onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Bülent Arel : Elektronik Müziğin Öncü İsmi

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

Bülent Arel : Elektronik Müziğin Öncü İsmi

Mori Grey
16.02.2015 - 20:15 Son Güncelleme: 16.02.2015 - 22:19

Bülent Arel, 1919 yılında İstanbul'da doğmuş, 1990 yılında ABD'de vefat etmiştir. Uluslararası literatürde elektronik müziğin öncü isimlerinden biri olarak kabul edilir. Elektronik avangart müzikler genellikle osilatör adı verilen bir sistem ile yapılmış müziklerdir. Yani bugünkü kadar gelişmiş teknolojide bir müzik yapılamıyor. 1960′lı yıllarda, henüz bilgisayar dahi hayatımızda yokken yaratılan bu müzikler farklı bir önem taşıyor. Çünkü bu yıllarda, osilatör yardımıyla bu müziği yapabilmeniz için elektronik bilginizin olması ve tüm sistemi elektronik olarak yaratmanız gerekiyor. Bülent Arel, vizyon sahibi, yenilikçi ve hedefleri olan bir insandı. Ülkesine hizmet etmek için geri dönüp bir 'elektronik müzik merkezi' kurmak için çabalamıştır ama yine her zaman olduğu gibi devlet yöneticilerinin öngörüsüzlüğü yüzünden bu hayalini gerçekleştirememiştir.Eğer gerçekleştirebilseydi bugün belki de Türkiye elektronik müzikte referans bir ülke olabilirdi.

1.

1.

1939 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı’na giren Arel, Ferhunde Erkin ile piyano, Necil Kazım Akses ile kompozisyon çalışmış, 1947’ de konservatuvarı bitirmiştir. 1950’den sonra Gazi Eğitim, Ankara Radyosu ve konservatuvardaki görevlerinin yanı sıra, orkestralar yönetmiş, piyanist olarak resitaller vermiş, eşlikçilik yapmış, korolar kurmuş, tonmayster olarak çalışmıştır

2.

2.

Helikon Derneği, 1952’de Ankara’da çağdaş Batı sanat ve kültürü üzerinden sosyalleşme ve etkinlikler düzenlemek amacıyla Bülent-Rahşan Ecevit, Rasin-Zerrin Arsebük, Bülent-Selma Arel tarafından kuruldu. Arel, derneğin müzik direktörü olarak hem etkinlikleri belirliyor hem de konserlerde piyanist olarak yer alıyordu. O dönem Ankara’sı için beklenmedik bir oluşum, ya da değil… Zira o sıralarda Batı algısı esas alınarak müzik ve güzel sanatlar alanında üretim yapabilmek önemliydi. Anadolu halk müziğinin Batı klasik müziği teknikleriyle yeniden çalınması evrensel kültüre katılım olarak değerlendiren sanatçılara bir alternatifti. Bülent Arel’in yerel kültürü dönüştürmekten ziyade avangart kültüre direkt katılımında Helikon Derneği’nde içinde bulunduğu etkileşim önemli bir faktör. Dernek 1955’te meydana gelen 6-7 Eylül olayları sırasında isminin Grekçe olmasından ötürü bir yanlış anlaşılma sonucu kapatılıyor. Kısa süre sonra açılsa da eski sinerji yakalanmıyor.

3.

3.

1960’lara doğru Bülent Arel, yaylı çalgılar dörtlüsü ve elektronik müzik için bir müzik yazar ve bu eseri mühendis arkadaşının yardımıyla yaptığı osilatörle seslendirir. Osilatörü basit olarak “Elektrik akımlarını ses frekansına çeviren bir düzenek” olarak tarif edebiliriz. Ankara Milli Kütüphane’de yapılan bu konser bir klasik keşfedilme hikâyesine dönüşür. Konserde bulunan Rockerfellar temsilcisi, Bülent Arel’e elektronik müzik konusunda araştırmalarına devam edebilmesi için Amerika, New York’ta burs önerir.

4.

4.

1959 yılında Rockerfellar bursuyla kurulan Columbia-Princeton Elektronik Müzik Merkezi’nin kuruluş hikâyesi de tıpkı Bülent Arel gibi yeni ses arayışında iki idealist bestecinin bir araya gelmesi ve çabasıyla. Arel, merkeze geldiğinde bu iki besteciyle çalışmalarına başlıyor. Bu dönemlerde Amerika’da da buradan başka elektronik müzik alanında ciddi çalışmaların yapıldığı başka bir yer yok. Bülent Arel, kısa süre içinde kendi müzik lisanını oluşturarak bu şansı değerlendiriyor.

5.

5.

Müzik tarihçimiz ve eleştirmenlerimizden Prof. Filiz Ali, 1959’da Arel’in Rockefeller bursuyla gittiği New York’ta Columbia-Princeton Elektronik Müzik Merkezi’nin kuruluşunda öncelikli bir yeri olmasının nedenini, Edgar Varese, Vladimir Uçasevski, Milton Babbitt ve Otto Leiuning gibi elektronik müzik bestecilerinin hepsinden daha fazla pratik, teorik bilgi ve beceriyle donanmış bulunması ve bu birikimi yaşama kolayca geçirebilmesi olarak açıklar.

6.

6.

Arel, 1962’de Türkiye’ye dönmüş ve ABD’deki birikimini ülkemize aktarmak istemiştir. 1962-65 yılları arasında Ankara Radyosu Müdürlüğü'nü yaparken bir yandan da konservatuvar ve Gazi Eğitim’de öğretmenliği sürdürmüş, ama asıl Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde bir elektronik müzik merkezi kurmak için çaba göstermiştir. Bu amaç gerçekleşmeyince 1965 yılında yeniden ABD’ye giderek orada yerleşmiştir.

7.

7.

Bestecimiz, ilk yapıtlarını 1950’lerde üretmiştir. Bu yapıtlar, genelde izlenimci akımın etkisindedir. 1957 yılından sonra ise Schönberg’in on iki ton yöntemine yönelmiş ve elektronsal gereçleri de kullanmaya başlamıştır. ABD’deki yaratıcı serüveni ise önce 1959-62 arasını, sonra da 1963’ten 1991’de öldüğü güne kadar süren iki dönemi kapsar. İlk dönemde Arel, Elektronik Müzik Merkezi’nde dersler vermiş, elektronik müzik laboratuarında yeni yöntemler bulmuş ya da geliştirmiş ve 15 dolayında yapıt bestelemiştir. 1965 yılından sonra ise Yale Üniversitesi’nin elektronik müzik laboratuarını kurmuş, New York Devlet Üniversitesi’nde (State University of New York, SUNY) Stony Brook’ta profesör olarak dersler vermeye başlamıştır.

8. Bülent Arel - Stereo Electronic Music No.1 (1960)

9. Bulent Arel - Fantasy and Dance for Five Viols and Tape

10. Bülent Arel - Mimiana (1)

11. Bülent Arel - Mimiana (2)

12. Bülent Arel - Mimiana (3)

category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
5
1
1
1
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
gkmnbrs

İlk defa duydum kendisini. Daha araştırsak arşivleri, neler çıkar ortaya kim bilir. Ülkedeki insanları engelleyenler tek tek bedelini ödeyecek ama er ya da geç.

Mori Grey

İlhan Mimaroğlu da var eğer daha önce duymadıysan. Bülent Arel'in çağdaşı. Onun da avangart elektronik müzikle ilgili çalışmaları var.