Görüş Bildir
Haberler
Çeşitli Nedenlerle Yeryüzünden Silinerek Tarihin Tozlu Sayfalarına Gömülmüş 10 Antik Kent

Çeşitli Nedenlerle Yeryüzünden Silinerek Tarihin Tozlu Sayfalarına Gömülmüş 10 Antik Kent

Sueda İlkyaz
05.10.2022 - 07:30

Binlerce yıllık dünya tarihinde farklı uygarlıklar var oldu ve yok oldu. Başarılı yapıları sayesinde ise bugün hala onlardan haberdar olabiliyoruz. Bu içeriğimizde de dünyaya iz bırakmış 10 antik kenti sizin için derledik! 👇

İçeriğin Devamı Aşağıda

1. Akrotiri, Santorini

1. Akrotiri, Santorini

Akrotiri, Giritlerin karakol olarak kullandıkları Santorini adasında yer almaktadır. Thera Santorini Patlaması olarak da bilinen patlamanın MÖ 1600'lerde burada gerçekleştiğine inanılıyor. 1967'de yapılan Akrotiri kalesinin keşfinde oldukça başarılı freskler (özel bir teknik ile yapılan duvar resmi), üç katlı evler ve çok iyi organize edilmiş bir yerleşim bulundu. Su tesisatı kale sakinlerinin hem soğuk hem de sıcak suya erişebildiğini gösteriyor. Ayrıca bu sıcak su yerleşim yerinin sonunu getiren yanardağ tarafından sağlanmış!

2. Timgad, Algeria

2. Timgad, Algeria

Timgad macera romanlarında sık sık karşılaşılan meşhur bir kayıp şehirdir. Bir zamanlar İmparator Trajan'ın emriyle çölde kurulan ve görkemli bir şehir olan Timgad, Roma İmparatorluğu'nun çöküşünden etkilenmedi ve dahası önemli bir ticaret merkezi haline gelmiş oldu. 5. yüzyılda talan edildikten sonra ise bir Hıristiyan merkezi olarak yeniden doğdu.

7. yüzyılda, vandalların yönetiminde ikinci büyük soygun gerçekleşti ve şehrin kesin olarak terk edilmesine yol açtı.

7. yüzyılda, vandalların yönetiminde ikinci büyük soygun gerçekleşti ve şehrin kesin olarak terk edilmesine yol açtı.

Rüzgarla gelen Sahra Çölü'nün kumları şehri kapladı ve şehre hiçbir şey olmadan saklanmasına yardımcı oldu. 1881'de ise şehir yeniden keşfedildi. Bugün Timgad'ın kalıntıları Afrika eyaletlerindeki Roma şehirlerinin muhteşem manzarasını ziyaretçilere sunuyor. Trajan Kemeri, tipik Roma hamamları ve Jüpiter Tapınağı bugün hala görülebilmektedir. Tapınağın Roma'daki Pantheon kadar büyük olması, Romalıların Timgad şehrine verdikleri önemi de bir nevi kanıtlar nitelikte.

3. Pavlopetri, Yunanistan

3. Pavlopetri, Yunanistan

Pavlopetri, Taş Devri'nde kurulmuş bir Yunanistan şehriydi. Şehrin sular altında kalması ise arkeologlara eski zamanlardaki yaşam hakkında eşsiz bilgiler sağladı. Şehre ait diğer siteler daha yeniden inşa esnasında kısmen tahrip edildi ancak Pavlopetri bozulmadan kaldı. Şehrin su altında kalmasının nedenlerinin ise yükselen su seviyeleri ve depremlerin neden olduğu heyelanlar olduğu düşünülüyor.

4. Pompeii ve Herkulaneum, İtalya

4. Pompeii ve Herkulaneum, İtalya

Pompeii'nin kız kardeşi olarak bilinen Herkulaneum M.S. 62 depreminde ağır hasara uğradı. M.S. 79’da Vezüv Yanardağı’nın patlamasıyla ise Pompeii ve Herculaneum şehirlerinin ikisi de lav ve kül tabakalarıyla kaplanarak yok oldu. İyi bir arkeoloğun 1709’da şehrin tiyatrosuna rastlamasıyla Herkulaneum yeniden keşfedilen ilk Vezüv kentlerinden olmuştur.

