onedio
Görüş Bildir
İnsanlar Neden Felaket Senaryolarına Sahip Dizi ve Filmleri İzlemeyi Seviyor?
HBO'nun eleştirmenler ve izleyiciler tarafından çok beğenilen 'The Last Of Us' dizisi aşkı, kaybı ve hayatta kalmayı anlatan bir video oyunundan uyarlandı. Parazitlerle işgal edilen bir dünyayı temsil eden yapım anlaşıldığı üzere kıyamet sonrasını anlatan bir hikayeye sahip. Peki, 'The Last of Us' ve benzeri yapımlar neden bu kadar ilgi görmekte? Gelin, bu nedenleri uzmanlarından öğrenelim👇👇
En İyi Terapistim “Ben”
Kişinin kendi içsel ve manevi dünyasını keşfe götüren bir yola çıkması çok kolay bir tercih değildir. Evrensel değerlerin, bizi biz yapan kendi değerlerimizle (birey olarak ait olduğumuz sosyal yapımız, ailevî bağlarımız, inançlarımız, geleceğe dair düşlerimiz, bazen yüreğimizi acıtan bazen de düşündüren türkülerimiz, Yunus Emre, Mevlâna, Hacı Bektaş ve Hacı Bayram gibi manevî önderlerimiz, eski zamanları anlatan tonton yaşlı ninelerimiz ve dedelerimiz, düğünlerimiz ve can yakan ağıtlarımız, şehitlerimiz ve erenlerimiz, baharda çaput bağladığımız söğüt ağaçlarımız vb.) harmanlandığı bu kitap ile kendimize nasıl baktığımızı görecek, duyguların gücünü hissedecek ve en iyi terapistin kendimiz olabileceğini özümseyeceksiniz. Günlük yaşantıdan kaynaklanan engelleri aşmak, içteki boşluğu doldurmak, sorunları çözmek, zorluklarla başa çıkmak, sağlıklı ve mutlu olmak için bu kitapla, kendinizdeki sevgiyle, güçle, inançla ve istekle kendinizi nasıl yeniden yaratacağınızı göreceksiniz, kaderinizi yeniden yazacaksınız. Bu süreçte “ben” ve “öteki” arasındaki ilişkiyi anlamak açısından psikoterapi süreci ve uygulamaları çok iyi bir örnek oluşturur. Bu nedenle mesleğimden yola çıkarak hayatlarına bir şekilde girdiğim ve acılarına ortak olduğum ve okurun bilincin işleyişini daha yakından kavramasına imkân tanıyan danışanlarımın terapi deşifrelerinden alıntılara kitapta bolca yer vermeye çalıştım. Çünkü ister tanı koyma, ister terapiye başlama amacıyla olsun danışan-terapist ilişkisi ötekini anlamak açısından bize çok önemli ipuçları verir.
Kendi Kendimizin Terapisti Olabilmek: Kendini Tanı Kendini Bil!
“Kendini tanı” der Sokrates... Kendini tanı ve kendine ilk önce sen yardım et manasında duymak gerekir bu sözü... Çünkü ruhsal sorunların bilimsel yollarla tedavisi olan psikoterapiye ihtiyaç duymadan ve bir psikoterapiste başvurmadan önceki aşamalarda, insan kendi kendinin terapisti olabilecek ve ruhsal sorunlarıyla baş edebilecek beceri ve güce sahiptir. İş, bu gücün ve becerinin nasıl kullanılacağını bilmekte biter. Bunun da ilk koşulu “kendini tanımak”tır.Örneğin, şöyle düşünebiliriz: Yeni bir cihaz aldığımızda, onu kullanma kılavuzunu okumadan bildiğimiz kadarıyla kullanırsak, en etkili ve doğru biçimde kullanıp kullanmadığımızdan emin olamayız; üstelik hatalı kullanarak zarar verip bozulmasına neden olabiliriz. Benzer şekilde kendimizi tanımdan, kendimizle ilgili doğru ve yeterli bilgiye sahip olmadan, duygu, düşünce ve duyumlarımızın farkında olmadan hem kendimizi, sevdiklerimizi ve hayatı olduğu gibi koşulsuzca sevip kabul edemez hem çevremizle etkili ve sağlıklı ilişkiler kuramaz hem de kendimizi ve hayatımızı dışarıdan gelen etkilere karşı doğru bir şekilde konumlandıramayız. Bunun sonucunda da yaşadığımız ruhsal sorunların üstesinden gelebilmemiz mümkün olmaz. François de la Rochefaucauld’un dediği gibi:Çoğu zaman insan kendi kendini yönettiğini sanır ama aslında yönetilir. Kafasıyla bir amaca doğru yönelirken, gönlü hiç fark ettirmeden onu bir başka yöne sürükler.
İnsan Neden Öz Güvensiz Olur?
Güven eksikliği neyden kaynaklanıyor? Tabii ki de küçüklükten tutun karşılaştığınız sorunlara kadar sizi etkileyecek bir takım faktör bulunuyor. Fakat asıl arkasında yatan psikolojik sebepleri biliyor muydunuz? Gelin hep birlikte bir göz atalım...👇
Dikkat! Psikolojide 'Karanlık Üçlü' Olarak Geçen Bu Kişilerle İş Hayatınızda Karşılaşabilirsiniz!
