Görüş Bildir
Haberler
Şimdiki Gençler Bilmez: 5 Nisan 1994'te Ne Oldu? Düşük Faiz İnadıyla Girilen Krizin 28. Yıl Dönümü!

Şimdiki Gençler Bilmez: 5 Nisan 1994'te Ne Oldu? Düşük Faiz İnadıyla Girilen Krizin 28. Yıl Dönümü!

40 yaş üstü kişilerin hatırladığı bir gün vardır Türkiye tarihinde. 'Şimdiki gençler bilmez yeğenim' amcaların iyi bildiği bir dönemdir. 

Türkiye'nin krizlerle dolu tarihinde, 'tarihe geçmiştir'. Üç başlıkta özetlenebilir: Düşük faiz, enflasyon, kur şoku! Yok yok yakın zaman değil: 5 Nisan 1994. 

Hadi bilmeyen gençlere anlatalım.

İçeriğin Devamı Aşağıda

1994 yılı Türkiye için ekonomi tarihinde yaşanan en büyük kamu açığı ve cari açık demektir.

1994 yılı Türkiye için ekonomi tarihinde yaşanan en büyük kamu açığı ve cari açık demektir.

25 Haziran 1993'te kurulan 50. hükümetin 94 yılına gelindiğinde başında Başbakan olarak DYP Genel Başkanı Tansu Çiller ve koalisyon ortağı olarak da SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın vardı. 1991 yılından bu yana ekonomiyi yöneten Çiller, aynı zamanda ekonomi alanında profesör unvanına da sahipti. 

1994 yılında Türkiye'deki kamu harcamalarının devasa boyutlara ulaşması ülkeyi istikrarsızlık ve karmaşıklık sürecine soktu. Kamu harcamalarının GSYİH oranı 1992 yılında %6 olurken, 1994 yılına başlarken yüzde 11'e yaklaşmıştı. Bütçe açığını gidermek için seçilen yollar ülkeyi krize soktu!

Kısa vadeli dış kredi girdileri artarken, ülkeye bu sıcak parayı çekmek için döviz kurları aşırı derecede yüksek tutuldu.

Kısa vadeli dış kredi girdileri artarken, ülkeye bu sıcak parayı çekmek için döviz kurları aşırı derecede yüksek tutuldu.

Özel bankaların yüksek faizle mevduat topladığı süreçte Çiller, ekonomik kurumların tümünü kendine bağlayarak kamunun borç yükünü, yüklü faiz ödemelerini azaltmak için odak noktasına faizleri düşürmeyi aldı. Faizler o dönem görece bağımsız olan Merkez Bankası tarafından talimatla düşmeyince, Hazine ihaleleri iptal edildi. borçlanma gerçekleşmeyince de özelleştirme yolu seçildi ama bu da yargı tarafından engellendi. 

Ekonomi gazetecisi Erdal Sağlam'ın DW'de aktardığına göre, Devlet kaynak bulmak için, Hazine'nin Merkez Bankası'ndan kısa vadeli avans kullanımına yani para basmasına hız verildi. Mart ayında yapılacak olan yerel seçimler öncesi Ocak 1994'te 'enflasyonu hızla düşürmek, TL'de istikrar sağlamak' hedefiyle açıklanan kararlar etkili olmadı. Dolar bir günde yüzde 14 değer kazanırken, nisan ayına kadar geçen sürede TL yüzde 160 oranında değer kaybetti. Döviz ile yapılan ticaret bundan çok olumsuz etkilendi. Faizler yüzde 400'lere çıktı.

Çiller başbakanlığındaki hükümet, 5 Nisan 1994 tarihinde bir ekonomik önlem paketi açıkladı.

Çiller başbakanlığındaki hükümet, 5 Nisan 1994 tarihinde bir ekonomik önlem paketi açıkladı.

Kararları açıklarken Çiller'in kullandığı ifade ise çarpıcıdır: 'Gelin el birliğiyle omuz omuza bu savaşı kazanalım. Ülkenin üstündeki kara bulutları dağıtalım Ekonomik Kurtuluş Savaşı'ndan zaferle çıkalım'

Bu kararlar kapsamında BBC'nin derlemesine göre, TL'de devalüasyon yapılırken, TEKEL ve akaryakıt başta olmak üzere fiyat ve vergi oranlarında çok ciddi zamlar yapıldı. Mayıs 1994'te de Uluslararası Para Fonu (IMF) ile 14 aylık bir stand-by anlaşması imzalandı.

