10 Psikolojik Bozukluk ve Özellikleri
10. Paranoid Kişilik Bozukluğu
Paranoid kişilik bozukluğu etraftaki insanların sürekli arkanızdan iç çevirdiğini düşünmenize ve kimseye güvenememenize neden olur. Bu bozukluğa sahip insanlar kendi bilgi ve yeteneklerine haddinden fazla güven duyarlar ve diğer insanlarla yakın ilişkiler kurmaktan genellikle kaçınırlar. Her şeyde gizli bir anlam ararlar ve etrafındaki insanlardan sürekli düşmanlık beklerler. Eşlerinin ve arkadaşlarının güvenlerini sürekli sınarlar ve çoğunlukla insanlara soğuk ve mesafeli dururlar. Genellikle suçu başkalarına atmaya meyillidirler ve çok uzun süre kin tutarlar.
9. Şizoid Kişilik Bozukluğu
Şizoid kişilik bozukluğuna sahip insanlar ilişkilerden kaçarlar ve duygularını gizlerler. İçten bir şekilde yalnızlığı tercih ederler ve içlerinde 'keşke popüler olsam' diye bir istek yoktur. Mümkün olduğunca insanlarla uğraşmak zorunda kalmayacakları işlerin peşinde koşarlar. Sosyal yetenekleri genellikle çok zayıftır ve takdir veya onama beklemezler. Etraflarındakiler tarafından mesafeli ve soğuk olarak algılanırlar. Nadir de olsa bir aktiviteye katılmak zorunda kalırlarsa; bundan hiç zevk almazlar. Hatta çoğunun cinsel istekleri bile yoktur.
8. Şizotipal Kişilik Bozukluğu
Çoğu insana göre şizotip kişilik bozukluğu aslında şizofreninin semptomları daha hafif olan halidir. Genellikle yalnız kalmak isterler. Bu hastalığa sahip insanlar etraflarındaki dünyayı herkesten farklı algılarlar ve beyinleri farklı çalışır. Bazen başka insanlarda olmayan bir hisleri olduğunu düşünürler ya da alakasız herhangi bir olayın onlarla ilgili olduğuna inanabilirler. Büyülü bir düşünce tarzları vardır, normal insanların fantezi diyecekleri şeyler onlar için gerçek olabilir. Dışarıdan bakıldığında uçuk kaçık görünürler ve uzun süre bir şeye konsantre olmakta zorluk yaşarlar.
7. Antisosyal Kişilik Bozukluğu
Sosyal becerileri gelişmemiş insanlara asosyal demek insanların yaygın bir şekilde düştüğü bir yanılgıdır. Çoğu zaman durum tam tersidir; antisosyal kişilik bozukluğu vicdandan yoksun olmak olarak tanımlanır. Bu hastalığa sahip insanlar kurbanlarının onlardan zayıf olduğunu düşündükleri, hatta başlarına geleni hak ettiklerini düşündükleri için suç işlemeye yatkındır. Yalan söylemeye ve hırsızlık yapmaya da yatkındırlar. Ellerine geçen parayı çarçur ederler ve yaptıkları şeylerin sonuçlarını düşünmezler. Genellikle agresif insanlardır ve kendi ihtiyaçlarını her şeyin önüne koyarlar.
6. Sınır Kişilik Bozukluğu
Sınır kişilik bozukluğu, tıptaki adıyla Borderline, ruh halinde dengesizlik ve öz saygı yoksunluğu olarak tanımlanır. Bu hastalığa sahip insanlar sürekli ani ruh hali değişimleri yaşarlar ve öfke nöbetlerine yatkındırlar. Çoğu zaman öfkelerini kendilerinden çıkartırlar ve kendi kendilerini yaralarlar. İntihar tehditleri savurmaları ve bu tehditleri gerçekleştirme olasılıkları yüksektir. Dünyayı siyah-beyaz görürler ve genellikle kurdukları ilişkilerde hep bir çatışma vardır. Eğer istedikleri olmazsa öfkelenmeleri işten bile değildir.
