onedio
Görüş Bildir

Gelecek Partisi Haberleri

Gelecek Partisi ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Gelecek Partisi ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Asgari Ücret 2025 Zammı İçin Bugüne Kadar Kim Hangi Tahminde Bulundu?
2025 asgari ücret zammının önümüzdeki günlerde belli olması bekleniyor. Yeni yıl için asgari ücret tartışmaları önceki senelerden farklı olarak bu kez aylar öncesinden başladı. Eylül ayı itibaren kamuoyunda oldukça yoğun bir gündem oluştu.  7 milyon çalışanı doğrudan; ülkenin tamamını ise dolaylı yoldan etkileyen asgari ücretin 2025’te ne olacağı herkes tarafından merak ediliyor. Çünkü asgari ücret, sadece işverenin çalışana verdiği minimum ücret değil... Asgari ücretle birlikte neredeyse A’dan Z’ye her kaleme zam da kaçınılmaz olacak. Günlük hayat, temel tüketim ürünleri, kiraya kadar pek unsurda fiyat artışları olacak.Öyle ki daha 2025 Ocak ayı gelmeden aylar öncesinden marketler raflarda etiket değişimine başladı. Peki, asgari ücretle ilgili öne çıkan tahminler neler? Bugüne kadar yapılan açıklamalara ve öngörülere bakıldığında çeşitli senaryolar ortaya çıkıyor. Gelin, asgari ücretle ilgili bugüne kadar hangi tahminler yapıldı, kim ne dedi hep birlikte göz atalım ve hatırlayalım.👇🏻
YSGP: 'O İşçiler Çiftçiydi, Toprak Reformu Yapılmalı!'
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (YSGP), 301 işçinin yaşamını yitirdiği Soma faciasının ardından “Tarım” ve “Enerji” raporu hazırladı. “Soma’nın ortaya döktükleri” başlıklı enerji raporunda “Yenilenebilir enerjiden dünyada sağlanan istihdamın 6,5 milyon kişiye ulaştığı vurgulanarak “Türkiye’de tüm kömür madenlerinin kapatılması gerektiği” savunuldu. YSGP, “işçilerin yeşil işlere yerleştirilmesini” ve “geçiş sürecinde tüm masrafların kamu bütçesinden karşılanmasını” önerdi. YSGP, Soma maden faciasında ölen işçilerin çoğunun maden işçiliğinden önce tarım işçisi olduğuna dikkat çekti. Toprak reformunun yapılmasını isteyen YSGP’nin raporunda, “Türkiye’de, Osmanlı’dan bu yana çözülemeyen toprak reformu acilen gerçekleştirilmeli” denildi. YSGP, yapılmasını zorunlu gördükleri bu reformun “küçük çiftçiyi koruyan düzenlemeler içermesi” gerektiğini de belirtti. YSGP, enerji raporunda fosil yakıtlarının ekonomik, sağlık, doğal alanlarda yarattığı tahribat ayrıntılı bir şekilde açıklandı. Dünyada kömür kullanımının azaldığı ancak, Türkiye’de kullanımının arttığının belirtilen raporda, “Yenilenebilir enerjiden dünyada sağlanan istihdam 6,5 milyon kişiye ulaşmıştır. Türkiye’de tüm kömür madenleri kapatılmalı. İşçiler yeşil işlere yerleştirilmeli ve geçiş döneminin tüm masrafları kamu bütçesinden karşılanmalıdır. Fosil çağından yenilenebilir enerji çağına geçiş adil bir geçiş olmalı ve işçiler bu geçişin bedelini ödemeden yeşil işlere kavuşturulmalıdır” denildi. Yenilenebilir enerjinin de öneminin vurgulandığı raporda “Yenilenebilir enerji, yani rüzgâr, güneş, jeotermal ve biyokütle enerjisi maliyetleri açısından ucuz. Hem etrafı kirletmiyor, hem yakıt olarak kimseye bağımlı değilsin, hem de teknolojisi ucuz. Toplumsal ve ekolojik maliyetler hesaplanmadığı için kömürün ucuz olduğu sanılıyor” ifadeleri yer aldı. Enerji raporunda Türkiye’deki enerji üretimi de grafiklerle açıklandı. Rapora göre; 2013 yılında yüzde 44 olan doğalgazdan enerji üretiminin, 2014 yılında yüzde 40’a geriledi, Hidrolik