Baraja Düşen 20 Kişiyi Kahramanca Kurtaran Milli Yüzücünün Adının Ödül Olarak Bir Gezegene Verilme Hikâyesi
1976 yılında, vaktiyle 13 kez Avrupa ve 17 kez Dünya Yüzme Şampiyonu olmuş yüzücü Shavarsh Karapetyan, Erivan'da günlük koşusunu yaparken bir otobüsün baraj duvarını yıktığını ve göle yuvarlandığını görür...
1953'te doğan Karapetyan, suyla tanıştığı çocukluk yıllarından itibaren yüzmeye dair var olan neredeyse tüm rekorları kırdı.
Aslında bahsettiğimiz bu tanışma pek de hayırlı bir olayla gerçekleşmedi. 15 yaşında bir kavga esnasında karşı çıktığı gruptakiler kavgada hızlarını alamayıp onun boynuna bir ip ve taş bağlayarak suya atmışlardı.
Zar zor sudan çıkmayı başaran Karapetyan'ın sudan korkması beklenmişti, o ise suyla dost olmayı seçti.
Yüzme dersleri, eğitimler derken tüm bunları profesyonel olarak yapmak istediğini fark etti.
Profesyonel yüzücülük için tüm şartları sağlamak adına çalıştı ve yoğun, yorucu çabalarının sonucunda çok kısa süre içerisinde Ermenistan'da yüzme yarışlarında şampiyon oldu.
Böylesine başarılı başlayan bir kariyerde müsabakalar yoğunlaştıkça aksilikler de baş gösterdi, ilginç olaylar yaşandı.
Karapetyan, Kiev'de bir müsabakada suyun altında uzun bir süre oksijensiz kaldı!
Oksijen tüpünün yanlış kurulmasından dolayı suyun tam 75 metre altında dayanması gerekti. O da bunu başardı.
Bu kazandığı başarı onu hastanelik etmiş olsa da daha o zamanlar kumaşında kahramanlık olduğu dikkatleri çekmişti. Kahramanlığının ortaya çıktığı olay ise tam anlamıyla bir rastlantıydı!
1949'da hizmete giren ve olayın gerçekleştiği 1976 yılına dek kullanımı gittikçe azalan troleybüslerden biri servisini gerçekleştiriyordu.
90'dan fazla kişinin taşındığı troleybüs sistemsel bir arıza sebebiyle kontrolden çıkıyor ve yakında bulunan baraja doğru kontrol edilemez biçimde ilerliyor. Bu esnada günlük koşusunu gerçekleştiren Karapetyan troleybüsün baraj duvarlarını yıkarak göle yuvarlandığını görüyor.
Hemen olay yerine gidiyor ve suya atlıyor. Batmakta olan troleybüsün içerisinde boğulmanın eşiğindeki yolcuları bir bir kurtarmaya girişiyor.
Tabii bu pek de kolay değil.
Nefesi yettiğince dalıyor, her dalışta bir yolcuyu su yüzüne çıkarıyor. Tüm gücü tükenene dek çabalıyor ve toplamda 20 yolcunun hayatını kurtarıyor!
Yorulduğu için de durmuyor Karapetyan, vücudu bu anlık tempoya dayanamıyor ve komaya giriyor. Olaydan sonra hastaneye kaldırıldığında kirli sudan ve havasızlıktan zatürre teşhisi koyuluyor, neredeyse ölümden dönüyor.
Tam 46 gün sonra komadan çıkan Karapetyan kendisine yağdırılan övgüleri bir pişmanlık hikâyesiyle kesiyor.
“Çok fazla dalış yapamayacağımı biliyordum, bu sebeple hata yapmamam gerektiğini de. Aşağısı öylesine karanlıktı ki hiçbir şey göremiyordum. O sırada bir yolcu yerine bir koltuk çıkarmışım. Koltuk yerine birini daha kurtarabilirdim. Hâlâ o koltuk rüyalarıma giriyor'
Kendi canını hiçe sayarak daha fazla insanı kurtarabileceğini düşünerek pişmanlık duyan gerçek bir kahraman!
Tek başına öylesine bir kurtarma mücadelesi vermişti ki barajda vücudunun aldığı hasar sonrasında ciğerleri eskisi gibi sağlıklı değildi, sonuç olarak hayatını adadığı yüzme sporunu bırakmak zorunda kalır.
Adı Sovyetlerde yaşanan gizlilik politikaları sebebiyle birkaç yıl gizli tutulsa da bu olaylar ortaya çıktığında UNESCO başta olmak üzere birçok kurum ve kuruluş onu ödüllendirir.
Ona dair en dikkat çeken onurlandırma 1978'de vuku buldu.
Keşfedilen bir gezegene onu ölümsüzleştirmek için 3027 Shavarsh adı verildi.
Kahramanlık kanına işlemiş olacak ki 1985'te yolda yürürken bir binanın yandığını gördü ve içeride kurtarılmayı bekleyen insanlara yardım etmek için alevlerin arasına daldı. Yine ikinci kez düşünmeden kendisini hiçe saymış, uzun süre hastanede tedavi görmesi gerekmişti.
Tüm bunların ardından Karapetyan bu hareketli hayatına bir mola vererek Moskova'ya taşındı.
Adrenalinden uzak bu yeni hayatında kendine ufak bir ayakkabı atölyesi açarak çalışmaya başladı. Firmasına verdiği 'İkinci Bir Nefes' adı da onun hayatı hikâyesini iki kelimeyle özetliyor aslında.
Gerçek kahramanların filmlerde değil, bilakis yanı başımızda olduğunu bize hatırlattığı için teşekkür ediyoruz!
Yorum Yazın
İnsan; dili, dini, ırkı ne olursa olsun insandır.
vay be. cidden kahramanmış adam.
adam adamlıgın kitabını yazmış ama bizde hangi iki mal bu olaya beğenmeyip kızmış