Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Jose Mujica: 'Ne Yüzle Nobel Barış Ödülü Veriyorlar?'
Gazeteci Ece Temelkuran moderatörlüğünde düzenlenen 'Destek ile Yoksulluğu Önleriz' konulu söyleşiye katılan Uruguay eski Devlet Başkanı Jose Alberto Mujica Cordano, önemli mesajlar verdi.
Nobel Barış Ödülü'nü reddetmesine ilişkin görüşleri sorulan Mujica, 'Bu kadar savaş dolu bir dünyada ne yüzle Nobel Barış Ödülü veriyorlar? İşte bu yüzden şöyle düşündüm: 'Ben bunu reddedeyim, başkası alsın'. Çünkü dünyanın her köşesinde savaş var. Bu aslında bir depresyondur. Bugün teknolojik gelişme karşısında bile savaş var ve savaşın en büyük maliyeti hiç de savaşta sorumluluğu olmayan taraflara çıkıyor. Burada kimsenin kafa karışıklığı yaşadığını düşünmüyorum. Kavga etmenin başka türlü de yöntemleri vardır. Modern şekillerde, insanları organize ederek, onların gücünü, beynini kullanarak da mücadele mümkün. Böylece acılara da neden olmazsınız. Çünkü teknolojik gelişmeler ve ilerlemeler sadece zengin olanlara ve hükümetlere yarıyor. Bence dünyanın tüm halkları barış için, umut için bir araya gelmeli, savaşa hayır demeli' dedi.
"Zamanı satın alamazsınız"
Yoksulların üzerinde çok fazla baskı olduğunu, fakir dendiğinde halktan değil bireyden bahsedildiğini ancak bunun tartışılması gerektiğini dile getiren Mujica, sadece bir çantayla yaşamayı da öğrenmenin gerektiğini vurguladı.
Mujica, 'Bir şey satın aldığınız zaman bunu aslında parayla satın almıyorsunuz. Bu parayı kazanabilmek için yaşamınızdan bir zaman ayırıyor ve bu zamanla almak istediklerinizi alıyorsunuz. Eğer şansınız varsa bu zamana sahipseniz asıl zenginlik budur. Bazı eşyaları alırsınız, ama yaşamdaki zamanı satın alamazsınız. Süpermarkete gidip 'Bana beş yılımı verir misiniz?' diyemezsiniz' diye konuştu.
"Halklar kendi hakkını savunmalı"
Temelkuran'ın bugün savaşlara karşı çıktığını, ancak eski bir gerilla olarak dünyada elinde silah bulunduran insanlara karşı bir mesajı olup olmadığı sorusu üzerine Mujica şunları söyledi:
'Yalan söyleyecek değilim, çünkü her ülkenin kendine göre gerçeklikleri var. Ben 100 yıllık tarihi içinde üç müdahalenin olduğu bir ülkenin evladıyım ve prensip olarak bakacak olursak halkın her türlü özyönetimini savunagelmişimdir. Ama sadece kendi hoşlandığım özyönetim olamazdı, hoşlanmadıklarımın da kendi kaderini tayin hakkı olmalı. Biraz daha açık konuşayım: Her bir halk kendi meselelerini yönetmekte özgür olmalı. Benim kalbimin her bir köşesi, kırıntısı her zaman siyasi bağlamda da halkların kendi hakkını savunması tarafındadır. Benden hükümetler hoşlansın ya da hoşlanmasınlar. Birlikte yaşamayı öğrenmek durumundayız.'
DHA