Rönesans Dönemi Sanatçılarından Sandro Botticelli'nin Venüs'ün Doğuşu İsimli Tablosu
Sandro Botticelli eserlerini birçok sanatçıdan ve kaynaktan ilham alarak ortaya çıkarmıştır. Bunlardan en önemlisi ünlü şair Angelo Poliziano'nun Venüs'ün Doğuşu'nu anlattığı şiiridir. Bu şiir aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit için yazılmış Antik Yunan ilahisinden alınmıştır.
Afrodit Yunan mitolojisindeki ismi Venüs ise Latin mitolojisindeki karşılığıdır.
1445 yılında Floransa’da doğan Sandro Botticelli’nin gerçek adı Alessandro di Mariano di Vanni Filipepi’dir.
Sanat hayatına kuyumculuğu öğrenerek başlamış ilk sanat eğitimini de kuyumcu olan kardeşi Antonio’dan almıştır.
Sandro Botticelli 1510’da hayatını kaybetmiş. Floransa'da bulunan Ognissanti kilisesinde Vespucci ailesinin şapeline gömülmüştür.
Venüs'ün Doğuşu isimli tablo ikonografi olarak Batı sanatında oldukça önemli bir yerde duruyor.
Yunan Uygarlığında Uranüs'ün (gökyüzü) kendi çocukları olan Cyclope'ler (alnında tek gözü olan devler) ve Hecatonchires adında yaratıkların var olduğunu görüyoruz. Uranüs kendi çocuklarından tahtını ele geçirirler diye korkmaya başlar ve onları yerin altına hapsetmeye çalışır. Gaia bunu kabul edemez. Çocuklarından Cronusu (Zeus'un babası) yanına alarak babasını öldürmesi gerektiğini söyler.
Bunun üzerine Gaia kendi göğsünden bir tırpan yapar. Cronus babasının cinsel organını bu tırpanla keserek denize atar.
Denize atılan o cinsel organdan köpükler içerisinde Afrodit doğuyor. Batı sanatında Afrodit güzellik ve aşkın tanrıçası olduğu için çıplak tasvir edilir. Roma döneminde ise Afrodit Venüs'e dönüşecek.
Venüs'ün tam karaya çıkmak üzere olduğu an resmedilmiştir.
Dönemin güzellik anlayışını yansıtan vücut hatları ile Venüs mütevazı bir duruş sergiler. Klasik dönem heykel sanatında ahlaklı Venüs olarak adlandırılır. Bu tabloda Venüs elleri ile göğüslerini, saçları ile de cinsel organını kapatır.
Bir yandan da Venüs'ün simgesi olan güller üzerine savrulmaktadır.
Eserin sol köşesinde rüzgarı temsil eden Zephyros ve Kloris, gri renkli suların üzerine doğru üfleyerek Venüs’ün üzerinde bulunduğu narin kenarlı deniz kabuğunu ileri doğru itmektedir.
Kıyıya yaklaşan Venüs'ü giydirmek üzere resmin sağ tarafında Horai görünür.
Horai Latin mitolojisinde mevsimleri simgeleyen tanrıçadır. Bu tabloda üzerindeki giysi Venüs için hazırlanmış kıyafet ilkbahar çiçekleri ile bezelidir buradan da ilkbaharı temsil ettiğini anlayabiliriz.
Horai'nin boynunda Venüs'ü temsil eden bir çelenk asılıdır.
Gövdesinde ise yine Venüs'ün simgesi olan güllerden bir kemer yer alır.
Botticelli'nin eseri yapmaktaki tek amacı Pagan dinine ait sembolleri veya Klasik Yunan'a dair bir hikayeyi resmetmek değildir.
Aslında Rönesans döneminde özellikle yaygın olan Pagan inanışı ve Hristiyanlığı bir araya getiren bir sentez yaratma amacındadır. Aynı Venüs gibi Hristiyanlık da dünyaya güzellik sunmaktadır. Bu güzelliği beğenenler aynı paralellikte Hristiyanlığın peşinden gidenlerdir.
O dönemde Floransa, Klasik Yunan ve Hristiyanlık düşüncelerini bir araya getirmektedir.
Dolayısıyla Venüs'ün Doğuşu adlı eserin bir dini amaç taşıdığı görülür.
Üstelik eserde bu bakış açısına uyumlu detaylarla karşılaşıyoruz.
Eserin sağ kenarındaki portakal ağaçlarının ve bitkilerin yapraklarına yansıyan, deniz kabuğunun çizgilerinde ve elbiselerin kıvrımlarından itibaren eserin geneline yayılmış ilahi altın rengi ışığın hakimiyeti tablonun bütününde vardır.
Boticelli’nin 1486 yılında Rönesans döneminde yaptığı Venüs'ün Doğuşu adlı tablo yüzyıllardır Floransa’daki Uffizi Galerisi’ndedir.
Yorum Yazın
şimdilerde çizilse afrodit kesin ince belli ideal vücut ölçülerinde!!! olurdu, her dönemin ideali kendine tabii 😅
ahahahaha abi bunu hiç düşünmemiştim 😅 trans da olabilirdi evet 😅😅😅😅