5. Histriyonik Kişilik Bozukluğu
Histriyonik kişilik bozukluğuna sahip insanlar genellikle ilgi görmek için uğraşırlar. Sürekli olayların merkezinde onlar olmalıdır ve diğer insanları bu uğurda rahatsız, hatta taciz edebilirler. Gündelik, sıradan işlerini bile anlatırken görkemli cümleler kurarak övgü beklerler. Kışkırtıcı kıyafetler giymekten hoşlanırlar ve ilgi görmek için hastalıklarını abartmaya yatkındırlar. Ayrıca genellikle ikili ilişkilerinin önemini de abartırlar, herkesin onları çok sevdiğini düşünürler. Bu hastalığa sahip insanlar genellikle diğer insanları kontrol etmekten hoşlanırlar.
4. Narsistik Kişilik Bozukluğu
Narsistik kişilik bozukluğu benmerkezcilik olarak da adlandırılır. Histriyonik kişilik bozukluğuna sahip insanlar gibi, narsist kişiler de etrafındakilerden ilgi ve övgü beklerler. Başarılarını abartarak anlatmayı severler ve diğer insanların onları kendilerinden üstün görmesi gerektiğini düşünürler. Arkadaş seçerken çok titiz davranırlar, çünkü herkesin onlarla arkadaş olmaya layık olmadığına karar vermişlerdir. Çok iyi bir ilk intiba bırakırlar fakat ilişkileri uzun süre devam ettirmekte zorlanırlar. Diğer insanların duygu ve isteklerini genelde umursamazlar ve onları kullanmaktan çekinmezler.
3. Çekingen Kişilik Bozukluğu
Çekingen kişilik bozukluğu aşırı sosyal kaygı olarak tanımlanmaktadır. Bu hastalığa sahip insanlar genelde kendilerini yetersiz hissettikleri için sosyal ortamlardan kaçınırlar ve insanlarla mümkün olduğunca az karşılaşacakları hayatlar kurarlar. Reddedilmekten çok korkarlar ve başkalarının önünde kendilerini küçük duruma düşürmek en büyük kabusları olabilir. Yeni ortamların veya durumların olası zorluğunu gözlerinde büyütürler ve bu yeni deneyimlerden kaçarlar. Gerçek hayattan kasıtlı olarak kaçtıkları için, kendi hayal dünyalarında yaşamaları olasıdır. Şizoid kişilik bozukluğunun aksine, çekingen kişilik bozukluğuna sahip insanlar aslında insanlarla ilişki kurmayı çok isterler, ama bu konuda ellerinden hiç bir şey gelmiyormuş gibi hissederler. Depresyona girme olasılıkları yüksektir ve kendilerine güvenleri neredeyse her zaman yok denecek kadar azdır.
2. Bağımlı Kişilik Bozukluğu
Bağımlı kişilik bozukluğuna sahip insanlar başkalarının onlara göz kulak olmasına ihtiyaç duyarlar. Etraflarındaki insanlara sıkıca yapışırlar ve onları kaybetmekten çok korkarlar. Ayrılık söz konusu olduğunda intihara yatkınlıklarıyla bilinirler. Kendileriyle ilgili önemli kararları başkalarının vermesini isterler ve ilişkileri genelde uzun sürmez. Kendilerini istismar eden insanlarla ilişkiye girerlerse, bundan kurtulmaları çok zordur. Kabul görmemeye tahammülleri yoktur ve yalnızken kendilerini çaresiz ve mutsuz hissederler.
1. Obsesif-Kompulsif Kişilik Bozukluğu
Obsesif-kompulsif kişillik bozukluğu, kısaca OCD, obsesif-kompulsif anksiyete bozukluğuyla benzer özellikleri taşır. Bu hastalığa sahip insanlar mükemmeliyetçiliği kafalarından çıkartamazlar. Yaptıkları her şey 'tam olması gerektiği gibi' olmalıdır, ve bu durum genellikle hayatlarını yaşamalarına engel olmaktadır. Ufak detaylara saplanıp asıl önemli olan olayları kaçırırlar. Kendileri ve etrafındakiler için ulaşılması imkansız standartları vardır ve kafalarında belirledikleri bu standartlara ulaşamayanları ağır dille eleştirmekten çekinmezler. Takım çalışması yapmaktan kaçınırlar çünkü diğer insanların yeteneksiz veya özensiz olduğunu düşünürler. Karar verici mevkilerde bulunmayı sevmezler çünkü eğer yanlış karar verirlerse kendilerini asla affedemeyeceklerini bilirler. Zamanlarını ve paralarını çarçur etmekten hiç hoşlanmazlar ve kendilerini ifade etmekte çok zorlanırlar.
Yorum Yazın