Ünlü Senarist ve Yönetmen Selçuk Aydemir'in Filmlerini Korsan Yollardan İzlediği Cem Yılmaz'la Tanışma ve Destek Hikâyesini Mutlaka Okumalısınız!
Ünlü Senarist ve Yönetmen Selçuk Aydemir'in Filmlerini Korsan Yollardan İzlediği Cem Yılmaz'la Tanışma ve Destek Hikâyesini Mutlaka Okumalısınız!
Düğün Dernek, Çalgı Çengi, Kardeş Payı, İşler Güçler gibi dizi ve filmleriyle tanıdığımız Selçuk Aydemir’in sektöre giriş hikâyelerinin yer aldığı üçüncü kitabı Evrak Kürek: Sektörden Arkadaşlara Giriş 101'de televizyon ve sinema dünyasından aşina olduğumuz pek çok isimle ilgili eğlenceli anısı var. Bunlardan en ilginci de Cem Yılmaz'la tanışması. Meğer Cem Yılmaz, Selçuk Aydemir'e müthiş bir destek atmış...
Keyifli okumalar!
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Sene 2004. G.O.R.A vizyona giriyor, Cem Yılmaz’ın şahane oyunculuğu ve mizahı ülkede kapı baca yıkıyor. O dönemler Selçuk Aydemir henüz öğrenci ve babası Bakırköy Renk Sineması’nda çalışıyor. Kendisi gibi senarist ve yönetmen olan kuzeni Burak Aksak’ı kaptığı gibi soluğu Renk Sineması’nda alıyorlar.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Sinemaya gidiyorlar, bir de ne görsünler izdiham olmuş. Sanki herkes işi gücü bırakmış sinemaya gelmiş. Ama sinemanın sahibi Özcan Abi’den torpilliler, patron koltuklarında izleyecekler filmi.
Filmin ilk yarısı gülmekten kırılıyor salon ama ikinci yarısı Selçuk Aydemir için o kadar da rahat geçmiyor. Salona pardösülü adamlar giriyorlar. Ellerinde bilet koçanı, içeridekileri sayıyorlar.
Allaaah! Koskoca sinemayı patron koltuklarında filmi beleş izleyen Selçuk Aydemir ve Burak Aksak yanmak üzere!
Selçuk Aydemir hemen duruma el koyuyor. Sinemanın sahibi, şortla koridorlarında koşturduğu günleri bilen Özcan Abi’nin yanına gidiyor, baktı ki Özcan abi onu tanımamazlıktan geliyor, müşteri pozlarına girip “Bilader bi’ sigara versene” diyor. Özcan Abi hemen bağırıyor, “Ekoo! Gence bir sigara versene müşteridir velinimet sonuçta” diyor. Selçuk Aydemir, karşısında “İç lan, öksürme doğru düzgün iç şunu adamlar anlamasın” diyen babası ve ilk kez sigara içişi…
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Selçuk Aydemir bir yandan tadını zifte benzettiği sigarayı içiyor, bir yandan da babasına “koskoca salonda bizim kaç kişi girdiğimizi kim anlayacak” diye söylenirken öğreniyor ki salonda tam 450 adet kaçak bilet var! Filmin ikinci yarısı ise gerilim tadında geçiyor Selçuk Aydemir için.
Salon mahşer yeri gibi, küfürler ederek görevlileri kovan Özcan Abi, şahane bir film izlemenin mutluluğuyla çıkışa yönelen seyirciler, gerginlikten kol kola girip sinemadan kaçmaya çalışan Selçuk Aydemir ve Burak Aksak.
Bundan yıllar sonra Selçuk Aydemir ilk filmi Çalgı Çengi’yi 30 bin lirayla çekiyor. Aynı dönemde hem THY’de uçak mühendisliği yapıyor hem de senaryolar yazıp çekmeye uğraşıyor.
Bir gün telefonu çalıyor, arayan kişi adının Öner Işık olduğunu, Cem Yılmaz’ın menajeri ve kuzeni olduğunu, Cem Yılmaz’ın Çalgı Çengi’yi izleyip beğendiğini ve yapımcılığını üstlenmek istediğini söylüyor.
Selçuk Aydemir aynı kübikte çalıştığı diğer mühendis arkadaşlarının kendiyle dalga geçtiğini düşünüp “Yanlış numara!” deyip telefonu kapatıyor.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Aynı numara yeniden arıyor. Evlere şenlik bir konuşma gerçekleşiyor.
Ve Selçuk Aydemir Cem Yılmaz’ın ofisine gidiyor. Öyle elini kolunu sallaya sallaya değil tabii ki! Kendisi mesaili bir mühendis, işten Cem Yılmaz’la buluşmaya gidiyorum diyerek çıkamaz tabii, montu sandalyesinin arkasına asıyor. Müdürüne depoya inip malzemeler listesi çıkarması gerektiğini söylüyor, böylelikle hem müdürü hem arkadaşları “Vay be Selçuk’a bak saatlerdir aşağıda çalışıyor” diyecekler. Demişler de…
Selçuk Aydemir kış günü, üzerinde incecik bir gömlekle yola çıkıyor. Donmak üzere bir halde ofise varıyor.
Ve o tanışma gerçekleşiyor! Cem Yılmaz Çalgı Çengi’nin yapımcılığını üstleniyor.
Selçuk Aydemir kitabı Evrak Kürek: Sektörden Arkadaşlara Giriş 101’de Cem Yılmaz’la tanışma hikayesini şöyle bitiriyor.
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
İlk iki kitabı Mahalleden Arkadaşlar ve Liseden Arkadaşlar'ı 2-3 saat içinde art arda, gülmekten yerlere yatarak okumuştum. Edebi bir kaygısı yok, tamamen Bu... Devamını Gör