Oyunculuktan Pazarcılığa Giden Yol: Teoman Kumbaracıbaşı Kendi Yaptığı Reçelleri Pazarda Satıyor
Oyunculuktan Pazarcılığa Giden Yol: Teoman Kumbaracıbaşı Kendi Yaptığı Reçelleri Pazarda Satıyor
İnşaatta keşfedilip türkücü olanlar, film setinde getir götür işi yaparken keşfedilenler, top toplayıcılıktan yıldız futbolculuğa uzananlar… İnsanoğlu olarak kariyeri hep bu şekilde değerlendiriyoruz; peki ya tam tersi olsa?
Yazı Tura, Aşka Sürgün, Eyyvah Eyvah, FiÇi ve daha pek çok yapımdan tanıdığımız oyuncu Teoman Kumbaracıbaşı oyunculuğun yanında pazarda süt reçeli satarak geçimini sağlıyor. Daha önce Kadiköy’de 22 metrekarelik bir evde yaşayan ve mutluluğun yolunun minimalizmden geçtiğini söyleyen Teoman Kumbaracıbaşı’nın hikayesine ve bugüne nasıl geldiğine yakından bakalım…
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Annesi Arjantinli, babası Türk olan Teoman Kumbaracıbaşı 1971’te Arjantin’de doğdu ve 6 yaşında Türkiye’ye dönene dek orada yaşadı. İlkokulda öğrendiği Türkçesiyle korolarda şarkılar söyledi, tiyatro yaptı.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşaatı Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra tiyatroda sahne arkasında ve önünde çeşitli işler yaptı. Onu ilk kez 2004’te Kenan İmirzalıoğlu, Olgun Şimşek, Erkan Can ve Engin Günaydın’ın başrollerini paylaştığı Yazı Tura filminde izledik.
2005’te Mahsun Kırmızıgül ve Beren Saat’le Aşka Sürgün’de rol aldıktan sonra Aslı Tandoğan ve Beste Bereket’le Kraft Dublaj Stüdyosu’nu kurdu. Herkes tarafından tanınması ise Ata Demirer ve Demet Akbağ’la birlikte rol aldığı Eyyvah Eyvah filmiyle gerçekleşti. Arjantinli olması nedeniyle İspanyol karakterine can verdi, ne kadar da güzel yaptı…
Gitar çalan, şarkı söyleyen ve adeta on parmağında on marifet olan Teoman Kumbaracıbaşı, Acaipademler isminde bir grup kurdu, albüm yaptı ve sahne aldı.
Ve hayatının dönüm noktası diyebileceğimiz yere 2014’te geldi. Düzeninden ödün vererek, küçükken annesinin yaptığı ve zamanla kendisinin de pişirdiği süt reçelini pazarda satmaya başladı.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Süt reçelinin tadını evrensel bir noktaya getirmeyi ve pazarda satmaya devam etmeyi istiyor. Oyunculuk kariyerini de sürdüren ve Çi’deki rolünün ardından yakın zamanda bir diziyle yeniden ekrana dönecek olan Teoman Kumbaracıbaşı, müzik yapmaya, sahne almaya da devam ediyor.
Hayatında bir duruşu olduğunu söylüyor ve hırslarından arındığının altını çiziyor: “Hoşuma giden, kalbimden geçen şeyi yapıyorum. Bu bütünlüklü bir şey, dizi çekerken de aynı şeyi hissediyorum, tiyatroda oynarken de, müziğimi çalarken de... Ne yaptığınızın bir önemi yok ki, nasıl yaptığınızın önemi var.”
Daha önce Kadıköy’de 22 metrekarelik evinde yaşayan ve Kozyatağı ile Erenköy pazarında süt reçellerini satan oyuncu, oğlu Deniz’e mesleklerin öneminin olmadığını anlatıyor ve adaletli ve vicdanlı olmayı miras bırakıyor.
"Küçücük bir evde yaşıyorum ama bu evde her şeye yer var. Sohbet de edebiliriz, bir şeyler de üretebiliriz, küçücük bir mutfaktan bir iş kurabiliriz. Umutsuzluğa yer yok, umutsuz olmak için sebebimiz yok. Elimiz ayağımız tutuyorsa, gözümüz görüyorsa, kafamız çalışıyorsa umutsuzluğa düşmemeliyiz.”
Oyunculuktan bıkmadığını, her zaman devam edeceğini belirtiyor ve derinleşmenin, küçülmenin, minimalizmi tercih etmenin mutluluk getirdiğine inanıyor.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Süt reçeli işini büyütmeyi ve fabrikasyona dönmeyi istemiyor: “Tahta kaşıkla karıştırmaktan vazgeçmeyeceğim. Kavanoz kapağını ben kapatacağım, gözümle göreceğim onu.”
Kavanozların etiketlerini elleriyle hazırlayan ve kaynattığı reçellerin kapaklarını bizzat kendisi kapatan Teoman Kumbaracıbaşı, haftada yüzün üzerinde reçel satıyor. Motorla taşıdığı reçelleri kendi tezgahında müşterilerine sunuyor.
Gerçek anlamda ‘bileği’nin hakkıyla reçel kaynatan, paketleyen ve pazarda satarak geçimini sağlayan, bunun yanı sıra oyunculuğa ve müzik kariyerine de devam eden Teoman Kumbaracıbaşı’nı ayakta alkışlıyoruz. 👏
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Yorum Yazın
izninizle şurada bir küçük ırkçılık yapacağım. adam türk olmadığından böyle.
çok tatlısın teo, hayatımızda senin gibi egosuz insanlara ihtiyacımız var gibi.
Ya Rabbi millet pazarcılık yapıyor mutlu oluyor neden hala mutluluğu bulamadık...
Dertleri para kazanmak değil, sevdiği işi yapmak. Bundan mutlu oluyorlar. Ay sonunu getirme, fatura kira ödeme problemleri yok