1994 krizinde birçok banda battı. TMSF'ye devredilen banka sayısı yıl sonunda 10 olmuştu.

Yıllık enflasyon 1997'de yüzde 91'de gerilerken, 1998 yılı sonunda yıllık enflasyon yüzde 54'e düşmüştü.

Yıllık enflasyon 1997'de yüzde 91'de gerilerken, 1998 yılı sonunda yıllık enflasyon yüzde 54'e düşmüştü.

Enflasyonla mücadele amacıyla Merkez Bankası tarafından 1998 yılının başında 'Enflasyonla Mücadele Programı' uygulamaya konuldu. 

18 Nisan 1999 genel seçimleri sonrasında kurulan 56. Türkiye Hükûmeti, siyasi istikrar ile yeniden enflasyonu düşürme politikası uyguladı. Merkez Bankası tarafından Aralık 1999'da stant-by anlaşması imzalanarak uygulanacak maliye politikaları ve yapısal reformlar belirlendi.

Türkiye'yi kırılganlaştıran unsurlar nelerdi?

Türkiye'yi kırılganlaştıran unsurlar nelerdi?

Türkiye ekonomisinin istikrarlı ve sağlam temellere dayanmaması ile üretim gücünün o dönemde dünya standartlarının çok altında olması bu krizde kırılganlığını artırırken, fazla olan dış ticaret açığı da ekonomik büyümeyi engelleyen unsur olarak öne çıktı. 

1994 krizinin, 2000-2001 krizlerinin de altyapısını oluşturduğu düşünülür. 1994 ekonomik krizinde Mart ayında yapılan yerel seçimler ile 2000-2001 krizlerinin sonrasında yaşanan 2002 seçim sonuçları da çarpıcı değişimlere yol açmıştır.

İçeriğin Devamı Aşağıda

94 krizi bir beceriksizliktir!

94 krizi bir beceriksizliktir!

Gelecek Partisi Ekonomi Politikaları Başkanı ve Üst Düzey eski Bankası olan Kerim Rota, Onedio'ya özel olarak o dönemi anlatırken, o yıllarda bankacılık sektöründe genç bir çalışan olarak, bugün ile o dönemin iki benzerliği olduğunu söylüyor. İlki düşük faiz ısrarı ile yaşanan kur şoku. İkincisi de ülkeyi yönetenlerin ekonomist olması. 

'Farklılıklar mutlaka var' diye Rota, o dönemde hükümetin faiz ısrarının kısa sürdüğünü 5-6 ay gibi bir sürede önlemlerin hayata geçirildiğini söylüyor. 'Şimdi ise durum genele yayılarak ilerliyor ve maliyet de artıyor' diyor. 

Bankaların o dönem battığını ama bu dönemde böyle bir durumun olmadığını ileten Rota, bir riskin KKM öncesi bulunduğunu ama bu ürünle para çıkışlarının önlendiğini de ekliyor. 

94 krizinde yönetimin beceriksizlikle kur ve finansal sistem krizine neden olduğunu, bürokrasinin de bir nebze etkili olmasının yanında Türkiye'de her dönem siyasetin baskın olduğunu belirtiyor. 

Bu dönemde sanayi ve ticaret tarafından ziyade sabit ücretlinin etkilenmesinin ise o dönemdeki konjonktürde devalüasyon ve finansal sistem krizinin etkili olduğunu bu dönemde ise bir servet transferinin yapıldığını çünkü 'ucuz kredinin' ticareti ayakta tuttuğunu da belirtiyor.

Yüzde 1400 faizli süper bonolar enflasyon ve faizleri fırlattı!

Yüzde 1400 faizli süper bonolar enflasyon ve faizleri fırlattı!

IntegralFX, Youtube kanalında '5 Nisan Şakası' başlıklı videoda Dr. Artunç Kocabalkan ile Prof. Dr. Burak Arzova ve Devrim Akyıl'ın yayınında, bu dönem konuşuldu. 

Burak Arzova, o dönemin bir çok ailede ekonomik tahribatını yüksek olduğunu, hükümette bulunan DYP-SHP hükümetinin faiz indirmek için para bastığını anlatarak başlıyor. Bunun faizleri düşürmek yerine dolara hücuma yol açtığını, hükümetin de döviz satışıyla bu artışın önüne geçmeye çalışarak piyasadaki paranın borsaya gideceğini düşünerek hareket ettiğini ama bankaların devalüasyon beklentisiyle dolar alımlarını sürdürmesi ile dolar/TL'nin 8 bin liradan 42 bin liraya yükseldiğini sonrasında ise 38 bin lirada dengelendiğini anlattı. O dönem TCMB rezervlerinin 7 milyar dolar civarından 3 milyar dolara gerilediğini anlatan Arzova, enflasyonu düşürmek için çıkarılan %1400 faizli süper bonoların da enflasyon ve faizleri fırlattığına işaret etti.