Karanlık üçlü psikolojide narsisizm, makyavelizm ve psikopatinin kişilik özelliklerini ifade eder. Kötü niyetli nitelikleri nedeniyle bu grup 'karanlık' olarak tanımlanır. Toplumda sıkça rastlanan bu kişiler, elbette iş hayatında da görülmekte. Şimdiye kadar bir çalışma arkadaşınız tarafından sırtınızdan vuruldunuz mu? Eğer bu tarz olaylar size aşina geliyorsa bu insanlarla çoktan karşılaşmış olabilirsiniz. İş hayatında bu tip insanlarla karşılaşırsanız neler yapabileceğinizi beş maddede sizler için derledik. Etrafınızda bu tarz insanlar var olup olmadığını öğrenmek istiyorsanız sizi içireğimize alalım👇
Reklam
Normal Olmayan Durumlarda Normalleşmeye Çalışmak Ne Kadar Normal?
etiket
Ülkece zor süreçlerden geçiyoruz. Kimimiz uyku, kimimiz yeme problemleri yaşıyoruz. Kimimiz kabuslarla uyanıyor, kimimiz hiç uyuyamıyoruz. Kimimiz evlerimizi terk ettik, kimimiz başka seçeneği olmadığı için tüm güvensizliğine rağmen aynı çatı altında kaldık. Kimimiz maddi, kimimiz manevi yardımlar için seferber olduk. Her yeni kurtuluşa sevindik, her yeni kaybedişe üzüldük. Tek yürek olduk.
Reklam
Manchester Üniversitesi Yayınladı: Depremden Etkilenen Çocuklara Nasıl Yaklaşılmalı?
Ülkemizde yaşanan deprem silsilesi ne yazık ki büyükler kadar çocuklara da zarar verdi. Bazı çocuklar yaşanan bu olaydan psikolojik hasarlar aldılar. Bu dönemde ön plana çıkan en önemli şeylerden bir tanesi de depremden etkilenen çocuklara nasıl yaklaşılmalı ve bakımları nasıl yapılmalı oldu. Bu sorulara cevap bulmak amacı ile Manchester Üniversitesi depremden etkilenen çocuklara nasıl bakılmalı temalı bir kılavuz yayınladı. Gelin daha yakından inceleyelim!UYARI: Depremzede çocuklara nasıl yaklaşmanız konusunda uzmana başvurunuz!
Narsist Nasıl Narsist Oldu?
etiket
Çocuk dünyaya geldiğinde boş bir kâğıt gibidir. Onun üzerine yazılan tüm anılar kişiliğini oluşturmaya başlar. Çevresini keşfetme odaklı yaşadığı için dünyanın merkezi kendisi zanneder. Tüm istek ve taleplerinin yerine getirilmesini ister. Karnı acıktığında ağlayarak ya da öfkelenerek doyurulmasını bekler. Bebeklerin düşünme yetisi gelişmediğinden mantık kuramaz. Onlar deneme yanılma yoluyla çıkarım yapmaya çalışır. Sevgi ve ilgi alabilmek için birkaç kez ağlar, bir bakmıştır ki her ağladığında annesi gelmiştir.  Annesi çocuğun ihtiyaçlarını giderip duygusal olarak yatıştırdığında sağlıklı bir birey olmuş olur. Bu evre 6 yaşına kadar devam eder. Çocuk empati kurma, duygu yatıştırma, sevgi alıp verebilme, dürtülerini kontrol edebilme, sorumluluk alabilme gibi becerilerin temellerini 6 yaşına kadar atmış olur.
Reklam
Uzmanına Sorduk: Deprem Fobisi Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey Burada!
Geçtiğimiz günlerde yaşamış olduğumuz Kahramanmaraş merkezli deprem birçoğumuzun etkilenmesine neden oldu. Zaten deprem fobisine sahip olan bireyler tetiklenirken belki de birçok kişide deprem fobisi oluştu. Bizler de sizin için Uzman Klinik Psikolog Arzum Gülsar'a deprem fobisini sorduk. Deprem fobisi nedir, nasıl başa çıkılır öğrenmek istiyorsanız buyurun efendim detaylar aşağıda 👇
Uzman Psikoterapist Arzum Gülsar Anlattı: Depremin Doğal Sonucu Travma Sonrası Stres Bozukluğu
Ülkemizde yaşanan Kahramanmaraş depreminin sonucunda insanlarımız birçok maddi ve manevi kayıplara uğradılar. Yaşanan bu kayıplar ise kişilerin birçok duyguyu bir arada yaşamasına neden oldu. Birçok doğal afet gibi yaşanan deprem de insanlarda travma sonrası stres bozukluğu görülmesine sebep olurken Uzman Psikoterapist Arzum Gülsar depremin doğal bir sonucu olan TSSB'yi sizler için anlattı.
Reklam
İş Yerinde Zorbalığa Uğradığınızın Kanıtı Niteliğinde Olan 15 Üstü Kapalı İşaret
İş yerinde zorbalığa uğradığınızı anlamak çoğu zaman güç olabilir. Bazen şaka yoluyla söylenen sözler, ciddi manalar taşıyor olabilir. Teknik olarak zorbalık, taciz sayıldığı için bunun yaptırımları olabilir. O yüzden gizliden gizliye, üstü kapalı yapılan zorbalığa karşı gözünüzü dört açmanız gerekli. Peki iş yerinde zorbalığın üstü kapalı işaretleri nelerdir? Sıraladık. 👇
Reklam
Duygusal Detoks Uygulaması Yapalım
etiket
Ulusça çok zor günlerden geçtiğimiz bu süreçte zihin ve ruh sağlığımızı koruyabilmek ve olabildiğince dengede kalabilmemiz adına hazırlamış olduğum bu Duygusal Detoks uygulamasını kendi kendinize rahatlıkla yaparak, yüreğinizde bir nebzede olsa ferahlama yaratabilirsiniz. Boğazınıza düğümlenen kelimeleri ses ve yazı ile farkındalıkla ifade etmek tahmin ettiğinizden çok daha fazla işe yarayacaktır.
Depremin Psikolojik Yıkımı: Depremzedeler Afet Sonrasında Hangi Hastalıklarla Karşılaşabilirler?
Yaşanan Kahramanmaraş depreminin büyüklüğü etkilenen insan sayısının da oldukça fazla olmasına neden olmuştur. Deprem gibi doğal afetlerin ilk önce fiziksel etkileri ortaya çıkar. Ancak bu doğal afetlerin fiziksel etkilerinin yanı sıra psikolojik etkileri de vardır ve bu etkiler yaşanan olaylardan bir süre sonra ortaya çıkmaya başlarlar. Depremzedeler hangi psikolojik hastalıkları yaşayabilirler ve bu hastalıkların etkilerini azaltmak için neler yapılabilir sizler için anlattık. Keyifli okumalar!
Sağlıklı Olmak ve Sağ Kalmak Size Suçlu mu Hissettiriyor?
etiket
“Travma sonrası hayatta kalmak”, “travma yaşamamak” ve “travma mağdurlarına akut dönemde yardım etmek”, travma yaşamak kadar zordur. “Suçluluk duygusu”, kötü olaylardan “kendini sorumlu tutmak” demektir. Genel hatlarıyla “çok yanlış bir şey yaptığımızı düşündüğümüzde” ya da “önemli bir sosyal veya ahlaki kuralı ihlal ettiğimizi varsaydığımızda” ortaya çıkan, bilinçli veya bilinçdışı yaşanabilen derin ve yıkıcı, “kefaret isteyen” bir duygudur. “Sağlıklı olmanın ve sağ kalmanın suçluluğu”, ise “otosuçluluk”tur. Başkasının öldüğü veya büyük acılar çektiği bir durumda hayatta kaldığımız ve sağlıklı olduğumuz için, gerçekçi olsun ya da olmasın, “sanki yapabileceğimiz bir şeyler varken yapmadığımızı düşünerek” kendimizi suçlu hissetmektir, utanmaktır, sahip olduğumuz güzelliklerle aramıza mesafe koymaktır. Mağdurların yerine ölmüş olmayı ve mağdurların başına gelen şeyin kendi başımıza da gelmesini dilemek ya da hayatta kalmayı veya sağlıklı olmayı hak etmediğimize dair “derin bir suçluluk inancı” taşımaktır.
Hepimize Birçok Görevin Düştüğü Çok Yönlü Bir Sürecin Başındayız. Şimdi Birlik ve Şefkat Zamanı!
etiket
Bu yazıyı sonuna kadar oku lütfen. Çünkü sana farklı bir perspektif kazandıracağına oldukça eminim. Ulus olarak acımız büyük. Şimdi tek kısa, orta ve uzun vadenin çıkışı DAYANIŞMA ve kolektif birlik halini yaratma. Bu birliğe HİZMET edecek herkesi bir arada tutma. Topraklarımız, yeryüzümüz, insanlarımız büyük bir afet yaşıyor. 10 il etkilenirken en çok yara alan illerde derin travmalar ve travmasal yaslar var. Ülkenin tümü günlerdir seferber oldu. Devlet, millet, kamu ve sivil toplum örgütleri herkes kendi imkanları dahilinde en iyisini yapmaya çalışıyor. Yemekler, kıyafetler, çadırlar, battaniyeler... Ekipler canla başla, zor koşullarda çalışıyor. Onlar büyük kahramanlar gerçekten. Şahit olunan durum herkes için bir kolektif yas, kolektif üzüntü. Tabi tüm bunlar olurken iyi ve kötünün bir arada olduğu bu dünyada kaotik durumlar, yanlışlar, yağmalamalar, öfke, sinir her şey bir arada yaşanıyor. Tıpkı hayatın içindeki en küçük farklı bir problem yaşanırken olduğu gibi...
Reklam