Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı
Yargı Kimden Yana?! | Taha Akyol | Hürriyet
YARGIDA devrim gibi köklü bazı değişiklikler yapan kanun çıktı fakat kamuoyunun fazla dikkatini çekmedi, tartışılmadı bile.
Yargıyı yeniden yapılandırmak bakımından, bölge mahkemelerinin kurulması olumludur, fakat Yargıtay’da dairelerin yeniden düzenlemesini ve soruşturmaların yeni kurulacak ‘sulh hâkimliği’ sistemine bağlanmasını hayli sorunlu buluyorum.
Bugün soruşturmalar için kurulan sulh hâkimliğini ele alacağım.
SORUŞTURMALARDA YENİ DÜZEN
Yüz elli yıllık sulh mahkemeleri kapatılıyor! Üyeleri sıfırdan HSYK tarafından atanacak yeni“sulh hâkimliği” diye bir kurum oluşturuluyor. Soruşturmalarda gözaltı, arama, tutuklama, malvarlığına tedbir, yurtdışı yasağı, takipsizliğe itiraz gibi bütün adli işlemleri bu yeni atanacak hâkimler yapacak. (Madde 48)
Bu hâkimler herhangi bir soruşturmayı, mesela bir yolsuzluk soruşturmasını, yahut örgüt soruşturmasını ciddiyetle yürütebilecekleri gibi, kapanmasını da sağlayabileceklerdir.
Gül Kapıyı Kapatmadı | Serpil Çevikcan | Milliyet
Cumhurbaşkanı Gül ile Erdoğan dün Huber Köşkü’nde bir araya geldi. Hükümet cephesinden yansıyan bilgiler Gül’ün başbakanlık konusuna kapıyı tamamen kapatmadığını gösteriyor
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adaylığının yarın Ankara’da yapılacak görkemli bir törenle ilan edilmesi beklenirken, dün İstanbul’da Huber Köşkü’nde kritik bir zirve gerçekleşti.
Gazi Koşusu’ndan sonra gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Cumhurbaşkanlığı’na yeniden aday olmayacağını, 30 Mart yerel seçimlerinden önce Başbakan Tayyip Erdoğan’a söylediğini açıklayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakanlık görevini üstlenmesi konusundaki sorulara “İstişare edeceğiz” cevabını verdi.
Cemaat ve CHP Yeni Operasyona Hazırlanıyor | Abdülkadir Selvi | Yeni Şafak
Operasyon sinyalini Kılıçdaroğlu verdi.
Cemaat ile CHP, yeni operasyona hazırlanıyorlar.
Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesinden sonra düğmeye basacaklar.
Operasyonu Adana'daki MİT TIR'larıyla ilgili görüntüler üzerinden başlatacaklar.
Kılıçdaroğlu, 24 Haziran tarihli CHP Grubu'nda, 'Silah sevkiyatının görüntü ve belgeleri elimizde' demişti.
CHP liderine göre Türkiye, IŞİD'e silah sevk ediyor.
Yani Suriye'de, Irak'ta Türkmenlere karşı savaşan, onları katleden IŞİD'e.
Yani Musul'da Başkansolosluğumuz'u basıp 49 vatandaşımızı rehin tutan IŞİD'E...
Daha Çoook Tutuklar, Çoook Yakarız! | Tarhan Erdem | Radikal
Dünkü gazetelerde iki başlık vardı: “ Hatip Dicle serbest ” ve “ Tarihi Hüseyin Avni Paşa Köşkü kül oldu. ”
Bu başlıklar bana, anayasada ve kanunlarımızda, ifade özgürlüğü ve mülkiyet hakkının insan haklarına ters biçimde tanımlandığını ; yürütme gücünün bu hakları koruyamadığını, yargının bu hakları halka iade edemediğini; bir kez daha, maalesef 1982’den bu yana belki bininci kez hatırlattı1
Hatip Dicle, 2009 yılından bu yana, Terörle Mücadele Yasası’nın birçok maddesine, tabii onların göndermesiyle ceza kanunlarının ve onların kaçıncı kez değiştirilmiş maddelerinin bazı fıkralarına göre “tutuklu” bulunuyordu.
