Resimleri Naziler Tarafından Yok Edilen Çocuk Düşlü Ressam Paul Klee Kimdir?
Paul Klee, modern sanat dünyasının en yaratıcı ve özgün isimlerinden biridir. Bu eşsiz sanatçı, kendi tarzını yaratarak sanat tarihinde derin izler bıraktı.Rengarenk ve hayal gücüne dayalı resimlerinde, sanatı ve bilimi birleştiren bir yaklaşım benimseyen Klee, bu sayede hem eşsiz bir sanatçı hem de döneminin öncü düşünürlerinden biri oldu.
Gelin, Paul Klee'nin hayatını, sanatını ve eserlerini birlikte keşfedelim. 👇
Alman asıllı Paul Klee, 1879 yılında İsviçre'nin Bern şehri yakınlarında dünyaya gelmiştir.
Müzikçi bir ailede dünyaya gelen Klee, genç yaşlarda müziğe olan ilgisini keman dersleri alarak pekiştirmiş ancak zamanla sanata olan ilgisi görsel sanatlara doğru kaymıştır.
Kırmızı Balon
Ailesinin karşı çıkmasına rağmen 1898'de Heinrich Knirr'in stüdyosunda ders almaya başlamıştır.
Çizim yeteneği son derece başarılı olmasına karşın renk konusunda zorluklar yaşamıştır.
1901 yılında arkadaşı Hermann Haller ile birlikte İtalya'ya seyahat edip eski ustaların resimlerini incelemiştir.
1911 yılında Alfred Kubin, ardından August Macke ve Wassily Kandinsky ile tanışmış, bir süre sonra da birlikte "Mavi Süvari" denilen "Der Blaue Reiter" grubunu kurmuşlardır.
Franz Marc, Mavi Süvari
Bu grupla birlikte Klee, resimlerini Avrupa genelindeki birçok sergide sergileme şansı bulmuştur. Kandinsky ile kurduğu bu dostluk, her ikisinin de sanatsal kariyeri üzerinde büyük etkilere sebep olmuştur.
Klee'nin sanatında sıklıkla çocuksu bakış açısının, mizah anlayışının, kişisel duygularının, inançlarının ve müzikalitenin izlerini bulabiliriz.
Kairouan Tarzında
Klee, resimlerinde çizginin, renklerin ve tonlamanın olanaklarını araştırmış, doğanın hem somut hem de soyut ifadelerini kullanmıştır.
Sanatının dönüm noktası arkadaşlarıyla birlikte Tunus'u ziyaret etmesiyle gerçekleşmiştir.
Güneşte Kale
Klee, orada bulunan ışığın kalitesinden fazlaca etkilenmiş ve kompozisyonlarında ışığa önem vererek 'Dramatik Tablolar' adını verdiği bir seri oluşturmuştur.
1930'ların başında Klee kariyerinin zirvesine ulaşmıştır.
Balık
1930'ların sonunda genellikle kalın çizgiler ve geniş renk blokları içeren geometrik formlar kullanmıştır.
Dulcamara Adası
Renk paleti ise bu dönemde parlak renklerden mat renklere dönüşmüştür. Bu değişimin, muhtemelen iyimserlik ve kötümserlik arasında gidip gelen duygusal durumunu yansıttığı düşünülmektedir.
Nazilerin 1933'te iktidara gelmesi ve sanat kurumlarını denetim altına alması üzerine Klee, İsviçre'ye taşınmıştır.
Üç Kubbeli Şehir
1937 yılında Almanya'ya geri dönen Klee'nin on yedi resmi Nazilerin düzenlediği 'Dejenere Sanat' sergisinde sergilenmiş ve 102 eseri Naziler tarafından yok edilmiştir.
Klee'nin eserlerinin sınıflandırılması zor olsa da farklı dönemlerde Dışavurumculuk, Kübizm, Fütürizm, Gerçeküstücülük ve Soyut sanat gibi akımlarla ilişkilendirilmiştir.
Genellikle çağdaş sanatçılardan bağımsız olarak çalışan Klee, yeni sanat akımlarını kendine özgü bakış açısıyla yorumlamıştır.
Şebboy
Ölümünden bir önceki yıl olan 1939'da 1253 eser üretmiş, bu da onun en üretken dönemi olmuştur.
Çok yönlü kişiliğe sahip Paul Klee, 29 Haziran 1940'ta hayatını kaybetmiş ve Bern'deki bir mezarlığa gömülmüştür.
Yorum Yazın