Görüş Bildir
Haberler
20. Yüzyılda Anadolu Topraklarında Yetişen Osmanlı Döneminin Önemli Tıp Kadınları

20. Yüzyılda Anadolu Topraklarında Yetişen Osmanlı Döneminin Önemli Tıp Kadınları

2. Meşrutiyet ile birlikte hızlanan modernleşme hareketleri kadınların toplumun aktif bir parçası olup olmadığını tartışırken, aynı toplumda yaşayan Ermeni, Musevi, Rum cemaatinin kızları yurtdışında tahsile başlamış ve özellikle de toplumun en fazla ihtiyaç duyduğu tıp, eczacılık, hemşirelik gibi meslek dallarında diplomalarını alarak ülkelerine dönmüşlerdir. Bu çalışma Osmanlı tebaasından Dr. Zaruhi Serope Kavalcıyan, Dr. Ophelia A. Nargararyan ve Dr. Amelia Frisch'in tıp alanında eğitim almak amacıyla yaşadıkları süreci, aldıkları eğitimi ve ülkelerine döndüklerinde her tıp eğitimi almış Osmanlı erkeğinin sahip olduğu hakları kullanmak adına gösterdikleri çabayı gözler önüne sermeye çalışmaktadır.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Osmanlı Devleti'nin ilk kadın hekimi Dr. Zaruhi Serope Kavalcıyan

Osmanlı Devleti'nin ilk kadın hekimi Dr. Zaruhi Serope Kavalcıyan

Dr. Zaruhi Serope'nin babası Dr. Dikran Kirkor Kavalcıyan, Amerika'nın en eski tıp okullarından birisi olan Boston Tıp Fakültesinden, Nisan 1875 yılında mezun olmuş ve memleketi olan Adapazarı'na dönerek, 1915 tarihindeki vefatına kadar hekimlik ile öğretmenlik mesleğini birlikte icra etmiştir.

Dr. Dikran Kavalcıyan, tıp da "Homeopati" uygulamalarını savunan bir hekim olarak tanınmıştır.

Dr. Dikran Kavalcıyan, tıp da "Homeopati" uygulamalarını savunan bir hekim olarak tanınmıştır.

İlk ve orta öğretimini mezkur okulda tamamlayan Zaruhi, 1898 yılında bir yıl aynı okulda öğretmenlik yapmasının ardından 1899 senesinde, zamanın şartları da kızların daha fazla eğitim almasına imkan vermediğinden, Amerikan Koleji'ndeki öğretmenlerinin ve ailesinin desteği ile Amerika Birleşik Devletleri'nin Illinois eyaletinin Chicago şehrinde bulunan, Illinois Üniversitesi'nin Tıp Fakültesine gönderilmiş ve 1903 yılındas sözü edilen eğitim kurumundan 'College of Pysicians And Surgeons'  (cerrahi doktoru) unvanı ile mezun olmuştur.

Dr. Zaruhi, ülkesinde bir tıp hekimi değil, ebelik mesleğine vakıf bir kişi olarak girebilmiştir.

Dr. Zaruhi, ülkesinde bir tıp hekimi değil, ebelik mesleğine vakıf bir kişi olarak girebilmiştir.

Dr. Zaruhi Serope Kavalcıyan 1903 yılında tahsilini tamamlayarak, Osmanlı Devleti'ne dönmek istediğinde Amerika Birleşik Devletleri'nden aldığı pasaport kendisine sorun olmuş ve ülkeye girebilmesi için ailesinin Adapazarı eşrafından olduğunu, hali hazırda aynı yerde ikamet ettiklerini yörenin Protestan Ermeni Cemaati Riyaseti'nden talep edilen belgelerle ispat etmek zorunda kalmış, yetmemiş kendisinin tebaa-i Osmaniye'den olduğunu da beyan etmesinin ardından 'hastane ebesi' olarak memleketi Adapazarı'na dönmesine izin verilmiştir.

Dr. Zaruhi Serope babasının sahibi olduğu imkanlardan istifade ederek gizli de olsa sadece asistanlık yaparak kısmi alanda doktorluk mesleğini icra edebilmiştir.

Dr. Zaruhi Serope babasının sahibi olduğu imkanlardan istifade ederek gizli de olsa sadece asistanlık yaparak kısmi alanda doktorluk mesleğini icra edebilmiştir.

Osmanlı'da kadınlar için tıp mesleğinin 2. Abdülhamid döneminde yapılabilmesi imkansıza yakınken, erkekler için eğer yurtdışında tıp tahsili almışsa, namzet olarak, Tıbbiye Meclisi'nden olur belgesi getirmesi şart koşulmaktaydı. Osmanlı Devleti'nin süreç içerisinde yaşadığı siyasi, sosyal, iktisadi güçlüklerde göz önünde bulundurulduğunda, hekime en fazla ihtiyaç duyulan savaş yıllarında bile dönemin Dersaadet-i Tıbbiye-i Cemiyet-i Şahanesi, Dr. Zaruhi Kavalcıyan'ı toplantılarına bile davet etmemiş, bu yok sayılma hali 15 yıl kadar sürmüş ve sonunda kadın hekimlere kısıtlı olmak koşulu ile tıbbiyenin bazı alanlarda çalışabilme fırsatı tanınmıştır.

Babası felç geçirip iş göremez hale gelince, kızı Zaruhi Kavalcıyan babasının hastalarını devralarak Adapazarı ve çevresinde hekimliğe kaldığı yerden devam etmiştir.

Babası felç geçirip iş göremez hale gelince, kızı Zaruhi Kavalcıyan babasının hastalarını devralarak Adapazarı ve çevresinde hekimliğe kaldığı yerden devam etmiştir.

Tıbbiyeden hiç vazgeçmemiş ve 1952 yılına değin mezkur okulda biyoloji, fizyoloji ve fen dersleri vermiş, mezun kızların tıbbiyeyi seçmelerinde ve yine aynı okulda tıp bölümünün açılmasında tesirli olmuştur.

Üsküdar ve çevre semtlerde tanınmış bir hekim olarak Türk toplumuna hizmet vermeye de devam etmiştir. 30 Haziran 1969 tarihinde 92 yaşında vefat eden doktor, Feriköy'deki Ermeni mezarlığında kız kardeşinin yanına defnedilmiştir.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Ofhelian Nergararyan Bir Doktor ve Senarist

Ofhelian Nergararyan Bir Doktor ve Senarist

Dr. Zaruhi Kavalcıyan'ın eğitimi ile benzerlikler taşıyan bir başka Osmanlı Ermeni kadını Ophelia A. Nergararyan 10 Nisan 1882 yılında Adapazarı'nda dünyaya gelmiştir.

1987 yılında eğitmenlerinin desteği ile ABD'nin New York Eyaleti'nin Philadephia şehrinde tıp eğitimine başlamış ve okulu 1903 yılında Tıp doktoru ünvanı ile tamamlamıştır.

Aynı sınıfta kendisi hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olamadığımız İstanbul doğumlu bir kadın hekim olan Agavnie Gülbenkyan da vardır ki o da 1903 yılında aynı okuldan 42 kişi ile birlikte mezun olmuştur.

Aynı sınıfta kendisi hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olamadığımız İstanbul doğumlu bir kadın hekim olan Agavnie Gülbenkyan da vardır ki o da 1903 yılında aynı okuldan 42 kişi ile birlikte mezun olmuştur.

Amerika'daki eğitimini tamamlayan genç kadın doktor Nergararyan, İstanbul'a dönmesinin ardından kısa bir süre sonra Dr. Dikran Bedros Kasapyan ile dünta evine girmiş, onunla beraber İstanbul, İzmir gibi şehirlerde hekimlik yapmış, ancak Dr. Nergararyan ve Dr. Zaruhi'nin karşı karşıya kaldığı sorunları yaşamış ve hekimliğini sadece eşi Dr. Bedros Kasapyan'ın yanında icra edebilmiştir.

Osmanlı Devleti'nde resmi kayıtlara geçen ilk kadın hekim bir Edirne Musevisi Amalia Frisch

Osmanlı Devleti'nde resmi kayıtlara geçen ilk kadın hekim bir Edirne Musevisi Amalia Frisch

Dr. Jozsef Frisch'in 1880 yılında Macaristan'dan Edirne'ye göç etmesinden iki yıl sonra 10 Kasım 1882 tarihinde Osmanlı'nın ilk hekimleri arasında yer alacak kızı Amelia Frisch'in dünyaya gelmiştir. Eğitim sürecini 1901 yılında tamamlamasının ardından ailesinin ve okul öğretmenlerinin tavsiyesi üzerine Avusturya'da değil, İsviçre'ye tıp eğitimi almaya gitmiş, buradan 1907 yılında pratisyen hekim olarak diplomasını almıştır.

Bunun ardından 1908 yılında Zürih'te hazırladığı tez ile de Viyana'da kadın hastalıkları ve doğum uzmanlığı belgesi almaya hak kazanmıştır.

Bunun ardından 1908 yılında Zürih'te hazırladığı tez ile de Viyana'da kadın hastalıkları ve doğum uzmanlığı belgesi almaya hak kazanmıştır.

Tüm bunların ardından Viyana Üniversitesi İkinci Jinekoloji Kliniği'nde çalışarak kadın ve doğum hastalıkları konusunda uzmanlığını geliştirmiştir.

Dr. Amelia Frisch'in Avusturya Hastanesinde hizmet vermeye başladığı dönem, Osmanlı Devleti'nin en sıkıntılı siyasi süreçlerinden birisini yaşadığı zamana da denk gelmiştir.

1903 yılında kurulan ve daha sonra Cumhuriyet Türkiye'sinde de faaliyetlerine devam eden Verem Savaş Derneği'nin, İstanbul'daki resmi kayıtlı tek kadın hekimi olmuştur.

1903 yılında kurulan ve daha sonra Cumhuriyet Türkiye'sinde de faaliyetlerine devam eden Verem Savaş Derneği'nin, İstanbul'daki resmi kayıtlı tek kadın hekimi olmuştur.

1918 yılında babasının vefatı ile birlikte işgale uğrayan Osmanlı başkentinde, müttefik kuvvetlerin baskıları ile de karşı karşıya kalınca annesi ile birlikte 1919 yılında Macaristan'ın başkenti Budapeşte'ye dönmüş, dönemin hükümeti kendisini 1923 de emekli edince bir süre stomatoloji uzmanı olarak çalışmalarını sürdürmüştür. Dr. Amelia Frisch hayatının son yıllarını psikolojik sorunlarla geçirmiş ve 20 Ocak 1941 tarihinde Budapeşte'de Kozmo Musevi Mezarlığına vefatının ardından defnedilmiştir.

Bu içeriklere de göz atabilirsiniz

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
17
5
3
1
1
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Birşeyler

O sırada çocuğuna tıp okutabilecek varlıklı Türk ailelerinin kızları için planı: 16 yaşında kendinden en az 10 yaş büyük varlıklı kocaya verelim evlensin çol... Devamını Gör