Hatip Bey’in sözlerinden hiçbir yurttaşımız zarar görmemişti, ama özel savcı devletin temeline bomba koyduğunu iddia etmiş ve tutuklu yargılanmasını istemiş, özel mahkeme bu isteği kabul etmişti.
Bu Milletin Cengiz İnşaat'a Borcu | Çiğdem Toker | Cumhuriyet
Cumhurbaşkanı seçimini, ekonomik güç ilişkilerinden bağımsız düşünen yanılır.
Yavaş yavaş Köşk’ten toplanmaya başlayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül , gitmeden kısa bir süre önce çok önemli iki yasayı daha -büyük ihtimalleonaylayacak. Biri Çözüm Yasası, diğeri Torba Yasa.
Çözüm Yasası’nın tatile günler kala Meclis’e getirilmesini, 10 Ağustos için Kürt seçmenlerin oylarına yönelik taktiksel bir hamle olduğunu düşünenler çoğunlukta. Doğru ama eksik.
Apar topar gelen düzenlemeyi, bir de KCK Yürütme Konseyi üyesi Murat Karayılan ’ın bu düzenleme gelmeden sadece birkaç gün önce (18 Haziran) ANF’ye verdiği röportajla birlikte değerlendirmeyi deneyin:
“Süreç kritik ve hassas bir noktada. 1-2 haftada netleşir. Gelinen aşamada AKP’nin kesesinde bir şey varsa, bunu çıkarıp pratikleştirmesi, işleme koyması gerekmektedir. Yoksa herkes kendi yolunda yürüyecektir.”
IŞİD'e Karşı El Kaide'den Medet Ummak... | Ruşen Çakır | Vatan
El Kaide’yi El Kaide yapan asıl noktanın, başta ABD’deki 11 Eylül 2001 saldırıları olmak üzere, dünyanın dört bir tarafında, Suudi Arabistan, Yemen, Endonezya, Türkiye, İngiltere, İspanya, Fas gibi birbirinden farklı yerlerde Batılı hedeflere yönelik intihar saldırıları olduğunu biliyoruz. Ancak El Kaide’nin “küresel cihat” stratejisi, ne kadar çok ses getiren eylemler düzenlenirse düzenlensin, küresel bir İslam devrimi söz konusu olamayacağı için baştan tıkanmaya mahkumdu.
Bu tıkanıklığın aşılması için de “küresel cihat”ın yerel ve bölgesel cihatlarla harmanlanması gündeme geldi. Bu açıdan Irak’ın özel bir yeri vardır. ABD’nin işgaliyle birlikte Irak El Kaide yönetimi tarafından Afganistan’ın bile yerini alabilecek yeni bir cihat alanı olarak görüldü. Bunda Ürdün asıllı Ebu Musab el Zerkavi’nin El Kaide’ye katılmasının rolü de önemliydi. Fakat Amerikan yönetiminin geliştirdiği stratejiler başarılı olup Zerkavi de öldürülünce, yapılmış olan bütün yatırımlara rağmen Irak’ın El Kaide’yi geliştirmediği, tam tersine etkisinin azalmasına yol açtığı ortaya çıktı.
Hani Sizi Bilmesem Albayım | Mehmet Baransu | Taraf
Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali” kararının ardından Balyoz’dan tahliye olan Emekli Albay Dursun Çiçek de açmış ağzını… Devamını oku Bavuldaki kirli çamaşırlar
Anayasa Mahkemesi’nin, Balyoz Darbe Planı davasını, usul yönünden iki gerekçeyle eleştirip, yeniden yargılanma yolunu… Devamını oku Demokrasi olmadan barış olmaz
Lice olayları, yaşamını yitiren Kürtler ve barış sürecinde geldiğimiz nokta.