enerjinin 2013 yılında yüzde 27,3 iken, 2014’te yüzde 34,8’e yükseldi, Kömür ile enerji üretiminin 2013 yılında yüzde 25,4’ten, 2014 yılında yüzde 19,5’e düştü, Rüzgâr enerjisinin de 2013 yılında sadece yüzde 3,1’den 2014 yılında 4,4’e yükseldi. YSGP’nin hazırladığı “Soma ve küçük çiftçilerin başına gelenler” başlıklı tarım raporunda “Soma’da hayatlarını kaybeden işçilerinin büyük bölümünün, eski tarım işçisi olduğu ancak tarımdan geçimlerini sağlayamayan ailelerin maden işinde çalıştığı” vurgulandı. Hazırlanan raporda “Öncelikle Soma’da ve çiftçi ailelerin topraklarını terk etmek zorunda kaldığı hassas bölgelerde, ekolojik tarım, katma değerli ürün üretimi, üreten kadınların güçlendirilmesi, toplum destekli tarım gibi projelerle küçük çiftçiler desteklenmeli” denildi. “Türkiye’de, Osmanlı’dan bu yana çözülemeyen toprak reformu acilen gerçekleştirilmeli” ifadelerinin kullanıldığı raporda, “nedenle aile başına yeterlilik ölçüsü sayılabilecek 50-60 dönüme denk düşen bir paylaşımın yapılması hem adaletsiz paylaşımı ortadan kaldıracak, hem köylünün topraksız kalarak bilmediği işleri ucuza yapmasını engelleyecek, hem de atalık toprak kültürünün korunarak gelecek kuşaklara aktarılması sağlanacak” denildi.T24
Bayık'ın 'Marjinaller' Sözü HDP'yi Gerdi
PKK yöneticisi Cemil Bayık'ın 'HDP'nin içindeki marjinallerden kurtulması gerektiği'ne dair açıklaması parti içinde gerginliğe neden oldu PKK yöneticisi Cemil Bayık'ın Vatan gazetesinden Ruşen Çakır'a verdiği söyleşide HDP'nin bazı marjinal yaklaşımlardan kendisini kurtarması gerektiğini belirterek, 'Mesela Beyoğlu'ndan bir grup var' sözleri HDP içinde tartışma yarattı. Eski HDP Eş Genel Başkanı ertuğrul Kürkçü, 'Eski bir Eşbaşkan olarak bu sözü üzerime alıyorum' derken, Ufuk Uras da 'İstesem de marjinal olamam' dedi. KÜRKÇÜ: AYIP Cumhuriyet'ten Mahmut Lıcalı'nın haberine göre, parti içinde Bayık'ın açıklaması 'bazı sol gruplar' ile 'lezbiyen-gay örgütlerin varlığına işaret ettiği' gerekçesiyle eleştiriliyor. Eski HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü, Bayık'ın söyleşisinde bu konunun havada bırakılmasını 'ayıp' olarak niteledi. Kürkçü, Bayık'ın bu açıklamalarından, 'HDP içinde neyin olduğundan daha çok, neyin olmadığı sonucuna vardığını' ifade etti. URAS: BEN DEĞİLİMDİR Kamuoyunda Bayık'ın sözlerinin adresi olarak görülen Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi üyesi Ufuk Uras ise Bayık'ın kendisini kast ettiğini sanmadığını söyledi. Uras, 'Bayık'ın tam olarak neyi kast ettiğini kestiremedim. Umarım HDP içinde yer alan bir grup değildir' ifadesini kullandı.Birgün
Yeşiller'den 'HDP'ye Oy Verin' Çağrısı
Alman Birlik 90/Yeşiller Partisi, Türkiye'deki 7 Haziran Genel Seçimlerinde Halkların Demokrasi Partisi HDP'yi destekleme kararı aldı.Birlik 90/Yeşiller Partisi destek kararını partinin internet sayfasında Almanca, Kürtçe ve Türkçe duyurdu. Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir de açıklamayı kendi Twitter hesabından paylaştı. Birlik 90/Yeşiller'in “Özgürlük, Adalet, Sürdürülebilirlik ve Barış İçin!” başlığıyla yayınladığı mesajda HDP'nin meclise girmesi, Türkiye 'nin demokratikleşmesi ve çözüm süreci açısından tarihi bir şans olarak nitelendirildi. Birlik 90/Yeşiller Partisi, Türk vatandaşı seçmenlere şu çağrıyı yaptı:“Sevgili seçmenler,Almanya'da yaşıyor ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı iseniz, 31 Mayıs 2015 tarihine kadar Türkiye'deki milletvekili genel seçimlerinde sizler de oy kullanabileceksiniz. Sizleri bu demokratik hakkınızı kullanmaya davet ediyoruz. Bu seçimler Türkiye'nin geleceği açısından çok önemli bir dönemde gerçekleşiyor. Siz de temel hak ve özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırıldığı, din, inanç ve vicdan özgürlüğünün güvence altına alındığı, sivil toplumun faaliyetlerini açık ve özgür bir biçimde yürütebildiği, gençlere umut dolu bir gelecek perspektifinin sunulduğu, toplumsal yaşamın cinsiyet eşitliği üzerine kurulduğu, çevrenin korunduğu ve Kürt sorununun barışçıl biçimde nihai çözüme kavuşturulduğu bir Türkiye özleminde iseniz ve bu sürece bizim de katkımız olsun diyorsanız sizlere bir önerimiz olacak:                 OYLARINIZI BU SEÇİMDE HDP'YE VERİNBizler Birlik 90/Yeşiller Partisi olarak, HDP'nin var gücüyle yukarıda bahsi geçen bütün bu politik hedeflerin takipçisi olacağına inanıyoruz. HDP çatısı altında birleşen tüm demokrasi güçlerinin sahip çıktıkları özgürlük, adalet, sürdürülebilirlik, barış ve dayanışma gibi ilkelerin Yeşillerin savunduğu değerlerle örtüştüğünü biliyor ve Türkiye'nin içinde yer aldığı bir Avrupa Birliği fikrine kuvvetle inananlar olarak HDP'nin gerek meclise gerekse bütün Türkiye'ye iyi geleceğini düşünüyoruz. HDP'nin meclise girmesini gerek Türkiye siyasi ve sosyal iklimi için yeni bir şans gerekse demokratikleşme ve çözüm süreci açısından tarihi bir fırsat olarak görüyoruz. Türkiye'deki kardeş partilerimiz olan Yeşiller ve Sol Gelecek partisi de bu seçimlere parti olarak katılmak yerine, HDP ile birlikte seçime girip, bütün imkanları ile HDP'yi destekliyor. Birlik 90/Yeşiller Partisi olarak bu seçim birlikteliğini destekliyor ve desteğinizi rica ediyoruz. Sizleri 31 Mayıs tarihine kadar sandığa gitmeye ve sandıkta HDP adaylarını desteklemeye çağırıyoruz.” DHA
İsrail'de Netanyahu Kazandı
İsrail'de genel seçimlerde Başbakan Netanyahu liderliğindeki Likud 30 sandalye, Siyonist birlik 24 sandalye kazandı. İsrail basını sonucu 'Netanyahu'nun sürpriz başarısı' diye yorumluyor.Al Jazeera muhabiri Ece Göksedef'in haberine göre, İsrail'de oyların yüzde 99'u sayıldı. Oyların yüzde 23,73'ünü Başbakan Binyamin Netanyahu'nun lideri olduğu Likud aldı. En yakın rakibi olan Siyonist Birlik yüzde 19,06 oy aldı.Bu sonuçlara göre 120 sandalyeli parlamentoda, Likud 30, Siyonist Birlik 24 sandalye kazandı. İsrail medyası, seçim sonucunu aday olmaması için gösteriler düzenlenen Netanyahu'nun 'sürpriz zaferi' olarak yorumladı. 2013'teki seçimde Likud'un 31 sandalyesi vardı.Seçim öncesi yapılan neredeyse tüm anketlerde Netanyahu'nun 21,22 sandalye çıkarabileceği, Siyonist Birlik'in 24, 25 sandalyeyle birinci olacağı tahminleri yapılıyordu. İsrail basını, 'Seçimin en büyük kaybedeni araştırma şirketleri' yorumunu yaptı. İsrail'de hükümet çoğunluğu için 61 milletvekili gerekiyor. Netanyahu diğer sağ partilerle koalisyon için görüşmelere, ilk sonuçların açıklanmasıyla birlikte başladı. Seçim öncesi 'Netanyahu dışında herkes' kampanyası başlatan İsrail Evimiz Partisi lideri Lieberman, koalisyona katılıma yeşil ışık yaktı. Seçim sürecinde Netanyahu'ya açık destek veren Yahudi Evi Partisi lideri Bennett ve Netanyahu gece boyunca bir kaç kez görüştü.
'Nükleer Atıklar Gaziemir'e Nereden Geldi?'
