Padişahın Değişmesine, Sadrazamın Kellesine Mal Olan Patrona Halil İsyanı'ndan Sonra Neler Oldu?
Padişahın Değişmesine, Sadrazamın Kellesine Mal Olan Patrona Halil İsyanı'ndan Sonra Neler Oldu?
Patrona lakaplı Halil'in muhtemelen kendisi de hiç düşünmedi böyle bir olayla yüzyıllar boyu anılacağından. Ancak zaten isyana hazır olan İstanbul halkı önünde bir baş, yol gösterici arar bu da 'Patrona' Halil olur. Peki isyan sonrası hayırlı mıdır, bu tartışılır.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Gelin önce yıllardır olan merakınızı dindirerek "patrona"nın ne anlama geldiği ile başlayalım, şöyle efendim:
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Bu arada Halil'in görünüşünü de çok iyi biliyoruz çünkü dönem Lale Devri ve İstanbul'da birçok sanatçı var.
Neyse biz Patrona Halil'e dönelim. Arnavut asıllı olup o sırada Yeniçeri Ocağı’nın 17. Orta mensubu olan Hurpeşteli Patrona Halil kısaca şöyle anlatılıyor:
Peki iş bu sıradan adam Halil'e nasıl geldi diye sorarsak biraz daha geriye Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'ya kadar gitmemiz gerek.
İstanbul halkı yapılan harcamaları israf olarak görüyor ve kadınların eskisine oranla "rahat" hareketleri, Çırağan'daki eğlencelerin Ramazan'da da devam etmesi rahatsızlık yaratıyordu.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Ayasofya Vaizi İspirîzâde Ahmed Efendi ve İstanbul Kadısı Zülâlî Hasan Efendi gibi iki alim de isyan taraftarı olarak Halil'in yanında yer alır. Hamam tellâkları, softalar, sebzeci, kaldırımcı, tavukçu, süprüntücü, dilenciler de Halil'e destek olurlar.
Halil, yüksek ikna kabiliyeti ile yeniçerileri de yanına çekmeyi başarır. Bu arada padişah ile sadrazam Üsküdar'da Hatice Sultan'ın sarayındadırlar. Bazı asiler Üsküdar'a gidip birkaç kişiyi öldürerek gözdağı verirler.
III. Ahmed daha fazla dayanamaz ve İbrâhim Paşa’yı, Kaymakam Mustafa Paşa’yı ve Kethüdâ Mehmed Paşa'yı idam edilmek üzere asilere teslim eder. Evet Kaymak Mustafa Paşa da ikiyüzlü siyasetinin kurbanı olur.
Bunun üzerine padişah, 2 Ekim 1730'da kendisine ve evlâtlarına dokunulmayacağına dair güvence alıp saltanattan feragat edip yeğeni Şehzade Mahmud’u kendi eliyle tahta oturtarak ona biat eder.
Ulema ve Yeniçeri sınıfı olayları tedirginlikle izler. Başıboşların, Yeniçeri takımına kayıtları tepki ile karşılanıyor, halk da bunun karşısında asilere sırt çeviriyordu.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Saray içi ve dışında bu fikirde mutabık kalan devlet erkanı alttan alta hazırlıklarını yaparlar. Asilerin elebaşları başlarına gelecekleri sezerler ve yeni bir sefer isteyerek İstanbul'dan kaçmanın yolunu ararlar.
O sıralar İstanbul'da olan ve bu planda başrolü oynayan Kırım Hanı Kaplan Giray, Halil'i kabul ederek ikinci toplantının 25 Kasım'da padişahın huzurunda yapılacağını söyler.
Tabii ki bu bir taktiktir. Halil dahil diğer asiler mevkilerine uygun kaftanları giymek üzere Sünnet Odası’nın yüklük ve dolaplarına yaklaşırlar.
Halil ve diğer isyancıların öldürülmesiyle şehirde kısmen sükûnet sağlandıysa da kargaşa bir müddet daha devam eder.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Yorum Yazın
“Ha az sonra anlatacağız” anlatacan mı haa ? Senin editörlüğe onay verenin amk hağğ!!!