Mozart’ın ölmeden önce bestelemeye başladığı Latince dinlenmek, teselli bulmak anlamına gelen “Requiem” dinsel açıdan bir “ağıt”. Türkçe’ ye “ölüm duası” olarak çevriliyor, oysa notalar kalbimden geçerken şefkati ile iyileştirip, hayatla aramda yenileyici bağlar kuruyor. Kulağıma merak uyandıran, cesaret veren şeyler fısıldıyor sanki. Hiç bakmadığım gibi bakmaya, hiç görmediğim gibi görmeye teşvik eder gibi.
“Müzik notalarda değil, aralarındaki sessizliktedir” - Mozart
Gizemli bir de öyküsü var: Mozart “Sihirli Flüt Operası”nda çalışırken kimliği gizli tutulan bir adam geliyor ve ona imzasız bir mektup veriyor. Yıl 1791. Mektupta ünlü besteciden “Ölüm Duası” bestelenmesi isteniyor.
Mozart, sonradan “Schloss Stuppach Kontu, Walsegg” olduğu anlaşılan gizemli kişinin, genç yaşta ölen biricik karısının anısı için ısmarlanan “Requiem” bestelemeyi kabul ediyor. Kederli bir adamı, kaybedilenin acısıyla içine düştüğü boşluğu, kaygan zeminin yarattığı karmaşık hisleri, özlemi anlatan ve belki de uygun çekim alanları yeniden oluşup hayata tutunduğunda dahi ona, bir bakışın ya da bir gülüşün yarattığı hissi unutturmayacak bir müzik. Duygularını gündelik yaşam ve gerçekliğine uygun hale getirmek yerine, yas tutmayı seçen olgun ruhun; şu anın sonsuz olasılığına rağmen, yeteneklerin kalıcı olarak yok olmasını kabullenme evresinde ona eşlik edecek bir eser…
Eserin biri kesin, biri muğlak iki ayrı sonu var; belki de Kont yas tutma evresindeki mücadelesiyle notaların içinden yeniden doğabileceği bir besteyle, ruhunun yeteneklerini daha iyi kullanmayı öğrenecekken; Mozart başını bile bilmediği bir öykünün karanlığına hapsoluyor. Sağlığı hızla bozulmaya başlıyor, bu durum ruh halini de etkiliyor ve derin bir karamsarlık onu fırtınalara sürüklüyor.
İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nda flüt sanatçısı olan akademisyen - yazar Aydın Büke’nin Dünya Yayınları’ndan çıkan Mozart – Bir Yaşam Öyküsü adlı kitabında Mozart bir dostuna yazdığı mektupta sürüklendiği ruh halini şöyle açıklıyor:
“..Kimliği belirsiz kişinin hayali gözümün önünden gitmiyor. Sürekli olarak bana eseri biran önce bitirmemi söyleyişini görüyorum. Durmadan çalışıyorum, en azından beste yapmak, dinlenmek daha huzurlu… İçimde artık zamanın dolduğuna dair bir his var. Ölümüm yakın. Yeteneğime sevinecek zamanım olmadan sona geldim. Yaşam çok güzeldi, mesleğimin başlangıcı ümit vericiydi ama insan kaderine hükmedemiyor. Ölüm şarkım orada duruyor, onu tamamlamadan bırakmam gerek…”
Son sözleri “Ölümün tadı dudaklarımda… Bu dünyadan olmayan bir şeyler hissediyorum.” olan Mozart “Requiem”i bitiremeden ölüyor. Mozart, erken kaybedilen sevgiliye adanan yapıtın nasıl bitirileceğini öğrencisine ölüm döşeğinde anlatıyor ve “Requiem” Süssmayr tarafından bitiriliyor.
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın