NASA'nın Dün Yaptığı Açıklamadan Çıkarmamız Gerekenler ve Dünyamızın Yok Olma İhtimali
Dün –5 Kasım 2015- NASA tarafından yeni bir basın toplantısı yapıldı ve toplantıda son günlerin popüler gezegeni olan Mars hakkında yeni bulgulara ulaşıldığı açıklandı.
Fakat birçoklarımızın beklediği, dünya dışı yaşama dair açıklamalar değil bunlar maalesef. Genel manasıyla Mars’taki yaşamın nasıl son bulduğuyla, Mars’ın atmosferini nasıl kaybettiği ile alakalı. Bazıları yeni bile değil hatta.
Geçtiğimiz günlerde sıvı formda su bulunduğunun açıklanması ile gündeme gelmişti Mars ve dünya dışı yaşam ihtimali.
Yapılan açıklamada Mars gezegeninde çok öncelerde yaşam olabileceğine dair açıklamalar getirilmiş fakat bu yaşamın nasıl son bulduğu ya da Mars’ın atmosferinin nasıl yok olduğu ile alakalı açıklama yapılmamıştı.
Dün yapılan basın toplantısında konu hakkındaki teknik ve detaylı bir analiz paylaşıldı.
Milyarlarca yıl önce olan Taçküre kütle atımı anomalisinin yaydığı güneş rüzgârlarının (ışınım), Mars’ın atmosferini bir erozyon şeklinde resmen söküp atığının düşünüldüğünün açıklanması. Taçküre kütle atımı en basit ve anlaşılır haliyle, Güneş'in taçküresinde manyetik alan karışımları nedeniyle oluşan ve uzaya büyük kütlede plazma fırlatılmasına sebep olan bir Güneş patlamasıdır.
Bu patlamanın yaklaşık olarak 4,2 milyar yıl ile 3,7 milyar yıl arası bir zaman dilimi önce gerçekleştiği ve Mars’ın atmosferini yok ettiği düşünülüyor.
Güneş sisteminin antik zamanlarında, güneş rüzgârlarının daha sık ve daha enerjik; yani Güneş’in daha deli dolu olmasının da bu yok etme konusunda etkili olduğu yadsınamaz bir gerçek.
Dolayısıyla geçen günlerde yapılan Mars’ta sıvı halde su bulunduğu açıklaması daha değerli hale geliyor çünkü artık bu su birikintilerini neyin yok ettiğini biliyoruz.
Çook uzun yıllar önce –yaklaşık 4 milyar yıl- sulak bir yapıya sahip olan Mars’ın, bugünkü kurak ve canlılıktan uzak bir halde olmasının baş nedeni: Güneş. Güneş, eskisi kadar olmasa da halen Mars gezegenini atmosferini yok etmeye tüm hızıyla devam ediyor. Ve etmeye de devam edecek.
Bu açıklamalardan sonra konuyla ilgili bilgi sahibi olan herkesin aklına tek bir soru geldi: Dünyamız güneşe daha yakın olduğu halde, neden biz aynı kaderi paylaşmadık? Neden dünyamız yok olmadı?
Dünya’nın, güneşe daha yakın olduğu halde aynı kaderi paylaşmamasının tek nedeni, çekirdeğinin oluşturduğu düşünülen manyetik alanı. Şu ana kadar edindiğimiz bilgilere göre bir nevi koruyucumuz olan manyetik alan, eriyik haldeki çekirdeğin dönmesi ile oluşuyor.
Peki, bu manyetik alan Mars’ta yok muydu ve neden bizi koruduğu gibi Mars’ın atmosferini de korumadı?
Son dönemlerdeki elde edilen bulgulara göre Mars’ın çekirdeği şu an için katı halde. Yani uzunca yıllar öncesinde –gezegende yaşam var iken- Mars’ın çekirdeği de eriyik halde idi ve bir koruma sağlıyordu. Fakat zamanla bu çekirdek katılaştı ve yarattığı manyetik alan zayıfladı. O dönemlerde daha deli dolu olan Güneş de bu zayıflığı affetmedi ve Mars gezegenindeki canlılığı yok etti. Atmosferini ise halen yok etmeye devam ediyor.
Peki, bu yok olmanın bir gün Dünyanın da başına gelebilme ihtimali ve canlılığın yok olma ihtimali var mı?
Bu sorunun cevabı kesinlikle evet. Elde ettiğimiz tüm teknolojik ve bilimsel gelişmelere rağmen, koruyucumuz olan manyetik alan hakkındaki tüm bilgimiz sadece kaba birer tahminden ibaret. Daha tam manasıyla bu manyetik alanın neyden kaynaklı oluştuğunu dahi bilmezken, bu manyetik alanın bizi daha ne kadar süre koruyacağı hakkında sadece tahmin yürütebiliriz.
Manyetik alandan kaynaklı olarak oluşan ve birçoklarına göre oldukça romantik bir ortamın yaratıcı olan Kutup Işıkları (Aurora Borealis), Dünyamızın yok olacağının bir habercisi olabilir.
Yeryüzünün manyetik alanı ile Güneş'ten gelen yüklü parçacıkların etkileşimi sonucu ortaya çıkan Kutup Işıkları, dünyamızdaki manyetik alan sapmalarının bir sonucu ve bu sapmalar, gelecekte Dünya’yı mars siluetine sokacak başlangıçlar olabilir.
