onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Şeytani Fikirler Müzesinden Çıkma, Bilinçaltının Kapılarını Aralayan Sanat: Hipnoz

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

Şeytani Fikirler Müzesinden Çıkma, Bilinçaltının Kapılarını Aralayan Sanat: Hipnoz

Pek çokları için en büyük korkulardan biridir, hipnoz. 

Bilinçaltının tüm kirli çamaşırlarını, en mahrem sırlarını gün yüzüne çıkarabileceği için korkar birçok kişi hipnotize olmaktan.

Dün de -4 Ocak-, Dünya Hipnoz günü idi. 

Hipnoz ile alakalı bilinmeyenleri deşmek ve bilgi sahibi olmak için ne güzel bir gün.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

En genel bakış açısıyla: Hipnoz

Hipnoz, ruh ve beden ilişkisinin (sonuçta perispri ve beden ilişkisinin) gevşemesi sonucunda oluşan bir degajman halidir. Hipnoz, bakışla, sözle veya bazı yardımcı nesneler kullanılarak, telkin ile oluşturulan özel bir bilinç hâlidir. Bir başka deyişle bir trans hâlidir. Bu trans sırasında, kişi çevreden gelen tüm (ses, ışık, koku vb.) uyaranlara kendini kapatır veya aldırmazken, hipnoz yapan kişinin telkinlerini artmış bir dikkatle dinler, anlar ve gönüllü katılımla uygular. 

Fakat hipnoz kesinlikle bir uyku hâli değildir. Dışarıdan bakıldığında, hipnozdaki kişi sanki derin ve huzurlu bir uykudaymış gibi görünür. Aynı yanlış gözlemi yapan İskoç Dr. James Braid, 1840 yılında bu trans hâline, Eski Yunan’daki uyku tanrısı Hypnosis’ten esinlenerek hipnoz adını vermiştir. Çok kısa bir süre sonra bizzat Dr. Braid bu trans hâlinin uyku olmadığını fark etmiş ve hipnoz adının uygun olmadığını açıklamış olmasına karşın, bu yerleşmiş olduğu için hipnoz adının kullanımı devam edegelmiştir.

''Senin başka bir hayatin olsaydı nasıl olurdu?"

Aslında en çok hataya düşülen kısımda budur. Hipnoz denildiği zaman birçok insanın aklına direkt olarak, zihnin tam manasıyla boşaltıldığı ve zihindeki her şeyin anlatıldığı durum gelir. Fakat işin aslı böyle değildir. 

Öncelikle hiçbir insan, hiçbir zaman kendi rızası dışında, zorla hipnoz edilemez ya da istemediği hiçbir şeyi karşı tarafa söyleyeceği bir ruh haline sokulamaz. Hipnozdaki kişinin bilinçli kontrolü ortadan kalkmadığı için istemediği sürece hiçbir sırrını söylemez, özel bilgileri vermez. Hipnozdaki kişi ancak, söyleyeceği şeylerin kendisi için (örneğin hastalığının tedavisinde işe yarayacağı şeklinde) yararlı olacağına inanır ve hipnoz yapan kişiye güvenirse sorulan sorulara yanıtlar verir. 

Kişi her şeyi hatırlamaz. Hipnoz belleğe direk erişim demek değildir, yanlış şeyler hatırlanabilir, hatta hipnoz edilen şahıs yalan bile söyleyebilir, çoğu zaman olayı hatırlamak istediği veya algıladığı şekliyle aktaracaktır. Bu bakımdan bir insani hipnotize edip bundan önceki hayatını anlatmasını istemekle uyanıkken 'senin başka bir hayatin olsaydı nasıl olurdu' diye sormakla hemen hemen eşdeğerdir.

Freud'dan, hipnoz üzerine..

Freud, bilinçaltını erişilmez yasak bir bölge olarak tanımlar. Ona göre, bilinçaltınızla ancak bir psikanalistin yatağına uzandığınız yahut hipnoz altına girdiğinizde yüzleşebilirsiniz. 

Bilinçaltındaki düşüncelerinizde ne olduğunu hatırlayacaksınız ve genellikle durumlarınızı, aynı zamanda şuurlu düşüncelerinizi de hatırlayacaksınız. Hipnozun tedavi edici değeri bilinçaltınızın tamamen hatırlanması yeteneğine bağlıdır. 

Freud ayrıca, 'Âşık olmakla hipnozda olmak birbirine oldukça benzer. İkisinde de boyun eğme ve söylenene uyma söz konusudur. Ayrıca sevilenin eleştirilmemesi gibi hipnozcu da eleştirilemez’’ demiş…

Hipnotize olmuş kişi..

Kişi hipnoz altında telkine müthiş derecede açıktır ve çok yaratıcıdır. Mesela hipnotize olmuş kişi, ben önceden Tesla’ydım ve birçok icat yaptığını söyleyebilir fakat örneğin ‘’ bu anlattıkların hangi yıldı, hangi para birimini kullanıyordun’’ gibi basit sorulara bile cevap veremez. Ya da örneğin ‘şu an 4 yaşıma geri döndüm’ de diyebilir fakat anlattıkları o yaştaki bir çocuğun zihinsel ya da bilişsel becerilerini aşar. 

Yani, hipnotize olmuş bir kişinin geçmiş yaşamını hatırlaması diye bir şeyin bilimsel gerçekliği yoktur.

Hipnoz altındaki kişide genellikle şu durumlar söz konusudur; 

  • Karar verme yeteneğini yitirir. (Mesela, çay mı kahve mi istersin derseniz karar veremez.) 

  • Dikkatini seçmeli olarak yöneltir. (Yalnızca hipnozcunun görmesini ve işitmesini istediği şeyleri görür ve işitir.) 

  • Hipnoz eden kişi tarafından verilen bir talimatla, hipnoz sırasında yaşadıklarını unutması sağlanabilir ya da daha önceden belirlenmiş işaretle olanları yeniden hatırlayabilir.

Konu hipnoz olunca, gizemli şeyler daima var.

Sonuç olarak şunu söylemek mümkün ki, konu hipnoz olunca gizemini yitirmeyen bir şeyler daima var, ancak son yıllarda elde edilmiş bilimsel veriler geleceğe yönelik yeni araştırma sorularının ve farklı deney tasarımlarının oluşturulması için ilham verici nitelikte ve ancak yapılacak yeni araştırmalar, hipnozun doğasını ve insan bilincinin gizemlerini çözmemize izin verebilir.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
https://jellybon.com https://www.tahminmatik.com
Tüm içerikleri
right-dark
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
139
69
35
13
12
9
4
Yorumlar Aşağıda
Reklam