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi İzmir İl Örgütü Gaziemir’deki nükleer bulaşıklı atıklarla ilgili bir basın toplantısı düzenleyerek atıkların İzmir’e nereden ve hangi yollarla geldiğinin açıklanmasını istedi. Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin suç duyurusu üzerine kurşun fabrikası sorumluları hakkında açılan dava ile ilgili bilgilerin verildiği toplantıda, bölge ile ilgili tek bilimsel rapor olan ve bugüne kadar kamuoyu ile paylaşılmayan Prof. Dr. Alper Baba’nın raporu da yorumlandı. İl binasında düzenlenen basın toplantısına, YSGP MYK üyeleri İbrahim Akın ile Vezan Karabulut’un yanı sıra, partinin eski Genel Eş Sözcüsü Av. Arif Ali Cangı, İzmir Eş Sözcüsü Osman Doğan, parti üyesi Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa, parti disiplin kurulu üyesi Meryem Gülbudak ve partililer katıldı. İzmir Eş Sözcüsü Osman Doğan basına yaptığı açıklamada İzmir İl Örgütü olarak atıklarla ilgili ihmali olan fabrika sorumlularının yargılanması konusunda ısrarlı olduklarını ve sonunda dava açılmasını sağladıklarını belirterek, “Bunun yanı sıra kamu görevlileri hakkında işlem yapılmaması yönündeki karar da Danıştay tarafından bozuldu. Partimizin ısrarlı takibiyle varılan bu sonuçlar sevindiricidir” dedi. Doğan, YSGP’nin başvurusu ile İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde fabrika yönetim kurulu üyesi ve sorumlu müdürü olan 6 kişi hakkında “Çevreyi kasten kirletmek” suçundan açılan davada radyoaktif bulaşıkların İzmir’e nereden geldiği sorusuna yanıt aranacağına dikkat çekti. Ege Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı ve YSGP üyesi Prof. Dr. Ali Osman Karababa da , 2013’te İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde n Prof. Dr. Alper Baba’nın hazırladığı raporun eksikliklerine rağmen, konuyla ilgili hazırlanmış tek rapor olduğuna vurgu yaparak başladığı konuşmasında, raporda bölgede ağır metal tespit edildiğinin yer aldığını söyledi. Bu güne kadar bu raporun kamuoyu ile paylaşılmadığını belirten Karababa, “ Bu rapor elimizdeki derli toplu tek rapor. Ancak yapılan analizlerde bazı soru işaretleri var. Olayın bir tarafı olan Büyükşehir Belediyesi’nin laboratuvarlarında yapılan analizlerin tarafsızlığı konusu gibi. Ayrıca çok derin olmayan bir inceleme kuyusundan alınmış toprak örnekleri yeterli bilgi vermeyebilir. Su örnekleri ise Haziran-temmuz gibi İzmir’in en kurak aylarında alınmış. Oysa yağışlarla yıkanan toprağın içindeki ağır metallerin yeraltı sularına etkisi daha fazla olur” şeklinde konuştu. Karababa tüm bu olumsuz verilere rağmen raporda yine de yüksek oranda kirlilik tespit edildiğinin yer aldığını ifade etti ve “Alanda radyoaktif Eu 152 elementi ile Eu 153 elementinin yanyana bulunma olasılığından bahsedilmesi bile büyük risk. Çünkü bu iki element zamanla tepkimeye yol açar ve giderek çevreye daha fazla zarar verir” dedi. Bölgede yaşayanlar risk altında Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa Gaziemir bölgesinde yaşayanların nükleer bulaşıklı atıklar nedeniyle risk altında bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerek, ağır metallerin kansızlık yapabileceği, düşüklere neden olabileceği, uzun erimde de kansere kadan giden pek çok sağlık sorununa neden olabileceğine vurgu yaptı. Karababa özellikle yağışlı dönemde su kaynaklarından tahlil yapılması gerektiğini belirterek, en kısa zamanda bölgede yaşayanların, hatta fabrikanın eski çalışanlarının da kapsamlı sağlık taramasından geçirilmesi gerektiğini belirtti. Prof. Dr. Karababa ayrıca bölgedeki nükleer bulaşıklı atıkların halen bertaraf edilmemiş olmasının riski her geçen gün daha da artırdığına dikkat çekerek, “Nükleer bulaşıklı atıkların bertaraf edilmesi için ne bekleniyor?” diye sordu. Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’ nin suç duyurusu üzerine fabrika sorumluları hakkında açılan davanın ilk duruşmasının 13 Mart’ta olduğunu belirten, Av. Arif Ali Cangı ise ihbarcısı oldukları davanın, fabrika hakkında 2007’ de açılan ve halen süren dava ile birleştirilme olasılığının büyük olduğunu söyledi.Yeşil Gazete