Sinema Dünyasının Hem Sevilen Hem de İstenmeyen Adamı Lars von Trier'in Hayatından Kesitler
Sinema Dünyasının Hem Sevilen Hem de İstenmeyen Adamı Lars von Trier'in Hayatından Kesitler
1956 Kopenhag doğumlu ünlü yönetmen, Nudist Yahudi bir ailenin çocuğu. Trier, genç yaşında sinemayı, hayata dair birçok şeyi öğrenmek üzere dış dünyaya açılan bir kapı olarak gördü. Kendisine çocukken hediye edilen Super 8 kamera belki de bu kapının ilk anahtarlarından biriydi. Gerek sahip olduğu farklı sinema tarzı, gerek her filminde yargılamaktan hiç çekinmediği toplumsal değerlerle, kendisine has hayran kitlesini oluşturmayı başardı. İşte, sinema dünyasında hem sevilen hem de istenmeyen adam olan Lars von Trier'in hayatından kesitler...
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
1. Lars von Trier’in ölüm döşeğindeki annesi, oğluna babasının aslında gerçek babası olmadığını söyledi.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
2. Karısını hamileyken terk edip, başka bir kadınla birlikte olmaya başladı.
3. Uçak korkusu nedeniyle hemen hemen her yere kendi karavanıyla ya da başka araçla gitti.
4. 1995 yılında yayımladığı Dogma 95 isimli manifesto sonucu Hollywood’un sıkça başvurduğu bazı çekim tekniklerinden uzak durmayı amaçladı.
5. 1999’da Dancer in the Dark’ın çekimleri sırasında sürekli kavga ettiği başrol oyuncusu Björk nedeniyle set sık sık durma noktasına geldi.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
6. Yine, 2003’te Dogville’in çekimleri sırasında Nicole Kidman’la sık sık gerilim yaşadılar.
7. Tarkovsky’e adadığı Antichrist, Cannes tarihinin kapanış jeneriği sırasında en uzun süre yuhalanan filmlerinden biri oldu.
8. “Hitler’i anlıyorum ve sempati duyuyorum” çıkışı ile “Persona Non Grata” (İstenmeyen Adam) ilan edildi.
"Film dediğin ayakkabının içindeki taş gibi olmalıdır."
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Yorum Yazın
Dünyaya baktığı pencerede gördüğü manzara ne acaba bunun.Filmlerini kolay kolay her bünyenin kaldıracağını düşünemiyorum.Çok değişik,çarpık bir hayal gücü va... Devamını Gör