İçeriğin Devamı Aşağıda

5. Petra, Ürdün

5. Petra, Ürdün

Petra kentinin bu listeye dahil edilmesi biraz tartışmalı sayılabilir çünkü aslında tamamen yok olan bir şehir değil. Terk edildiği kesin ama yerlilerin bu şehrin varlığından haberdar oldukları düşünülüyor. Yine de Batı'nın en az 1000 yıldır bu şehrin varlığından haberi yoktu.

Ünlü filozof Yaşlı Plinius, Petra'nın MÖ 103'te Romalılar tarafından ele geçirildiğini iddia ediyor.

Ünlü filozof Yaşlı Plinius, Petra'nın MÖ 103'te Romalılar tarafından ele geçirildiğini iddia ediyor.

Bu çöl şehri bir deprem su tedarik sistemini yok edene kadar gelişmeye devam ediyordu. Tüm nüfusun taşınması, yıkılanları yeniden inşa etmeye başlamaktan daha kolay geldiğinden şehir terk edildi ve o zamandan beri yalnızca maceracı gezginleri veya mezar soyguncularını cezbeden bir mekan haline geldi. Bugün Petra şehri, Ortadoğu'nun en önemli arkeolojik alanlarından biridir. Yarısı inşa edilmiş, yarısı ise taşa oyulmuş Petra kesinlikle antik çağın mimari harikalarından birisi.

6. Tikal, Guatemala

6. Tikal, Guatemala

Maya şehri Tikal, bir Maya krallığının başkenti ve Dünya'nın en büyük şehirlerinden biriydi. Şehir milattan sonra 200-900 yılları arasında iskan edilmişti. Şehrin olağanüstü bir biçimde korunması sayesinde bugün Tikal'in ihtişamı hakkında birçok şey biliyoruz. Diğer şehir kalıntıları gibi bu şehrin de aniden gizemli bir şekilde terk edildiği düşünülüyor ancak araştırmalar, arazinin orada yaşadığı bilinen çok sayıda insana ev sahipliği yapmamış olduğunu gösteriyor. Yani şehrin kimlere ev sahipliği yaptığı hala bilinmiyor.

Şehrin birkaç yıl içinde yavaş yavaş terk edildiği düşünülüyor.

Şehrin birkaç yıl içinde yavaş yavaş terk edildiği düşünülüyor.

Ormanın içinde kalan bu şehir uzun süre keşfedilemedi ancak bazı yerliler bu kayıp şehir hakkında yayılan söylentiler sayesinde şehrin varlığından haberdardı. Şehir ilk defa 1848'de keşfedildi ve kaşifler 70 metre yüksekliğindeki piramitler, kraliyet sarayları ve eğlence arenalarıyla o dönemin en büyük arkeolojik alanına rastlamış oldular.

7. Cliff Palace, Colorado

7. Cliff Palace, Colorado

Güneybatı Amerika Birleşik Devletleri'nin Yerli Amerikalıları olan Pueblo halkı isimlerini kurdukları köyden alır. Bu topluluk bugün hala bulunuyor ancak topluluğun en önemli dönemi MS 900-1200 yıllarından kalma eski Anasazi toplumudur. Görselde gördüğünüz bu taş saray Anasazi kabilesinin altın çağında inşa edilmiştir.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Şehirde kısa bir süreliğine insanlar yaşadı ancak MS 1300 yılına gelindiğinde şehirde kimse kalmamıştı. 1888'de yeniden keşfedilene kadar ise kimsenin bu şehirden haberi olmadı.

Şehirde kısa bir süreliğine insanlar yaşadı ancak MS 1300 yılına gelindiğinde şehirde kimse kalmamıştı. 1888'de yeniden keşfedilene kadar ise kimsenin bu şehirden haberi olmadı.

Richar Wetherwill, Charles Mason ve Ute kabilesinden bir Amerika yerlisinin sayesinde kaya duvarlarla korunan bu eski binalar keşfedildi. Şehrin terk edilmesinin nedenleri bilinmemekle birlikte çoğu uzmanın iddiası Avrupalıların gelişinden yüzyıllar önce Amerika kıtasını etkileyen büyük kuraklıkların ilkinin bölge genelinde tarımı yok ettiği ve bölge sakinlerinin de bölgeyi terk etmek zorunda kaldığı yönünde.

