Sinemanın Asla Görünmeyen Yüzü: Gücünü Eşcinsel Alt-Metninden Alan 12 Çok Meşhur Film!
Evet, bazı filmler gücünü, işlediği gizli eşcinsel alt-metninden alıyor. Yani terimsel adıyla Homoerotik Alt-Metin (Homoerotic Subtext)! Bunu biz değil sinema konusunda çoğu kişi tarafından otorite kabul edilen kişiler dile getiriyor. Örneğin Taratino...
İşte çoğumuzun sevdiği bu kült filmlerin hangisinde böylesi bir alt-metin varmış, hep beraber inceleyelim.
Spoiler İçerir!
Tarantino, "Eşcinsel altyapı, bütün filmleri güçlü hale getirir." diyor. Ve kendisinin en önemli filmlerinden Rezervuar Köpekleri'nde Bay Turuncu'yla Bay Beyaz arasında böyle bir şey olduğunu doğruluyor.
Homoerotizm, cinsel yönelim olan eşcinsellikten farklıdır. Yalnızca cinsel isteği ifade eden bu kavram, çok beğenilen sanat eserlerinde sıkça karşımıza çıkmaktadır.
Kaynak: vikipedi (Giriyorum efenim, durdurulamıyorum :))
Homoerotizm, sadece erkek-erkek arasında olduğu düşüncesi ise yaygın bir yanılgıdır. Kadın-kadın homoerotizmi içeren birçok dizi, film, kısaca sanat eseri vardır.
Tabii ki iyi bir filmi, iyi yapan birçok etken vardır: Senaryo, oyunculuk, sinematografi, plot twist, içerdiği önerme... Ancak Homoerotik Alt-Metnin gücü de güçlü otoriteler ve psikanalitik çözümleme yapan eleştirmenler (Zizek gibi) tarafından sıkça dile getirilmiştir.
Bakalım bu meşhur filmler hangileriymiş?
1. Fight Club - Dövüş Kulübü (1999)
Hepimize 'plot twist' (şaşırtmacalı son diye çevirelim) kavramıyla tanıştıran çok sevilen bu filmin en güçlü yönünün ise homoerotizm olduğu söyleniyor. Eril gücün bol bol pompalandığı filmde, yazar karakteri (Edward Norton), Tyler Durden'in (Brad Pitt) filmdeki tek kadın kahraman olan Marla Singer'la (Helena Bonham Carter) geçirdiği vakti tıpkı sevgilisini kıskanıyor gibi çekemiyor. Bu kıskançlık, başta Marla Singer'a olduğu sanılsa da aslında Tyler Durden'a yöneliyor.
2. Reservoir Dogs - Rezervuar Köpekleri (1992)
Tim Roth'un canlandırdığı Bay Turuncu'yla, Harvey Keitel'ın canlandırdığı Bay Beyaz'ın arasında gizli bir aşkın alttan alttan devam ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Özellikle bu aşk, Turuncu'nun vurulduğu sahnelerde ayyuka çıkıyor. Filmi ve özellikle bu ikilinin diyaloglarını bir de bu gözle izlemenizi tavsiye ederiz; acayip aydınlanacaksınız.
3. Kaybedenler Kulübü (2011)
Film boyunca, bar filozofu tabiriyle 'Çok kadın ama yok kadın' tadında takılan Kaan (Nejat İşler) ve Mete'nin (Yiğit Özşener) kadınlarla nasıl yapamadığını görüyoruz. Yani filmdeki tüm kadın-erkek ilişkileri sıkıntılı. Ancak ne hikmetse tüm erkek-erkek ilişkileri çok sağlıklı. Özellikle Kaan ve Mete, birbirilerini olduğu gibi kabul ediyor; muhabbetleri süper ve öyle bir noktaya geliyor ki sadece birbirilerinin muhabbetinden zevk alıyorlar. Kaan hayatının aşkını bulmasına rağmen, Mete'den gördüklerini kızda bulamayınca onu terk ediyor. Film buruk bir sonla bitiyor; bizde bıraktığı bu his, tıpkı 'severek ayrılanlar' klişesine benziyor. Halbuki sadece radyo programını bitirmişlerdi.
4. The Shawshank Redemption - Esaretin Bedeli (1994)
Şimdi bu filme 'Gücünü eşcinsel alt-metinden alıyor.' dersek haksızlık etmiş oluruz, kabul. Ama hiçbir eşcinsel alt-metin yok dersek de yalan söylemiş oluruz. Öncelikle filmde, Andy Dufresne'nin en başta öldürülen karısı haricinde hiçbir kadın karakterin olmadığı söyleyelim. 'Sen de abartıyorsun, film hapishanede geçiyor, kadın olmaması normal' diyebilirsiniz. Tamam kabul, ama hiç mi hapishane filmi/dizisi izlemedik; en azından bir kadının hayali kurulur: O da yok! Filmin sonu ise Red'le Andy'nin 'Ve sonsuza kadar mutlu yaşadılar!' mesajıyla bitiyor.
Homoerotik alt-metnin ne olduğunu ve çok ünlü filmlerde nasıl ortaya çıktığını anlatmaya çalıştık. Şimdi başka hangi filmlerde olduğuna hızlı hızlı bakalım:
5. Interview with a Vampire - Vampirle Görüşme (1994)
6. Rocky (1976)
7. A Nightmare on Elm Street 2: Freddy’s Revenge (1985)
8. Tango And Cash - Tango ve Cash (1989)
9. Lawrence of Arabia - Arabistanlı Lawrence (1962)
10. X-Men: First Class (2011)
11. Ben-Hur (1959)
12. Top Gun (1986)
Bir tespit: Bir ikisi hariç filmlerin 2000'ler öncesi olması dikkatinizi çekmiştir. Çünkü dünyadaki çoğu milletten daha fazla muhafazakar bir toplum olan ABD'de eşcinselliği açık açık işleyebilmek çok zordu...
Böylece bir alt-metin olarak verilmesi anlaşılabilir. Zaten özellikle 2000'lerin ortasındaki senarist boykotunda, dizi piyasasının dümenini senaristler ele geçirdi ve siz de benim gibi bol bol Amerikan dizisi izliyorsanız, eşcinselliğin nasıl rahat işlenebildiğini görüyorsunuz. Doğalı da bu, çünkü hayatın içinde olan bir şey. O yüzden 2000'ler sonrası dönemde, özellikle dizilerin Homoerotik Subtext'e ihtiyacı olmuyor.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Her şeyin altında bir ibnelik aramayın. İnsanlar birbirini sikme niyeti olmadan da iyi anlaşabilirler.
Hee herkes homo anasını satiyim. Hetero olan da aslında homo ama belli etmiyo canım. Doğanın zorladığı üreme koşulu olmasa bütün erkekler homo olurdu hatta. ... Devamını Gör
vallahi var bence, o melek cass, dean'e aşık. mavi gözlü şapşalım
Bütün kankaları ibne yapmışsınız ama... Ayrıca Rocky ile Apollo'dan ne istediniz.