Türk Edebiyatının Yaşamının Anlamını Arayan, Kalıplara Sığmayan Lirik Prensesi: Tezer Özlü
Türk Edebiyatının Yaşamının Anlamını Arayan, Kalıplara Sığmayan Lirik Prensesi: Tezer Özlü
Türk edebiyatının gamlı, nostaljik, lirik prensesi...
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
*Tezer Özlü'nün hayat öyküsü için biyografisi ve kitaplarından, eser açıklamaları için de İdefix'ten yararlanılmıştır.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Tezer Özlü’nün sarsıcı hayat öyküsünün çoğu kişide eserlerinden daha derin etkiler bıraktığını söylemek mümkün!
Edebiyatımıza derin izler bırakan üç farklı 'prenses' unvanına sahip olan Özlü, kendini bir yere ya da bir insana ait hissetmediği ve hayatının anlamını aradığı yaşamı boyunca oldukça sancılı süreçler geçirdi.
Yaşadıklarının yanında hayatında sarsıcı etki yaratan bir diğer durum ise yakın çevresinin onu anlamıyor olmasıydı.
43 yıllık kısa ömrüne üç kitabını, gazete ve dergilerde yayımlanan yazılarını, mektuplarını, üç evliliği ve bir evladı sığdırdı.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
10 Eylül 1943 tarihinde en sevdiği yazarlardan biri olan Pavese'den tam 35 yıl sonra aynı günde Kütahya'nın Simav ilçesinde doğdu.
Öğretmen bir ailenin en küçük çocuğu olan Tezer, bir ağabeye ve bir ablaya sahip: Demir Özlü ve Sezer Duru.
Liseye başlayacağı sene ailesiyle birlikte İstanbul’a taşınması, onun için Avusturya Lisesi’nde göreceği eğitimin başlangıcı oldu. Okul gezisiyle Viyana'ya gitmesi belki de hayatını değiştirecek dönüm noktalarından biriydi.
Avrupa seyahati sırasında Paris'e gittiği süreçte tiyatrocu ve yazar kimliğiyle tanınan Güner Sümer ile tanıştı. 1964 yılında evlenen çift birlikte Ankara'ya yerleşti.
İstanbul'a yerleştikten sonra Tezer Özlü'ye manik depresif tanısı kondu. Özlü'nün rahatsızlığının nedeni, Sümer'in yoğun iş temposundan kaynaklanıyordu. Rahatsızlığı sebebiyle 1967-1972 yılları arasında belli aralıklarla İstanbul'un farklı hastanelerinin psikiyatri kliniklerinde yattı.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Çocukluğumun Soğuk Geceleri, Tezer Özlü'nün yayımlanan ilk kitabı değildi. Ancak ilk romanı olarak 1980 yılında yayımlandı. Kitapta yazar derin iç yaşantısını kendi hayatından kesitlerle anlattı.
Hastanede yattığı süreçte yönetmen Erden Kıral ile tanıştı ve 1968 yılında evlendi.
Erden ile gerçekleştirdiği evlilik onu anne yaptı. 1973 yılında kızı Deniz dünyaya geldi.
Erden Kıral, Özlü'nün vefatından sonra çektiği 'Yol' filminin çekim döneminde yaşananları 'Yolda' isimli filmde anlattı. Filmdeki karakterlerden biri de Tezer Özlü'ydü. Tezer'in karakteri Yelda Reynaud tarafından canlandırıldı.
Özlü'nün 1963 yılından sonra dergilerde yayımlanan öyküleri ilk kitabı Eski Bahçe'yi oluşturdu. Kitap 1978 yılında Tezer Özlü Kıral ismiyle yayımladı.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Berlin bursunu kazanarak Almanya'ya gitti. Bu burs hayatında yeni bir sayfa açtı ve İsviçre asıllı sanatçı Hans Peter Marti ile tanışmasını sağladı. 1984 yılında Hans Peter Marti'yle evlenerek Zürih'e yerleşti.
1984 yılında Türkçeye çevrilen Yaşamın Ucuna Yolculuk isimli anlatıda yurt dışı seyahatlerini konu edinen yazar, hayranlık duyduğu yazarlardan Svevo, Kafka ve Pavese’den yaptığı alıntılarla kendi dünyasını anlattı. Tezer Özlü’nün duygu durumunu tespit edebileceğimiz nitelikte bir eser...
Yakalandığı göğüs kanseri sebebiyle evlendikten iki yıl sonra 18 Şubat 1986 tarihinde Zürih'te vefat etti.
Özlü, vefat ettikten sonra yazıları, şiirleri ve mektupları derlenerek okuyucuyla buluşturulmak üzere yayımlandı.
Hayat felsefesini Yaşamın Ucuna Yolculuk'ta şöyle açıkladı: "Gitmem gerek. Yeni resimler görmem gerek. Benimseyeceğim, içimdeki kıpırdanışları dolduracak bir resim bulana dek gitmem gerek."
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
İyi ki geçtin bu dünyadan!
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Yorum Yazın