Sadece Avukatların Anlayabileceği 17 Şey
Türkiye'de avukat olmak sanıldığı kadar kolay bir iş değil. Her davada suçlanmaları, paragöz olmakla itham edilmeleri, meslekteki kötülerin tüm avukatlara mal edilmesi, vb. şeylerle mücadele etmek zorunda kalıyorlar. İşte size Türkiye'de avukat olmanın zor bir iş olduğunu kanıtlayan 18 şey.
1. "Ne yaptın, bir dilekçe yazdın?!"
2. Müvekkillerin büyük çoğunluğu kaybedilen davanın ardından avukatları suçlar.
Sadece bununla yetinmeyip, avukatın karşı taraftan para yediğini, kendisinin arkasından işler çevirdiğini düşünenler de hiç az değildir.
3. Meslek hayatının ilk yıllarında avukatlar kadar sömürülen başka meslek dalı bulmak zordur.
Stajyer avukat demek 'kullan kullanabildiğin kadar' anlamına gelir.
4. Halkın muhtaç olduğu bir mesleği icra etmek
Avukatlık, doktorluk ile birlikte bir uzmanlık mesleğidir. Halkın kendisinin halledemeyeceği işleri onun için halleder. Bu sebeptendir ki doktorlar ve avukatlar en çok saldırıya maruz kalan mesleklerdir. Artık neyin öfkesiyse?
5. Buna karşın halkın avukat danışma ücretine soğuk bakması
Doktora muayene ücretini eksiksiz ödeyen insanlar, avukat danışma ücretini saçma bulur. Neyin ücretiymiş bu acaba?
6. Telefonun kulağa yapışması
Her gün binlerce soruya cevap vermenin üstüne akraba, eş, dost telefonlarının da ardının arkasının kesilmemesi.
7. Nasıl olsa parasını verdim diye müvekkilin istediği saatte araması
Parasıyla değil mi? istediğim saatte benimle ilgileneceksin.
8. Verdik ya para, daha ne istiyorsun?
Dava devam ederken çıkan ekstra işler için para istendiğinde işitilen 'davanın başında verdik ya daha ne istiyorsun' temalı para tırtıklıyorsun imaları.
9. Ofiste çalışsan bir dert kendi işini kursan başka dert
Bir avukatlık ofisinde çalışsan istediğin parayı kazanamazsın, kendi ofisini açsan çevren yoksa geçinemezsin. İki arada bir derede kalmak.
10. İcraya gitmek...
Başlı başına bir dert. Sanki olayın tüm sorumlusu avukatmış gibi muamele görmek. Zalim, vicdansız damgası yemek, olmadı dayak hiç olmadı kafaya silah dayanması...
11. Adliyeler, dosyalar, duruşmalar arasında yitip giden zaman...
Zamanın büyük bölümünün yollarda, iş takibinde, bürokraside geçmesi.
12. Herkesin savunma hakkı vardır
Bu ilkenin unutulması, suçluyu savunan avukatın da suçlu gibi muamele görmesi. Suçludan çıkarılamayan öfkenin avukata yönelmesi.
13. Depresif bir yaşam
Müşterilerin büyük çoğunluğunun dertli, sorunlu insanlar olmasından dolayı sürekli bir mutsuzluk hali. İnsanların dertlerini içselleştirme durumu sebebiyle girilen depresyon.
14. "Sen davayı kazan para mühim değil"
Bunu diyen müşterinin davanın kazanılmasının ardından sırra kadem basması.
15. Ne kadar sinirlenirseniz sinirlenin muhatabınızın sinirinizi çıkarabileceğiniz biri olmaması
Hakime diklenmek her manada aleyhinize.
16. Adliyedeki işleri yürütebilmek için farklı yollar denemek
Adliyelerde işiniz hızlı mı yürüsün istiyorsunuz? Farklı yollar denemeniz gerekebilir. Bunu avukatlar iyi bilir.
17. Toplumdaki avukat algısı
Bütün bunların üstüne toplum sizi çok farklı şekilde algılar.
Yorum Yazın
Avukat; "icraya gidiyorum" demez, "hacze gidiyorum" der. "Mahkemem var" demez, "duruşmam var" der. Netice, içeriği hazırlayan bir avukat değil.
Avukatlık dilekçe yazmaktan ibaret değildir. Yılların birikimiyle tırnaklarıyla kazıyıp okuyarak gelirsin avukat olursun insanların senin aldığın parayı çok ... Devamını Gör
Sen geceleri uyurken kac bin sayfalik kitaplar okuyoruz biliyor musun? tabii kin soke soke alacagiz parayi
söke söke para almak için mi avukat olmak istiyorsun, nasıl bir tabirse kitap okuduğuna emin misin