onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Yâr Deyince Kalemi Elden Düşüren Bu Toprakların En Sıcak Aşk Türküsü Mihriban'ın Hikâyesi

etiket Yâr Deyince Kalemi Elden Düşüren Bu Toprakların En Sıcak Aşk Türküsü Mihriban'ın Hikâyesi

Dale Cooper
17.04.2018 - 15:20

Abdurrahim Karakoç'un kaleminden, Musa Eroğlu'nun sesinden Mihriban türküsü, dünden bugüne ülkemizin her kesimi tarafından en çok sevilen, en dilden düşürülmeyen türkülerinden biri.

Bu sevilen türkünün pek de bilinmeyen hikayesine biraz yakından bakalım...

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Önce Musa Eroğlu'nun güzel sesinden sonrasında birçok farklı yorumla yıllardır dinlediğimiz Mihriban türküsü ülkemizce en sevilen türkülerden biri.

Önce Musa Eroğlu'nun güzel sesinden sonrasında birçok farklı yorumla yıllardır dinlediğimiz Mihriban türküsü ülkemizce en sevilen türkülerden biri.

Son dönemde Çukur dizisindeki Vartolu'nun hikâyesindeki yeriyle de, ekranlarda duymaya devam ediyoruz bu güzel türküyü.

Artık herkes Vartolu'nun hikâyesini ve onun kendi Mihriban'ınını biliyor ancak türküdeki Mihriban'ın hikâyesi ne?

Şair Abdurrahim Karakoç, herkesçe ezbere bilinen bu türküyü, şiir olarak kavuşamadığı aşkı için yazmıştı.

Şair Abdurrahim Karakoç, herkesçe ezbere bilinen bu türküyü, şiir olarak kavuşamadığı aşkı için yazmıştı.

Ya da başka bir deyişle, 1960lı yıllarda yaşadığı aşkı, kelimelere döktüğü bu şiir sayesinde ölümsüzleştirmişti.

Abdurrahim Karakoç henüz genç yaşlardayken köyündeki bir düğün için dışarıdan misafirler köye gelir. Ve gelenlerden biri de Mihriban'dır.

Abdurrahim Karakoç henüz genç yaşlardayken köyündeki bir düğün için dışarıdan misafirler köye gelir. Ve gelenlerden biri de Mihriban'dır.

Abdurrahim Karakoç, Kahramanmaraş'tan ailesiyle düğün için gelen bu genç kızı görür görmez aşık olur. Gidip tanışmak ister. Tanışırlar da.

Mihriban; şefkâtli, merhametli ve güler yüzlü demektir. Aşık olduğu genç kızda bu özelliklerin tümünü gören Karakoç ona "Mihriban" der.

Mihriban; şefkâtli, merhametli ve güler yüzlü demektir. Aşık olduğu genç kızda bu özelliklerin tümünü gören Karakoç ona "Mihriban" der.

Misafirlik sürdükçe Abdurrahim Karakoç ile kızın aşkı günden güne büyür. 

Bir sabah komşusuna gider Abdurrahim Karakoç fakat bir bakmış artık Mihriban yok. Mihriban ailesiyle evine dönmüş.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Bu aşk Karakoç'u öylesi bir hale getirir ki yemeden içmeden kesilir, hayatı anlamsızlaşır.

Bu aşk Karakoç'u öylesi bir hale getirir ki yemeden içmeden kesilir, hayatı anlamsızlaşır.

Halini gören anne ve babası da Mihriban'ı bulmak için Maraş'a giderler, bulurlar da ama bu aşk pek mümkün değildir.

Halini gören anne ve babası da Mihriban'ı bulmak için Maraş'a giderler, bulurlar da ama bu aşk pek mümkün değildir.

Mihriban'ın ailesiyle konuşur Karakoç'un anne ve babası, önce Mihriban için 'yaşı küçük' derler. Sonra ısrarcı olduklarını gördüklerinde de Mihriban'ın nişanlı olduğunu söylerler.

Köylerine döndüklerinde bu durumu oğullarına kolayca anlatamazlar elbette. Abdurrahim Karakoç onların hallerinden bir şeylerin olduğunu anlar, anne ve babası da en son Mihriban'ın nişanlı olduğunu, evleneceğini söylerler.

Sonrasında "Bu evde o isim anılmayacak ve konusu geçmeyecek der!" Karakoç ancak adını yasakladığı aşkını kalbine yasaklayamaz.

Aradan yıllar geçer, Mihriban'ın adı önce şiir sonra türkü olur. Türkü olunca da Mihriban dahil olmak üzere herkes tarafından duyulur.

Mihriban türküyü duyunca Abdurrahim Karakoç'a bir mektup yazar ve bu mektupta yalnızca "Unutmak kolay değil..." der.

Mihriban türküyü duyunca Abdurrahim Karakoç'a bir mektup yazar ve bu mektupta yalnızca "Unutmak kolay değil..." der.

Yıllardır aşkıyla bir başına kalmış Karakoç, bu mektubun üzerine bir şiir daha kaleme alır. Onda artık hislerini yılların olgunluğuyla birleştirir, tüm bu olanlar üzerine şu sözleri dile getirir: 

Bazen aklıma düşüyor. Ben unutursun diyorum ama insan hiçbir zaman unutamıyor… O bir mektup üzerine yazılmıştır. Benim gönderdiğim bir mektuptan dolayı bir cevap aldım. “Unutmak kolay mı?” başlığı mektubun. 

'Unutmak kolay mı? deme/Unutursun Mihriban’ım” diyorum. “Düzen böyle bu gemide/Eskiler yiter yeni de/Beni değil, sen seni de unutursun Mihriban’ım” diyorum…

Karakoç'un adını Mihriban koyduğu ölümsüz aşkı bugün bir sürü insanın ezbere bildiği; acılı, sancılı, ağrılı günlerinde dilinden düşürmediği bir türkü olarak kaldı geriye. ❤️

Karakoç'un adını Mihriban koyduğu ölümsüz aşkı bugün bir sürü insanın ezbere bildiği; acılı, sancılı, ağrılı günlerinde dilinden düşürmediği bir türkü olarak kaldı geriye. ❤️

Mihriban'ın gerçek adı ise Şehriban'dı.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Bu yüreklere dokunan türküyü bir kez daha dinlemek isteyenleri şöyle alalım!

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
508
266
183
11
8
7
4
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Pasif Kullanıcı

Aşk varmış eskiden.Kim bilir daha kaç türkü var,onların yazmadıkları bizim dinlemediğimiz...Mihriban'ı her dinlediğimde bunları düşünürüm.

Sevda Aslankaya

mona rosa, mihriban, meyrik... gerçek aşk vuslatı olmayan aşktır. kavuşsalardı bu muhteşem şiir ve türküler olmayacaktı belki.

Talat Altın

lambada titreyen alev üşüyor sözüyle beni benden alan bir türkü eğer benim gibi enstrüman çalan bir insansanız mutlaka şarkıyı çalmayı deneyin çünkü en az di... Devamını Gör

Talat Altın

notalarim com adresini ziyaret edebilirsiniz izin vermiyor onedio