Sonuç olarak maaşlarda düşüşlerin yanında, memur maaşlarının dondurulduğunu, enflasyon yükseldiğini hatta 1994 yılı sonunda enflasyonun %125,49 olduğunu hatırlattı.

Borsa, her zaman işler yolunda olduğu için yükselmez.

Borsa, her zaman işler yolunda olduğu için yükselmez.

Devrim Akyıl da bu yayında 93 yılı başında başında 8 bin seviyelerinde olan doların 42 binlere ve borsadaki yükselişin de 12 binlerden 29 bine gittiğini hatırlatırken, borsanın yükselmesinin her zaman yii bir şey olmadığını belirtti. 

13 ocak 1994'te Moody’s Türkiye'nin notunu yatırım yapılabilir seviyenin altına indirmesiyle de bir kırılım yaşandığını, IMF çıkan krizin de etkili olduğunu belirtti. 

Bugüne benzer kısmının ise algıda bozukluk olduğunu değerlendiren Akyıl, 20 Aralık 2021'den bu yana halen dolar/TL'nin 20-30 lira olmasının beklendiğini ve bunun da olasılık dahilinde olduğunu belirtti. Şu dönem sistemin dolarize olmasının başlıca tehlike olduğunun da altını çizen Akyıl, KKM adı altında örtülü sermaye kontrolü yapılarak yaklaşık yüzde 120 bileşik faiz ödendiğini belirtti.

Ülkede kötü yönetimle krize yol açan siyasetçiler, krizi de kötü yönetiyor; kurtuluş için, içeride her kötü durumda hedef gösterdikleri “yabancı güçlerin” merkez bankalarının bastığı paralardan medet umuyorlar.

Ülkede kötü yönetimle krize yol açan siyasetçiler, krizi de kötü yönetiyor; kurtuluş için, içeride her kötü durumda hedef gösterdikleri “yabancı güçlerin” merkez bankalarının bastığı paralardan medet umuyorlar.

Birkaç yıl önce Ekonomist Yazar Uğur Gürses de, 94 krizini şu şekilde anlatıyor

1994’te Başbakan Tansu Çiller’in getirdiği Hazine Müsteşarı Osman Ünsal, bizzat Çiller tarafından “beynimin yarısı” olarak tanımlanmıştı.

13 Kasım 1993 Milliyet gazetesinde Zülfikar Doğan imzalı haberde, “25 trilyonla geliyorum” başlığı ile verilen haberde “Hazine’nin patronu Ünsal, faiz artıran Türk bankalarına Japonya’dan meydan okudu” deniliyordu.

Japon piyasalarına tahvil ihracı için yola çıkan ve Sibirya üzerinde pilotun telsizinden Ankara’yı arayıp ihaleyi iptal ettiren Ünsal, bankalara hitaben “Hiç heveslenmeyin. Çantamda 25 trilyon lirayla (o günün kurlarıyla 1.6 milyar dolar) geliyorum. Rezervimiz de var paramız da” demişti.

Osman Ünsal, Çiller’in desteğiyle Kasım 1993-Ocak 1994 arasında iki buçuk ayda 16 ihaleden 7’sini iptal ederek faiz düşürebileceğini sanmış, yüzde 90’lar seviyesinde olan faizin 3-5 puan yüksekten oluşmasına izin vermemiş, kurlar önce yüzde 15’e yakın artarken, Şubat 1994’e gelindiğinde Hazine yüzde 125 faizle 3 aylık bonoyu satmaya çalışmış ama bankalar itibar etmemişti. Kasım’dan mayıs ayına gelindiğinde dolar kuru yüzde 207.3 artmış, yani TL yüzde 67.5 değer kaybetmişti. Bu büyük devalüasyon sonucu gelen “5 Nisan kararlarıyla” kriz sonlanmış, Hazine ise borçlanmaya yüzde 400’lük faizle başlayabilmişti.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Mesele Ekonomi kanalında da 94 krizinin belgeseli bu konuda gayet bilgilendirici! Çiller'in ekonomi karnesi: 1994 krizi ve 5 Nisan Kararları | Devalüasyon, enflasyon, ekonomik çöküş

Bu içerikler de ilginizi çekebilir...

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
10
6
3
1
1
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın