Bu Test Aşk Hayatında Neden Sürekli Kaybettiğini Yüzüne Tokat Gibi Çarpacak!
Bazıları aşkı şanssızlık sanır, bazıları “yanlış zamanda, yanlış insan” diyerek konuyu kapatır. Oysa aşk hayatında tekrar eden kayıplar genelde tesadüf değildir; davranışlarda, sınır koyamamada, seçim biçimlerinde gizlidir. Bu test, “beni hep yarı yolda bıraktılar” cümlesini bir kenara koyup, aynaya biraz daha yakından bakabilenler için hazırlandı. Aşk hayatınla ilgili gerçeklerle yüzleşmek istiyorsan doğru yerdesin.
Hazırsan başlayalım!
1. Cinsiyetini seçer misin?
2. Birine ilgi duymaya başladığında genelde ne yaparsın?
3. Bir sorun yaşandığında ilk refleksin nedir?
4. Kendini en iyi tanımlayan cümle hangisi?
5. Bir ilişkide seni en çok ne sinirlendirir?
6. Geçmiş ilişkilerine baktığında en çok hangisini düşünürsün?
7. Tartışma sırasında seni en çok zorlayan şey nedir?
8. Bir ilişkide vazgeçme noktan neresidir?
9. Bir ilişki bitince kendini nasıl hissedersin?
10. Sana göre aşk en çok ne ister?
Sen çok fedakarsın!
Sen ilişkilerde çoğu zaman dengeyi senin kurman gerektiğine inanıyorsun. Sevmeyi, düşünmeyi, fedakarlık yapmayı doğal buluyor; karşılığını açıkça talep etmiyorsun. Ancak bu durum zamanla “ben yine kaybettim” hissine dönüşüyor çünkü emek verdikçe değerinin otomatik artacağını sanıyorsun. Aslında sorun sevme biçiminde değil, sınır koyamamakta. Karşı tarafın sorumluluk almasına alan açmadığında, ilişkiler tek taraflı bir çabaya dönüyor. Bu da seni yorgun, değersiz ve anlaşılmamış hissettirebiliyor. Aşkta kaybetmemen için önce kendi ihtiyaçlarını ciddiye alman gerekiyor. Herkese yetmeye çalışmak yerine, seni gerçekten gören insanlara alan açtığında denge kendiliğinden kurulacak.
Sen yanlış insanları seçiyorsun!
Sorun sende değilmiş gibi hissettiğin bir döngünün içindesin. Hep aynı karakter tiplerine çekiliyor, benzer hayal kırıklıkları yaşıyor ve sonunda “neden hep böyle oluyor?” diye soruyorsun. Aslında bilinçaltın tanıdık hissettiren ama sana iyi gelmeyen profilleri seçiyor. Bu durum çoğu zaman duygusal boşlukları hızlı doldurma isteğiyle ilgili. Kırmızı bayrakları erken fark etsen bile görmezden gelmeye yatkın oluyorsun. Çünkü yalnız kalmaktansa eksik bir bağ sana daha güvenli geliyor. Kaybettiğini hissettiğin her ilişki, aynı dersi biraz daha yükses sesle anlatıyor: Daha yavaş seçmek, daha çok gözlemlemek ve “olur belki”lere değil olanlara bakmak.
Ulaşılmaz biri gibi davranıyorsun!
Dışarıdan bakıldığında güçlü, dengeli ve ne istediğini bilen biri gibisin. Ancak bu kontrollü duruşun çoğu zaman duvar gibi algılanıyor. Duygularını paylaşmak yerine ölçüp tartıyor, risk almaktan kaçınıyorsun. Bu yüzden ilişkiler ya derinleşemeden bitiyor ya da karşı taraf seni yeterince yakın hissetmediği için geri çekiliyor. Sen kaybettiğini sanıyorsun ama aslında kimse seni gerçekten tanıyamadan gidiyor. Aşkta kontrol her şeyi kurtarmıyor. Biraz savunmasız kalmayı göze almak, her şey dağılacak anlamına gelmez. Tam tersine, gerçek bağlar tam da oradan kuruluyor.
Duygularına yenik düşüyorsun!
Sen aşkta yoğun yaşayanlardansın. Hızlı bağlanıyor, hızlı umutlanıyor, aynı hızda hayal kırıklığı yaşayabiliyorsun. Duygular geldiğinde frene basmakta zorlanman, ilişkilerin erken tükenmesine neden olabiliyor. Karşı tarafla aynı hızda gitmediğinde bunu kişisel algılıyor, değersizlik hissine kapılabiliyorsun. Oysa herkesin bağlanma temposu farklı ve bu senin eksikliğin değil. Ama sen bunu ayarlayamadığında sürekli kaybeden taraf oluyorsun. Bir adım yavaşlamak, hislerini küçültmek değil; onları daha sağlam bir zemine oturtmak demek. Dengeyi kurabildiğinde aşk senin için yıpratıcı değil, güçlendirici olacak.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!





Yorum Yazın