Sürecin başladığı ilk günlerde “sizleri… Devamını oku Bu kötülüğü bize neden yaptınız
Bir ülke düşünün.
Doğusunda, Bingöl- Diyarbakır Karayolu’nda dokuz gündür ulaşımın yapılamadığı...… Devamını oku Diktatör diyenin alnını karışlarım!
Madem Demokrasi Yolu Hepten Tıkalı, Bari Kürtlerle Barış Tehlikeye Girmesin | Nuray Mert | Diken
Başbakan cumhurbaşkanı adayını açıklayacak, AKP seçmenleri ve belki başka muhafazakarlar oyunu ona verecek; buna karşılık ortak bir adayda anlaşanlar da Ekmeleddin İhsanoğlu’na oy verecek. Olay bu.
Bana AKP’nin adayı, mevcut koşullarda birinci turda seçilir gibi görünüyor. Durum bu kadar açıkken, nedir bu Ekmeleddin İhsanoğlu düşmanlığı, anlayabilmiş değilim.
AKP’yi destekleyen muhafazakarların beğenmedikleri İhsanoğlu’na oy vermelerini bekleyen yok. CHP seçmeninin bir kısmı da farklı nedenlerlle ona oy vermeyeblir. Bu durumda ikinci aday birincinin gerisinde kalacak, hepsi bu.
Böyle olduğu halde, kıyamet kopuyor. AKP destekçileri ısrarla CHP’ye sol aday çıkarması gerektiğini hatırlatıp duruyor; oysa onlara ne CHP’nin sola mı sağa mı kaydığından?
Ak Parti Mağdurdu, Şimdi Mağrur mu? | Mustafa Karaalioğlu | Star
Bir siyasi başarının arkasında elbette doğru bir fikir ve olağanüstü gayret olmak zorunda... Doğru, iyi ve güçlü bir fikir olacak ve beraberinde bu fikir için mücadele edebilme cesareti ve enerjisi... İkisi birden olmak zorundadır. Tayyip Erdoğan ve partisi bu şartları yerine getirdiği için başarmıştır.
Buna ilaveten, siyasi ve siyasi olmayan rakiplerinin Erdoğan ile AK Parti’yi analiz etme becerisi gösterememesi de iktidar partisinin siyaset yapma kapasitesini genişletti. 12 yıl geçti, hala AK Parti’nin neye tekabül ettiğinin ve hangi dinamikler üzerinden yükseldiğinin anlaşıldığını söyleyemeyiz. Yaşamakta olduğumuz gerilim ve hatta kutuplaşmanın temelinde de bu kavrama eksikliği büyük pay sahibidir. Gerilim başka faktörlerin yanısıra AK Parti’yi tehlike ve düşman olarak görmek önyargısından da kaynaklanıyor.
Cemaatlere Karşı Cemaat Kuruyorlar | Ali Bulaç | Zaman
Bunlar da “dinler, mezhepler, kavimler, sınıflar, halk ile yönetimler, cinsiyetler, laik-anti laik yaşama biçimleri ve cemaatler arası” olmak üzere sekiz kalemde toplanmaktadır. Son gruba sivil toplum gruplarını da ekleyebiliriz.
Cemaatler veya STK’lar arası gerilimin iki sebebi var: Biri kendi doğasından kaynaklanan rekabet, diğeri devletin işe müdahil olması. Cemaatler her zaman belli bir yarış içinde olurlar, bu tabii sınırları içinde kaldığı müddetçe tabiidir, hatta “hayırlarda yarış” prensibi içinde iyidir de: “Her topluluğun yüzünü çevirdiği bir yön (cihet) vardır. Öyleyse hayırlarda yarışınız.” (2/Bakara, 148). Devlete düşen bir cemaatin diğerleri üzerinde tahakküm kurmaya, haklarını ihlal etmeye kalkışması durumunda ona hukuk içinde kalarak engel olmasıdır. Devlet şu veya bu cemaatten yana tutum alırsa adil ve tarafsız vasfını kaybeder.