Beyin Hakkında Yıllardır Yanlış Bilinen ve Öğrendiğiniz Anda Ufkunuzu Açacak 10 Enteresan Gerçek
Beynimizin bilgisayar gibi çalıştığına ya da beynin sadece yüzde 10'unu kullandığımıza dair temeli olmayan birçok bilgi, sanki gerçekmiş gibi uzun zamandır bizlere servis ediliyor. Gelin görün ki aslında bu bilgilerin çoğu efsane! Peki o zaman beyin hakkındaki doğrular neler? İşte beynimizle ilgili en çok karşılaştığınız 10 yanlış bilgiyi sizler için derledik, haydi okumaya! 👇
Beyin hakkında hepiniz birkaç efsane duymuşsunuzdur. Ne yazık ki insan beyninden ya olduğundan fazlası olarak ya da kabiliyetleri küçümsenerek bahsediliyor.
1. Beynimizin sadece yüzde 10'unu kullandığımız doğru değil; geri kalan bölümlerinin zihinsel güçlere gebe olduğuna inanmak elbette çekici fakat bu sadece bir efsane!
Vücuttaki fizyolojik süreçleri gösteren PET ve beyin fonksiyonlarını incelemeye yarayan fMRI taramaları ile yapılan deneyler, en basit hareketimizde bile beynin tümünün çalıştığını gösteriyor.
2. 'Flaş bellek hatıraların' yüzde yüz doğru ve detaylı olduğuna dair söylenenler birer efsane.
Yapılan bir deneyde, katılımcılardan ilk olarak trajik bir olaydan hemen sonra yaşadıklarını anlatmaları isteniyor. Olayın üstünden birkaç ay veya sene geçtikten sonra ise aynı anıyı tekrar aktarmaları rica ediliyor.
3. 40 yaşından sonra çoğu hareketimiz yavaşlasa ve öğrenme hızımız düşse de yaş ilerledikçe beynin zayıfladığı doğru değil.
4. Görme, duyma, koku, tat ve dokunma duyularının öne çıkan 5 duyumuz olduğu su götürmez bir gerçek fakat bunlardan daha fazlasına sahibiz!
Ama diğer türlere göre duyularımızın oldukça az ve kör olduğunu belirtmek gerek. Mesela yarasa ve yunuslar sahip oldukları radar sistemi sayesinde avlarının konumunu tespit edebiliyor.
5. Beynin bilgisayarlara benzediği söylenir fakat hiç de öyle değil!
Beynimizin doldurulmayı bekleyen bir hafıza kapasitesi yok veya bir bilgisayar gibi hesaplamalar yapamıyor. Ayrıca görsel algılarımız da gördüğümüz şeyleri birden fazla unsura dikkat ederek aktif olarak yorumluyor.
6. Beynin değiştirilemez sabit bir sistem olduğu doğru değil.
Bu esneklik sayesinde kör bir insanın beyninin görme işlevini yerine getiren bölümleri, zamanla duyma işlevine katılıp yeniden şekillenebiliyor.
7. Merak etmeyin, başınıza aldığınız sert bir darbe hafıza kaybına yol açmayacak...
Hafıza kaybı (amnezi) tıpta iki kola ayrılıyor; yeni anıları şekillendirme yeteneğinin zayıflamasıyla ortaya çıkan ileriye dönük hafıza kaybı ve geçmiş olayları unutmaya sebep olan geriye dönük hafıza kaybı.
Geriye dönük amnezi Alzheimer hastalarında, travmatik beyin yaralanmalarında, tiamin eksikliği gibi beyni etkileyen hasarlarda görülebiliyor fakat herhangi bir beyin hasarı özellikle gidip kim olduğunuza dair anılara zarar vermediği gibi geri gelmelerini de sağlamıyor.
8. Bizi neyin mutlu edeceğini bildiğimizi sanıyoruz ama aslında bunları ya abartıyoruz ya da küçümsüyoruz.
Mesela paranın insanları daha mutlu ettiği doğru fakat bir yere kadar; yoksul insanlar orta sınıftan daha mutsuz olabilir ama orta sınıf zenginler kadar mutlu olabiliyor. Ayrıca yaşadığımız mutluluk verici olaylar veya tam tersi kederlendiğimiz şeyler de sandığımız kadar uzun sürmüyor; insanlar düşünülenden çok daha dirençli varlıklar.
9. Dünyayı olduğu gibi gördüğümüze inanıyoruz fakat bu doğru değil.
Beynimiz gördüklerimizi aktif olarak alan, yorumlayan ve şekillendiren bir organ; yani dışarıdan aldığımız bilgileri pasif olarak edinip yorumlamayı daha sonraya bırakmıyor. Bu bağlamda, gördüğümüz şeylerde belli benzerlikler ve tekrarlamalar arıyoruz veya ne olduğu muğlak olan görüntülerde kendimize uygun olanı seçiyoruz.
Ünlü bir psikolojik deneyde deneklerden, birbirine basketbol topu atan bir grup insanın kaç kez pas attıklarını saymaları isteniyor. Ancak deneklerin yarısı, top atan grubun içinde dolaşan goril kostümlü adamı fark edemiyor!
Anlayacağınız beyin her şeyi olduğu gibi görmüyor; bizim neye odaklandığımız ve algılarımız bu konuda oldukça etkili. Aslında tam da bu yüzden araba kullanırken cep telefonu ile oynamak tehlikeli çünkü dikkat kesilmek konusunda insanlar hiç de yetenekli değiller. Bu bakımdan dünyaya bakış açımız da tarafsız olamıyor çünkü bunu şekillendiren beklentilerimiz ve yorumlamalarımız var.
10. Kadın ve erkek beyinlerinin çok farklı olduğu da yanlış.
Erkekler ve kadınlar arasındaki biyolojik farklılıklar hakkında onlarca yıldır yazılıp çiziliyor; dolayısıyla bilgi kirliliği de had safhada. Mesela beyin sapı yapısı ve omurilik sinirleri kadın ve erkekte farklı olduğu için kadınların tıp alanında başarısız oldukları ve seçimlerde akılcı bir şekilde oy kullanamadıkları iddia edilmişti. Tabii ki kadın ve erkek beyninde farklılıklar var fakat bunlar abartıldığı kadar etkili ve büyük değişiklikler değiller.
Genelde kadınlar empati testlerinde erkeklerden daha iyi performans sergiliyorlar fakat asıl ilginç olan, teste katılan kadınlara 'Erkekler genelde bu testte daha iyi' denildiğinde kadınların kötü sonuçlar elde etmesi!
Tam tersi durumlarda da aynı şey yaşanıyor ve bu da kalıplaşmış fikirlerin cinsiyet farklılıklarını beslediği anlamına geliyor. Kadın üniversite öğrencilerine kadınların normalde zayıf oldukları belirtilerek bir test uygulandığında kötü sonuçlar alırlarken; erkek öğrencilere 'erkekler bu testte başarısız oluyor' denildiğinde onların da kötü sonuç aldığı görülüyor. Yani cinsiyetleri kalıplara sokarak aslında bireylerin kapasitelerini de kısıtlamış oluyoruz.
Peki siz bu konuda neler düşünüyorsunuz? Bizimle paylaşmayı unutmayın, haydi yorumlara! 👇
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Harika bir yazi. Emeginize saglik 👏👏