Vincent Van Gogh'un Hiçbir Tablosundan Eksik Etmediği Sarı Renginin Geçmişe Uzanan Büyüleyici Hikayesi
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Vincent Van Gogh'un Hiçbir Tablosundan Eksik Etmediği Sarı Renginin Geçmişe Uzanan Büyüleyici Hikayesi
Herkes Vincent van Gogh'un en sevdiği rengin sarı olduğunu bilir. Peki neden? Hem sarı renginin binlerce yıllık tarihini hem de Gogh'un sarı rengine olan düşkünlüğünün sebebini sizler için derledik... 👇
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Hikayemiz 19 bin yıl öncesine dayanıyor. Sarı rengi, resimdeki en eski renklerden biridir.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Lascaux'taki (M.Ö.) 17 bin yılına ait bu mağara çizimlerinde sarı bir at görüyoruz. 👇
Yine topraktan elde edilmesiyle sarı rengini dünyanın dört bir yanındaki antik eserlerde görüyoruz.
Ortaçağ'da sarı rengi, Yehuda ile ilişkilendirilmeye başlandı. İncil'de buna dair bir bilgi olmasa da hep sarı bir giysiyle resmedildi.
Rönesans'a kadar sanatçılar 16. yüzyılda gerçek perspektif ve sanatta derinliği benimsemeye başladı.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Ancak Rönesans esnasında şekil ve kompozisyona önem veren Floransa ve Roma sanatçıları ile renge önem veren Venedik sanatçıları arasında bir gerilim vardı.
17. ve 18. yüzyıllara ilerlerken rengin kendisi asıl sahneyi almaya başladı. Nicolas Poussin de tıpkı ardından geldiği Titian gibi renkleri çarpıcı bir şekilde resmediyordu.
Caravaggio ise sarı rengini daha önce görülmemiş bir şekilde kullandı: Güneş ışığını resmetmek için!
Rönesans'tan 18. yüzyıla uzanan süreçte dikkat etmeniz gereken bir diğer nokta ise sarı renginin artan gerçekçiliği.
Fakat işler Romantik sanatçıların duygunun sanatı besleyen asıl şey olduğunu düşünmesi ile değişti.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Ancak 19. yüzyılda sanat dünyasını hükmeden Paris, Güzel Sanatlar Akademisi'ydi.
Akademi sanatçıları Yüksek Rönesans'ta gördükleri her şeyi taklit ettiler. Klasik ve İncil'e ait temalar da dahil olmak üzere...
Edouard Manet ve Claude Monet gibi sanatçılar, dünyanın bir sanatçının atölyesi gibi görünmediğini düşündü.
Şimdi ise 1880'lere geldik: Eski teoloji öğrencisi ve vaiz Vincent van Gogh resim yapmaya başladı.
Paul Gaugin (1848-1903) bir adım ileri atarak Empresyonizme tepki gösterdi. Gerçekçiliğin daha öznel bir tarzını benimsedi.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Gaugin, doğal olmayan renkleri benimsedi. Resimlerinde derinlikten ziyade yarı-soyut imgeleri resmetti.
Vincent van Gogh, Gaugin ile Paris'te tanıştı. İkili daha sonra bir süre birlikte yaşadılar.
Hem İzlenimcileri hem de onlara tepki gösteren Post-İzlenimcileri gören Gogh'u etkileyen şey dünyanın gerçek rengini unutarak hissettiği gibi resmetmesi oldu.
Bu ayrıca bize Gogh'un niçin hem parlak sarıyla hem de gerçekçi olmayan bir şekilde resmettiğini açıklıyor.
Ancak sarının tarihinden ziyade Gogh için olan asıl önemini kendisi 1888 yılında kız kardeşine yazdığı mektupta belirtmişti:
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Sarı, ona ilham veren bazen endişeli bazen sorunlu dehasını ortaya çıkaran bir renkti.
Çizdiği canlı gece de gerçek dünyada olduğu gibi değil, hissettiği gibiydi. Bu sayede çoğu fotoğraftan daha derin ve his doluydu da diyebiliriz.
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Yorum Yazın
Yüksük otu? Dijital intoksu? Sarı-yeşil diskromopatisi?