Telefonun İcadından Uzaya Yolculuğa Kadar: Bilime Adlarını Altın Harflerle Yazdırmış 6 Köpek
Köpeklerin bilim insanlarının yanında yürüdüğü tek şey sabah yürüyüşleri değilmiş meğer. Tarihe şöyle bir dönüp baktığımızda, bazılarının resmen bir araştırmanın parçası, hatta bizzat kahramanı olduğunu görüyoruz. Elbette bu hikayelerin hepsi pamuk gibi değil; aralarında hayatını kaybeden ya da bilim uğruna büyük fedakarlık yapanlar da var. Bugün hala bazı köpekler bilimsel araştırmalarda yer alıyor, pandemi tespiti yapıyor ya da doğayı koruma projelerinde görev alıyor. O yüzden şimdi, gelin bu sessiz ama etkili dostların tarihe nasıl iz bıraktığına birlikte bakalım.
1. Her şey bir çukur ve bir havlamayla başladı: Robot ve 20. yüzyılın en büyük arkeolojik keşfi

Fransa’nın güneybatısındaki Lascaux Mağaraları bugün dünya üzerindeki en iyi korunmuş tarih öncesi duvar resimlerinden bazılarını barındırıyor. Ancak bu eşsiz sanat eserlerinin keşfi, koca koca bilim insanlarından değil, beyaz tüylü bir sokak köpeğinden geldi.
1940 yılında 18 yaşındaki Marcel Ravidat, köpeği Robot’la yürüyüşe çıktığında Robot aniden bir çukura düştü ve havlamaya başladı. Marcel köpeğini kurtarmaya çalışırken yalnızca Robot’u değil, tarih öncesi sanatın dev bir hazinesini de bulmuş oldu. Belki de o gün Robot havlamasaydı, bu eşsiz mağaralar hala gizli kalacaktı.
2. Uzay yarışında insanlar yokken, gökyüzünü ilk onlar fethetti: Laika, Strelka ve Belka

1957 yılında Moskova sokaklarından kurtarılan başıboş köpek Laika, Sputnik 2 kapsülüyle uzaya gönderildi ve dünyanın yörüngesine çıkan ilk canlı oldu. Bilim insanları onu geri getirmeyi başaramadı ama Laika’nın kısa süren görevi, canlıların uzayda yaşayabileceğini kanıtladı.
Ardından 1960’ta Strelka ve Belka adındaki iki başka köpek, Sputnik 5 kapsülüyle uzaya gidip sağ salim dünyaya dönen ilk canlılar oldular. Onların başarısı, insanlı uzay yolculuğunun önünü açtı ve çok geçmeden Yuri Gagarin uzaya gönderildi.
3. Tıp tarihinin dönüm noktasında, bir köpeğin adı yazılıydı: Marjorie ve insülinin keşfi

1921 yılına kadar diyabet teşhisi, ölüm anlamına geliyordu. Ancak Kanadalı araştırmacılar Frederick Banting ve Charles Best, insülini keşfederek milyonlarca hayatın kurtulmasını sağladı.
Bu keşif sırasında, birçok köpek üzülerek söylüyoruz ki denek olarak kullanıldı ve içlerinden biri Marjorie, adeta tarihe geçti. Pankreası alınarak diyabet oluşturulan Marjorie, her gün insülin enjeksiyonu alarak iki aydan uzun bir süre hayatta kaldı. Onun sayesinde, insülinin etkisi kanıtlandı ve tıpta yepyeni bir çağ başladı.
4. Soğukta, fırtınada, karanlıkta bile vazgeçmeyen kahramanlar: Togo ve Balto’nun hayatta kalma yarışı

1925 yılında, Alaska’nın Nome kasabasında dipteri salgını patlak verdiğinde, tedavi için gerekli antitoksin 1.125 kilometre uzaktaki Anchorage’daydı. Tren yolunun son durağından itibaren serumu taşımak için 100’den fazla Sibirya kurdu görevlendirildi.
Togo, en zorlu etapları kat ederek en uzun mesafeyi koştu; Balto ise son 88 kilometrelik parkuru tamamlayarak serumu başarıyla teslim etti. Bu iki köpek, yüzlerce çocuğun hayatını kurtararak unutulmazlar arasına girdi. Bugün heykelleri dikilen Balto’nun arkasında, aslında Togo’nun gölgesi de koşmaya devam ediyor.
5. Sadece havlamadı, konuşmayı bile denedi: Trouve ve telefonun sesi

Alexander Graham Bell, işitme engelli bireylerle ilgili çalışmalar yapan babasının teşvikiyle ses ve konuşma üzerine yoğunlaştı. Bu çalışmalar sırasında en büyük yardımcısı ise terrier cinsi köpeği Trouve oldu. Bell, köpeğinin ağzını şekillendirerek havlamasını “How are you, Grandmama?” (Nasılsın, büyükanne?) benzeri bir ifadeye dönüştürmeyi başardı.
Elbette Trouve telefonun mucidi olarak tarihe geçmedi ama Bell’in ses ve işitme üzerine uzmanlaşmasında payı oldukça büyüktü. Bazen bilimin temeli, bir dostun sesiyle atılır.
6. Bir köpek 1.000’den fazla kelimeyi tanıyabilir mi? Chaser bu soruya havlayarak cevap verdi.

Sadece bilim için kullanılan değil, bilimin bizzat konusu olan köpekler de vardı. Border Collie cinsi Chaser, hayatı boyunca tam 1.022 özel ismi tanımayı başardı ve bu alanda test edilmiş en büyük kelime dağarcığına sahip hayvan oldu.
Onun dil anlama kapasitesi ve kavramlarla kurduğu ilişki, araştırmacılara hayvan zekası, hafıza ve hatta insan dilinin evrimi konusunda yepyeni bir pencere açtı. Chaser’ın başarısı, hayvanların düşündüğümüzden çok daha karmaşık düşünebildiğini kanıtladı.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın