Enflasyonda Üç Hane İçin Şenol Babuşcu Tarih Verdi: 'Kredi Paketlerini ise Anlamak Mümkün Değil' Dedi
Enflasyonda yükseliş günden güne erittiği allım gücü ile dünyanın sorunu olurken, Türkiye'nin ise oransal olarak en büyük sorunu. Dünyada Almanya, ABD gibi ülkelerde 40 yılın zirveleri görülürken, enflasyon oranı yıllık bazda 7-8 oranlarında gerçekleşiyor. Türkiye'de ise son açıklanan nisan ayı enflasyonu yıllık bazda yüzde 69,97 oranında gerçekleşirken, bağımsız bir kurum olan ENAG bunu yüzde 156,86 olarak açıkladı. Başkent Üniversitesi Uluslararası Finans ve Bankacılık Bölüm Başkanı ve Ziraat Bankası eski Genel Müdür Yardımcısı olan Prof. Dr. Şenol Babuşçu, bu yıl içinde enflasyonda TÜİK'in dahi üç haneli enflasyon açıklayacağını öngördü. Babuşçu, Cumhuriyet'ten Şehriban Kıraç ile konuştu.
Kaynak: Cumhuriyet
Döviz geçen haftadan bu yana yükselişte. Kuru düşürmek için atılan adımlar ne derece doğru, kur tarafında ne tür riskler var?
Türkiye’de kur ekonomi ile ilgilenen herkesin öncelikli konusu haline gelmiştir. Burada yapmamız gereken temel tespit, kuru belirleyen esas faktörün ülkenin makro ekonomik dengelerinin durumu olduğudur.
Son günlerde ise kurda bir hareketlenme görülmektedir. Bu durum baskı ile kuru durdurmanın zorluğunu göstermektedir. Enflasyonun geldiği seviye de düşünülecek olursa TL’nin yabancı paralar karşısında reel olarak değer kazanmasına yol açtığından bir düzeltme zorunlu hale gelmekte ve bu yönde baskı artmaktadır. Alınan önlemlere baktığımızda kuru düşürmeye yönelik atılan tek adım kur korumalı mevduattır.
Enflasyonda gerçekleşen yüksek oranlar hedeflenen düşük değerli rekabetçi kur olgusunu ortadan kaldırmaktadır. Kur bugün sürekli yukarı yönlü baskı yapmaktadır ve kamu satışlarının da katkısıyla sabit tutulmaya çalışılmaktadır.
Enflasyon nereye varacak?
Enflasyon şu anda ucu açık bir şekilde yükselmekte olup nerede zirve yapacağı merak konusu olmaktadır. TCMB enflasyon tahminini % 48’e yükseltti. İktidar tarafındaki yetkililerin kimilerince mayıs ayı sonrası kimilerince de Kasım ayı sonrası enflasyonda düşüş başlayacaktır.
Önemli bir nokta da Tüketici Fiyat Endeksindeki (TÜFE) artış devam ederken ÜFE’de de aynı artış hızının sürmesi. Her ikisinin birlikte hızlı yükselmesi, önümüzdeki dönemde TÜFE’de yüksek artışın devam edeceğinin sinyallerini vermekte.
TÜİK rakamlarıyla bile Ekim ayına doğru üç haneli enflasyonu görme olasılığımız çok düşük değil. Sadece 2021 yılında Kasım ve özellikle de Aralık enflasyonunun çok yüksek gerçekleştiğini düşünürsek baz etkisiyle son iki ayda bir miktar düşüş olabilir.
“2022 Yılı "Yoksulluk ve İflaslar Yılı" olarak tarihe geçecek...” diyorsunuz, yoksulluğun boyutu nereye varacak? İflaslar hangi sektörlerde yoğunlaşacak?
Bugün sıradan ücretli vatandaşın enflasyonu, açıklanan enflasyonun çok üzerinde. Buna karşın 2022 ücret artışları ise hem kamuda hem de özel sektörde enflasyonun çok gerisinde kaldı. Alım gücü, tüm ücretli kesimde ciddi oranda düştü. Bunun ötesinde asgari ücretli ve emekli grubunun durumu daha da vahim. Asgari ücretin açlık sınırının altında kalması bunun en önemli göstergesidir. Enflasyonun kontrol edilemez biçimde arttığını düşünürsek bu durumun önümüzdeki dönemde daha da kötüleşeceği görülmektedir.
Firmalar açısından iç piyasada halen canlılık var. Yine ihracatta da artış görülüyor. Ancak kişilerin alım gücünün giderek düşmesi bir süre sonra satışları düşürecektir ve nitekim buna dair işaretler de görülmektedir. İkinci olarak yaşadığımız yüksek enflasyon çoğu firma finansal durumunu kendisi de tam kestiremediğini söylemek yanlış olmayacaktır.
Konut kredilerinde faizlerin de düşürülmesi ve piyasada ciddi bir kredi genişlemesi var, bunun sonu nereye varır?
Banka kredileri özellikle son 5 yıllık dönemde mevcut ekonomi yönetiminin temel politika aracı haline geldi. Konut kredileri gibi düzenlemelere bakınca kredi genişlemesini istiyormuş gibi görünüyor. Öte yandan ticari kredilerdeki genişlemeyi önleyici düzenlemeler yapılıyor. Bankalar açısından bakarsak kredi kullandırma yönündeki baskılar bankaların seçiciliğini azaltmaktadır. Kredi geri dönüşlerinde sıkıntı yaratmaktadır. Ekonominin geneli açısından da bu uygulamalar enflasyonu olumsuz etkilemektedir.
Konut kredileri düzenlemeleri özelinde bu uygulamaların konut satışlarını çok etkilemesini beklemek hayalcilik olabilir. Şu anda ortalama gelire sahip bir kişinin özellikle büyük şehirlerde konut alması imkansız hale gelmiştir. Yeni uygulamanın hangi amaçla başlatıldığını tam olarak anlamak da mümkün değildir.
Yorum Yazın