İsyancılar ile hükumet ve hükumet yanlıları arasında çıkan iç çatışmalar; insanların evlerini, köylerini ve şehirlerini terk ederek başka ülkelere sığınmasını beraberinde getirdi.
Sığınmacıların En Yakın Adresi Türkiye
Sığınmacılar Türkiye' de
Türkiye bu sığınmacılar için ciddi bir bütçe ayırmak zorunda kaldı, birçok ilde kamplar kuruldu ama bu kamplar sığınmacıların hepsinin ilk tercihi değildi Türkiye'nin farklı şehirlerine akın etmeye başladılar. Plansız şekilde şehirlere dağılan sığınmacılar birçok bölgede sorun haline gelmeye başladı. Bu noktada Türkiye'nin izlediği açık kapı politikasının tartışılmasına sebep oldu.
Türkiye'de Sığınmacıların Yaşadığı Sorunlar
Kendi başlarına günlük yaşamlarını sürdürmekte zorlanan sığınmacılar, eğitim, dil, sağlık, psiko-sosyal sorunlar, uyum sorunları, sosyal ilişki kurma sorunları, ekonomik sorunlar gibi birçok sorunlar karşı karşıya kaldılar. Kişinin evinden ve ülkesinden ayrılmak zorunda kalması, gelecek kaygısı, kendi ülkesindeki birikimini yanında getirememesi, kendi ülkesinde içinde bulunduğu statünün Türkiye'de geçerli olmaması, aile, akraba, komşu gibi ilişki ağlarının yokluğu da bu sorunlara eklenince gündelik yaşamın sığınmacılar ve mülteciler için ne kadar zor olduğunu tahmin edebilirsiniz.
Türkiye' de Sığınmacılar Yaşattığı Sorunlar
Birçok sığınmacı topraklarımıza girdikten sonra kendileri için oluşturulmuş mülteci kamplarında ağırlanmaya başladı. Fakat her gün artan mülteci sayısı yüz binleri geçmişti. Kamp alanları hınca hınç dolu ve her geçen gün on binlerce yeni mülteci akın ediyordu. Sayıları bir hayli fazla olan bir grup sığınmacı kamplar yerine ya akrabalarının yanlarına ya da kendilerine uygun gördükleri şehirdeki varoş olarak tabir edilen yaşam standardı daha düşük bölgelerde yaşamaya başladı. Bu da o bölgelerde yaşayan yerli halk için büyük sorunları beraberinde getirdi.
Mültecilerin şehirlere gelmesiyle beraber işçi fiyatlarında düşüş olduğu hemen hemen her bölgede şikayet edilen bir konu halini almış durumda. Suriyeli mülteciler yerli işçiden 5 kata kadar daha düşük ücretler ile çalıştırılmaktadır. İşsizlik ciddi bir sorun haline gelmiştir. Mültecilerin sayıları bir hayli fazla olan mültecilerin eğitimden mahrum olması, işsizlik sorunu, ailevi sorunların bulunması ve benzeri nedenlerden dolayı suç işlemeye meyilli hale gelmiştir. Bundan ötürü suç oranlarında ciddi artışlar meydana gelmiştir. Fuhuş, dilencilik, kaçakçılık ve uyuşturucu gibi ahlaki erozyona yol açabilecek sektörlerde ciddi sorunlar yaşanıyor.
Dil, kültür, yaşam tarzı farkları toplumsal uyumu güçleştirmektedir.
Yerel halk arasında çok eşlilik artmakta, buna bağlı olarak boşanma sayılarında artışlar yaşanmaktadır.
Çocuk İşçiler yaygınlaşmıştır.
Çarpık yapılaşma artmaktadır.
Etnik ve mezhepsel kutuplaşmayı tetikleyecek zemin oluşmaktadır.
Bazı illerde demografik yapının değişmesi söz konusudur.
Sınır illerde enfeksiyon artışları yaşanmıştır.
Suç oranları artmıştır.
Kaçak Suriyeli çalıştıran ve çalıştırmayan firmalar arasında haksız rekabet ortaya çıkmıştır.
İşsizlik oranında artış meydana gelmiştir.
Ev kiraları ve fiyatlarında ciddi artışlar yaşanmıştır.
Suriyelilere yapılan yardımlar ülke için büyük ekonomik külfet oluşturmaktadır.
Türkiye'de Yaşayan Suriyeli Mültecilerin Hakları ve Yapılan Yardımlar
Düşük oranda yapılan dış yardımlar dikkate alınmaz ise kampların mali yükünü AFAD koordinasyonuyla Türkiye Cumhuriyeti karşılamaktadır. Nisan 2014 tarihi itibarıyla Türkiye'nin harcamaları 2,5 milyar doları aşmış durumdadır. Günümüzde 2016 yılında bu rakam 8 milyar doların (25 milyar lira) üzerindedir. Yıllık 5.3 milyar Türk Lirası tutan yardımlar İçişleri Bakanlığının yıllık bütçesini aşmış durumdadır. Resmi rakamlara göre Türkiye'de yaşayan mülteci sayısı 2.7 milyondur. Gayri resmi kaynaklar kaçaklar ile birlikte bu rakamın 3 milyonu aştığını söylüyor.
Sığınmacı ve mülteciler için ortak birtakım haklar bulunmaktadır. Bunlar;
Düşünce, ifade ve toplantı hakkı.
Alıkonma (gözaltı) ya karşı koruma hakkı.
Adil yargılanma hakkı.
Seyahat özgürlüğü.
Çalışma hakkı.
Irk ayrımcılığına karşı sığınmacıları koruyan standartlar.
Çalışma hakkı.
Mültecilerin zulüm görülen yerlere gönderilmeme hakları.
Sonuç
Sonuç olarak Suriye'de yaşanan iç savaş; Suriye hükumetinin tavrı, büyük devletlerin olayları uzaktan koordine etmekle yetinmesi, tarafların anlaşamamasından ötürü kısa sürede biteceğe benzemiyor, bitse dahi şehirlerin uğradığı tahribat gerçekten çok büyük bunun yanında eski güven ortamını oluşturmak uzun yıllar alabilir. Suriyeli sığınmacılar uzun bir süre daha misafir olacağa benziyor bu da problemlerin artacağı anlamına gelebilir. Hatta bu insanların Türkiye'ye entegre edilmesi de göz ardı edilemeyecek bir gerçek gibi duruyor. Umarız bu entegrasyon sağlanırken uzman ekipler ve sosyologlar tarafından destek alınır yoksa sadece siyasi çıkarlar ve oy kazanma uğruna atılacak adımlar tüm ülkeyi büyük bir girdabın içerisine sürükler.
Yorum Yazın