8. Machu Picchu, Peru

8. Machu Picchu, Peru

Machu Picchu'dan bahsetmezsek olmaz. And Dağları'nın tepesinde bulunan bu antik İnka şehri, İspanyol fetihleri sonucu terk edilmeden önce muhtemelen M.S. 1450-1572 arasında halk kısa bir süreliğine de olsa burada yaşadı. İspanyollar şehri asla keşfetmediğinden ve yerliler İnkaların sırrını açıklamadığından Machu Picchu Batı tarafından ancak yirminci yüzyılda keşfedilebildi.

Amerikalı arkeolog Hiram Bingham, 1911'de buraya gelen ilk yabancıdır.

Amerikalı arkeolog Hiram Bingham, 1911'de buraya gelen ilk yabancıdır.

Kentin kalıcı bir yerleşim yeri mi, bir kraliyet şehri mi yoksa dini bir tapınak mı olduğu konusunda hala tartışmalar sürüyor.

9. Truva, Türkiye

9. Truva, Türkiye

Uzun bir süre Truva'nın Atlantis gibi efsanevi bir şehir olduğuna inanılmıştı. Daha sonra 1871'de Heinrich Schliemann Türkiye'nin Hisarlık bölgesindeki bir höyük alanındaki kazıları finanse etti. Antik çağda, arkeologların Homer'ın tarif ettiklerine benzer devasa savunma duvarları buldukları Ilium adında bir şehir vardı. Schliemann, Truva'da da buna benzer duvarların yanı sıra Elena'nın takıları olarak adlandırdığı altın takılar da buldu. Aslında Priam'ın Hazinesi olarak bilinen hazine, 1945'te Berlin'den kaybolmuştu ancak sonradan Sovyet'in eline geçtiği tespit edildi.

Araştırmalar kentin M.Ö. 3000 yıllarında kurulduğunu ve birkaç kez de yıkıldığını gösteriyor.

Araştırmalar kentin M.Ö. 3000 yıllarında kurulduğunu ve birkaç kez de yıkıldığını gösteriyor.

Her yıkımdan sonra ise doğrudan harabelerin üzerine tekrar inşa edilmiştir. Tekrar tekrar kurulan bu şehrin hangisinin Rumlar tarafından kuşatılan şehre ait olduğu konusunda hala tartışmalar var. Her halükarda şehrin heybetli duvarları Homer'in iddiasını ve Truva atı gibi bir numara kullanma ihtiyacını doğruluyor gibi görünüyor.

İçeriğin Devamı Aşağıda

10. Mohenjo-daro, Pakistan

10. Mohenjo-daro, Pakistan

Listemizin sonunda diğerlerine nazaran daha az bilinen Mohenjo-Daro var. Mısır ve Mezopotamya uygarlığı ile birlikte İndus Vadisi Uygarlığı dünyanın en büyük uygarlıklarından biri olarak kabul ediliyor. M.Ö 2000 civarında zirvesini yaşayan bu medeniyet bilim, yazı, ticaret, zanaat, din ve tarımda dikkate değer bir ilerleme kaydetmişti. Gelişmiş doğası, düzenli sokakları ve karmaşık kanalizasyon sistemi Mojenjo-Daro antik kentinde görmeniz mümkün olan yapılardır. Diğer bahsettiğimiz şehirlerden farklı olarak bu şehirde öne çıkan bir saray veya tapınak bulunmuyor.

Bu nedenle uzmanlar İndus Vadisi Uygarlığı'na ev sahipliği yapan bu şehrin eşitlikçi bir uygarlık olduğuna inanıyor.

Bu nedenle uzmanlar İndus Vadisi Uygarlığı'na ev sahipliği yapan bu şehrin eşitlikçi bir uygarlık olduğuna inanıyor.

Ancak bu toplum hakkında bilinen çok az şey olduğundan bunun yalnızca bir ihtimal olduğunun altını çizelim. İnd Nehri'nin neden olduğu seller kentin en az altı kez yıkılmasına sebep olmuş gibi görünüyor. Her seferinde eski şehirlerin kalıntılarının üzerine ise yeni şehirler inşa edilmiş. Yaklaşık M.Ö. 1800 yıllarında terk edildiği düşünülen şehrin terk edilmesinin nedeni bilinmiyor. Şehrin 1922 yılındaki keşfine kadar ise kimsenin şehirden haberi yoktu.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
4
1
1
0
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Tolga

Aslına bakarsanız ‘Troya’ tam 9 katmadan oluşur, hatta günümüzde üzerinde kurulu olan Tevfikiye köyü bazı araştırmacılarca güncel Troya, yani 10. Katman olar... Devamını Gör