Sessizliğin Gerçekten de Altın Değerinde Olduğunu Kanıtlayan 10 İlginç Bilimsel Gerçek
Bizler, özellikle de büyük şehirlerde yaşayanlarımız, 7/24 büyük ve hesapsız seslerle çevriliyiz. Ancak işitme duyumuza görme duyumuz kadar önem vermediğimiz için pek çoğumuz belirli zaman aralıklarını sessizliğe ayırmayı hiç düşünmüyoruz. Bilim ise ulaştığı tüm kanıtlarla bunu yapmamızın son derece gerekli olduğunu ortaya koyuyor. İşte sükutun altın değerinde olduğunu kanıtlayan 10 bilimsel veri:
1. Sessizliğin beyin gelişimini hızlandırdığı tespit edilmiştir.
Beynin yapısı ve fonksiyonu üzerine 2013 yılında yürütülen bir çalışma, iki saat boyunca sessizliğe maruz kalmanın, beynin öğrenme ve hafızadan sorumlu kısımlarında yeni hücrelerin oluşumunu tetiklediğini ortaya koymuştur.
2. Gürültüye maruz kalmak, stres seviyemizi arttıran bir özelliğe sahiptir.
Uzun süre gürültüye maruz kalmak, vücudumuzda bulunan kortizol ve adrenalin gibi stres hormonlarının salınımını arttırmaktadır. 2006 yılında Heart isimli dergide yayımlanan bir çalışma, yalnızca iki dakika boyunca sessizliğe maruz kalmanın stres seviyesinde önemli bir düşüş sağladığını ortaya koymuştur.
3. Üstelik sessizlik, zihni rahatlatmak konusunda dinlendirici müziklerden de daha etkilidir.
Çoğumuz rahatlamak için dinlendirici müzikler dinleriz; ancak yapılan çalışmalar, sessizliğin tansiyonu düşürmek ve beyne giden kan akışını arttırmak konusunda çok daha etkili olduğunu ortaya koymuştur.
4. Sessizlik, uyku düzenimiz üzerinde de iyileştirici etkilere sahiptir.
Yapılan çalışmalar, gündelik yaşamda zaman zaman sessizliğe maruz kalmanın daha sağlıklı bir uyku düzeni sağladığını ve insomni üzerinde iyileştirici etki gösterdiğini kanıtlamıştır.
5. Sessizlik yalnızca beyin değil, kalp sağlığını da etkilemektedir.
20. yüzyıl boyunca yürütülen çalışmalar, gürültü kirliliğinin kalp hastalıklarını ve kulak çınlamasını arttırdığını kanıtlamaktadır. Gürültü kirliliğinin Dünya Sağlık Örgütü tarafından 'günümüzün vebası' olarak nitelendirilmesi bu açıdan bakıldığında mantıklı görünmektedir.
6. Çalışmalar, farkındalığın gelişmesinde de sessizliğin payı olduğunu göstermektedir.
Yürütülen deneyler, günün belirli saatlerini sessizliğe ayıran kişilerde farkındalığın geliştiğini ve bu insanların hayatlarıyla ilgili daha sağlıklı kararlar alabildiğini ortaya koymuştur.
7. Odaklanma problemi mi yaşıyorsunuz? Bir süre için sessiz kalmayı deneyin.
Bu, son derece açık bir bilgidir: Sessiz bir ortamda çalışmak insanın yaptığı işe daha iyi odaklanmasını sağlar. Bunun özellikle belirtilmesinin sebebi ise, son zamanlarda çalışma müziklerinin büyük popülerlik kazanmış olmasıdır. Bilim ise bunun aksini söylüyor: Dinlediğiniz müzik her ne olursa olsun, sessizlik daha büyük fayda sağlayacaktır.
8. Duyusal uyaranların sayısını azaltmak, bilişsel becerilerimizin de yenilenmesini sağlamaktadır.
Bunun pek çok faydası bulunmaktadır. Sessizlik, zihinsel bitkinlik hissini yaşama ihtimâlimizi azaltma ve yaratıcılığımızı perçinleme özelliğine sahiptir.
9. "Ruh, her zaman kendini nasıl iyileştireceğini bilir. Yapmamız gereken tek şey ise zihnimizi susturarak buna izin vermektir."
Yazar Caroline Myss'ten yaptığımız bu alıntı, zihni susturmanın hem zihin, hem de beden üzerinde faydalarının bulunduğunu ifade etmektedir. Bunun nasıl başarılabileceği kişiden kişiye değişse de, sessiz bir ortamda on dakika boyunca meditasyon yapmanın pek çok insan üzerinde rahatlatıcı etkisi olduğu bilinmektedir.
10. "Yalnızca söyleyeceklerinin sessizlikten daha değerli olduğunu düşündüğünde konuş."
Sessizlik, insan ilişkilerinde de çok önemli bir işleve sahiptir. Günümüzde sessiz kalmak, gerginliğin ve sıkıcılığın kaynağı olarak görülse de, ne zaman susmak gerektiğinin bilincinde olmak, sağlıklı ilişkiler sürdürmek açısından oldukça önemlidir. Belli ki atalarımız, bu deneylerin gerçekleştirilmesinden çok uzun zaman önce sükûtun altın olduğunu söylerken bir şeylerin fazlasıyla farkındaymış...
Yorum Yazın
Konuşmak ihtiyaçtır susmak sanattır.
Ben ne zaman sessizlikte kalsam tuhaf uğultular duyuyorum. Cızz cızz böyle çok rahtsız edici.