Akıl sağlığı sorunları hakkında konuşmak hiç kimse için kolay değildir. Bazı insanlar, bu sorunları çevreleyen önyargılar ve damgalar nedeniyle endişe veya depresyon tanısı konulmasını istemezler. Diğerleri ise arkadaşlarının veya ailelerinin tutumları nedeniyle kimseyi üzmek yerine bununla kendileri başa çıkmak ister. Peki çok zengin olmak, sevilen bir ünlü olmak akıl sağlığınızın yerinde olmasına yeter mi? Elbette hayır...
Sanatçı ya da Prenses Fark Etmez! Psikolojik Çöküşlerini Hayranları ile Paylaşmış Ünlüler
1. 90'ların sonunda oldukça karanlık bir dönem geçiren ve içe kapanan Brad Pitt.
"Bu ünlülük meselesinden kaçmaya, saklanmaya çalışıyordum. Kanepede oturup bir donuta dönüşüyordum, kendime o kadar sinir olmuştum ki."
Brad'in hayatı daha sonra Fas'ın Casablanca şehrine gittiği tatilde değişti. Hayatı ile ilgil ciddi değişiklikler yapmaya işte o dönemde karar verdi, şu sözlerle anlatıyor;
"Fakirlik ve açlığı uç noktalarda gördüm, daha önce böyle bir şeye tanıklık etmemiştim. Bizim için eşitsizlik ve sağlık sistemi konusunda konuşuluyordu ama bu meselelerin ne kadar gereksiz olduğunu anladım. Orada o koşullarda hayatta kalmaya çalışan çocuklar vardı, çözülebilecek sorunlar onlar için müebbet hapis cezası haline gelmişti. Çok etkisi altında kaldım."
5. OneRepublic’in solisti Ryan Tedder 2017 yılında 'duygusal olarak bir duvara tosladığını' hayranları ile paylaşmıştı.
"Fiziksel, duygusal ve psikolojik bir duvara tosladım. Uyuyamıyordum, ilaç kullanmak zorundaydım, mutsuzdum, anksiyetem beni adeta hayattan engellemişti, resmen sinir krizi halindeydim. Tüm bunların sebebi aşırı yorgunluktu."
"Menejerimi aradım ve fişi çekmesini istedim. Fakat menejerim benim tamamen düşüp kaybolmama izin vermedi. Herşeye daha az yorucu olacak şekilde devam ettik. Ve başardık."
8. 2017 yılında Ariana Grande'nin Manchester konseri sonrası, bir intihar bombacısı 19 kişinin ölümüne ve yüzlerce kişinin yaralanmasına sebep olmuştu.
Ariana bu dönemden sonra travma sonrası stres bozukluğu ile savaşmak zorunda kaldı.
"Kimseyle konuşmamıştım, çünkü sandım ki herkes benim gibi kötü durumdaydı. Sonra turneden dönünce en kötü günleri yaşadım. Anksiyetem ve panik duygum en yüksek seviyeye ulaşmıştı."
10. Tarih bize şunu gösterdi ki, prensesler bile depresyondan kaçamıyor...
Prenses Diana, 1995 yılında kaydedilen bir röportajında, William'ın doğumundan sonra ve bulumia yaşadığı döneme dair şunları anlatmıştı;
"Sabah kalkarsın, ve yataktan çıkmak istemezdin. Herkes seni yanlış anlıyormuş gibi gelir, herşeyin suçlusu kendinmiş gibi hissedersin."
Daha sonra psikolojik yardım almak isteyen Diana, sadece haberlere ve magazinlere konu olmuştu. Kendisi de bu çaresizliği şöyle anlatıyor;
"Kendimi sevmez oldum. Utanıyordum çünkü tüm bu baskılarla da başa çıkamamıştım."

"insan" bütün olma çabası içindeki bir yarımdır. Kişi içindeki boşluğu farketmeye başladığında aceleyle bu boşluğu elindeki şeylerle doldurmaya çalışır. Bu bazen para bazen şan şöhret bazende keyif verici diğer şeyler olabiliyor.. ta ki bu boşluğun boyutlarının nekadar büyük olduğunu farkedene değin. işte bu noktada insan bir yol ayrımı ile karşılaşıyor, bir tarafta acizliğini kabullenmek ve içindeki eksik kısmı maddesel olmayan sevgi ,aidiyet , teslimiyet gibi olgularla doldurmaya calismak diger tarata ise bu boslugu aslinda bir problem olarak algilayip ona meydan okuyarak yasamak. hangisi dogru emin degilim ama dogru oldugunu bildigim tek sey farkinda olmak , ozellikte bir tamin parcasi yani ozellikle bir yarim oldugunun farkinda olmak..
geçin bu işleri,bakın fakirlere...Siz hiç depresyona giren gariban gördünüz mü?Göremezsiniz.Depresyon,tükenmişlik sendromu,vs bunlar zengin hastalığı...Bu insanların el üstünde tutulan,maddi ve manevi her türlü desteği alan insanlar.İnsanın başına bir trajedi gelir,üstesinden gelemez eyvallah ama diğer hadiseler tamamen keyfiyet...

Psikoloji bilgisi olmayan bir insan ne rahat söyler oldu bunları be! Sevgili gerizekalı, ille başına aşırı kötü bir şeyin gelmesi gerekmiyor. İnsan durup dururken "Canım sıkıldı biraz depresyona gireyim" demiyor. Bir fakir de pekala depresyona girebilir,kaygı bozukluğu taşıyabilir. Bu psikolojik bozukluklar çocukluğundaki anne baba tutumundan,çevrenin tutumundan da kaynaklanabilir. İnsanların neler yaşadığını bilmeden"Tamamen keyfi bunlar,zengine rahat batıyor." diye konuşmak ne kolay oldu. Bilip bilmeden konuşmayın ya!

Para mutluluğu satın alamaz, mutluluk getirecek şeyleri satın alır. Neyi satın almaları gerektiği konusunda hata yapınca böyle oluyormuş. Üzücü bir durum.
Diana senin yerinde kim olsa delirirdi. Ne çektin be gülistan diyesim geliyo seni görünce. Sen de hak etmedin değil ama insanın içi acıyo be. Bi de cinayete kurban gittin belki hamile halinle. Bi sizin camilla bi bizim şeyma zaten
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın