• Moderna (Amerika)- mRNA -%94 etkinlik
• BioNtech/Pfizer (Almanya) – mRNA- %95 etkinlik
• Oxford /Astrazeneka (İngiltere)- dsDNA- %82 etkinlik
• Johnson&Johnson (Amerika) )- dsDNA- %72 etkinlik
• Spuntik V (Rusya) )- dsDNA- %91 etkinlik
• Novavax ( Amerika)- Sentetik virüs partikülü- %89 etkinlik
• Sinopharm (Çin)- )- inaktive virüs - %79 etkinlik
• Bharat Biotech Covaxin ( Hindistan) - inaktive virüs- ?
• SinoVac-CoronaVac (Çin)- inaktive virüs- %50 etkinlik
Aşıların etkinlik düzeyleri faz III çalışmalarındaki verilerle sunuluyor. Yeni varyantlara olan etkinlikleri genel olarak çok etkilenmiyor. Oluşabilecek yeni-yeni varyantlara karşı etkinlikleri bilinmiyor. Biz her zaman antikor oluşumu ile etkinlik düzeylerini araştırmaya/belirlemeye çalışıyoruz. Ancak uzun dönemde hücresel immün yanıtın etkinliği ve hafıza oluşturması etkinlik düzeyini önemli ölçüde arttırıyor.
Aşılama gerekli.
Ama herkesin korkusu, aşı ile oluşabilecek yan etkilerin başa çıkılamayacak düzeyde olması. Toplumda aşının tutması tutmaması şeklinde tabirler kullanılıyor. Öncelikle şunun altını çizmek lazım. İmmüm sistem vücuda giren önceden tanımadığı her antijene karşı bir yanıt oluşturur. Ülkemizde olduğumuz SinoVac aşısı içinde bu aynı. Aşıyı takiben ilk iki gün içinde vücudumuz alışık olmadığımız yabancı ajana karşı bir bağışık yanıt oluşturuyor. Bunun en güzel göstergesi hafif geçen yan etkiler. Bundan korkmamak gerekiyor. Hatta bağışıklık sistemimizi tebrik etmeliyiz. Hafif ateş, yorgunluk, uyku ihtiyacı, baş ağrısı ve aşının yapıldığı yerde kızarıklık gibi hafif yan etkiler (bağışıklık sistemimiz için doğru ve yerinde etkiler) bağışıklık sistemimizin yabancı ajanı tanıdığını ve ona karşı etkin yanıt geliştirdiğinin gösteriyor. İkili aşılama (21 gün ara ile ikinci doz) ile hatırlatıcı doz uygulaması yapılıyor ve antikor yanıtının artması, hücresel yanıtın/hafızanın oluşması sağlanıyor.
Tüm bu aşamalarda atladığımız birkaç nokta var. Aşı olduğumuz ilk gün bağışıklığımız sadece bir eğitimin içinde. Dışardan gelen virüse karşı hala duyarlıyız. İlk aşılamadan yaklaşık 45 gün sonra dışardan gelen virüse karşı koruyucu antikor seviyemiz yükseliyor. Bu süre içinde dışardaki virüse karşı aşı olmamış olanlarla aynı riski taşıyoruz. Yani henüz normalleşmemiz için çok erken. Virüs kendi normalini yaşarken biz hala tedbirli olmalıyız. Ne yazık ki 45 günlük süre içinde çok erken dönemlerde cahil cesareti ile aşının güvenini damarlarımıza kadar hissediyor ve tedbirleri bırakıyoruz. Ayrıca unutmamak gerekiyor ki henüz tüm vatandaşlarımız aşılanmış değil. Bu ciddi ve uzun bir süre. Toplumlarda %60 bağışıklık oluştuktan sonra güvenli alanda kalınabilir.
Bir diğer önemli konu da vaka sayıları artmasını dert etmeyerek sadece ölüm oranlarındaki düşüşleri gören insanlar için. Evet ölüm oranları düştüğü sürece vaka sayısının önemi de azalıyor ancak hastane yatışları ve yoğun bakım ihtiyaçlarındaki artış bunun böyle olmadığını gösteriyor. Ayrıca virüsün en çok istediği normalleşme ile mutasyon riski çok üst düzeye çıkıyor.
İşte böyle sevgili dostlar…
Tüm dünya açık bir laboratuvar. Kim denek olmak istiyorsa hodri meydan…
Instagram
Linkedln
Twitter
Yorum Yazın
İstesek te, parayla bile aşı olamadıktan sonra, bu iş bitmez...