Türkçenin 'Gayet Yeterli ve Zengin Bir Dil' Olduğunu İspatlayan 11 Şair ve Şiirleri
Popüler tartışmaları bir kenara bırakıp elimizdeki somut gerçeklere bir nebze olsun odaklanabilirsek, Türkçenin yapısındaki türetme ve birleştirme gücüyle, bilinen en eski dönemlerinden bugüne, her türlü somut ve soyut kavramın anlatımını kolaylıkla sağlamış bir dil olduğu gerçeğini görebiliriz.
Konuya şiir açısından bakarsak, Türk şiiri güçlüdür. Gücünün temelini de dilinden alır. Lafı uzatmaya gerek yok. Bunun en güzel kanıtı da şairlerimiz ve şiirleridir. Listemizdeki şairlerin bazılarının adlarını belki de hiç duymadınız. Ama onları tanımak ve birçok insanın hayatını değiştirmiş muazzam eserlerini okuma keyfine varmak için henüz geç kalmış değilsiniz. Özellikle de bir pazar gününde...
Not: Bu listeye dahil edebileceğimiz onlarca kıymetli şairimiz olduğunun farkındayız. İleriki bir zamanda daha farklı ve geniş kapsamlı bir galeri ile bu eksikliği telafi edeceğiz.
1. Turgut UYAR

KAN UYKU
Bir biz varız güzel öbürleri hep çirkin
Birde bu terli karanlık
Sonra bir şey daha var muhakkak ama adını bilmiyorum
Nereden başlasam sonunda o ışıkla karşılaşıyorum
Yarı çıplak utanmaz bir kadın resmini aydınlatıyor
Akşam oluyor ya bir türlü inanamıyorum
Oturmuş iri yapılı adamlar esrar çekiyorlar
Daha bir aydınlık olsun diye içtikleri su
Sarı toprakdan testileri güneşte pişiriyorlar
Bir korkuyorum yalnız kalmaktan bir korkuyorum
Gündüzleri delice çalışıyorum geceleri kadınlarla yatıyorum
Sonra birden büyümüş görüyorum ağaçları
Kısrakları birden yavrulamış
Havaları birden güneşli
Kadınlarla yattığım yetse ya
Birde kadınlarla yattığıma inanmam gerekiyor
Hoşlanmıyorum
Turgut Uyar
2. Ahmet TELLİ

GÜLÜŞÜN EKLENİR KİMLİĞİME
Gün biter gülüşün kalır bende
anılar gibi sürüklenir bulutlar
Ömrümüz ayrılıklar toplamıdır
yarım kalan bir şiir belki de
Aykırı anlamlar arayıp durma
güz biter sular köpürür de
kapanmaz gülüşünün açtığı yara
uçurum olur cellat olur her gece
Her gece yeniden bir talan başlar
acı ses olur, ses deli bir yağmur
eski bir eylüle gireriz böylece
Sığındığım her yer adınla anılır
ben girerim, sokağı devriyeler basar
bir de gülüşün eklenir kimliğime
AHMET TELLİ
3. Metin ALTIOK

SARIL BANA
Bu yaşa geldim içimde bir çocuk hâlâ
Sevgiler bekliyor sürekli senden.
İnsanın bir yanı nedense hep eksik
Ve o eksiği tamamlayayım derken,
Var olan aşınıyor azar azar zamanla.
Anamın bıraktığı yerden sarıl bana.
Anılarım kar topluyor inceden,
Bir yorgan gibi geçmişimin üstüne.
Ama yine de unutuş değil bu,
Sızlatıyor sensizliği tersine.
Senin kim olduğunu bile bilmezken.
Sevgiden caydığım yerde darıl bana.
Metin ALTIOK
4. Hasan HÜSEYİN KORKMAZGİL

AKARSUYA BIRAKILAN MEKTUP
incecikti
gül dalıydı
dokunsam kırılacaktı
dokunmadım
kurudu
gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
ağaçlar bükmesinler n'olursun boyunlarını
neden akşam oluyorum tren kalkınca
kırlangıçlar birdenbire çekip gidince
mendiller sallanınca neden tıkanıyorum
öyle çok acımasız ki öyle birdenbire ki
az önceki çiçekler nasıl da diken diken
gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç o sularda çimdik, bitti; köprüleri geçtik bitti
o elmanın tadı orda, o kuş çoktan öttü, bitti
artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz
günler devlet alacağı, yıllar bir kadehcik buzlu rakı
oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı
kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı
nerde şimdi nerde şimdi, nerde o kan sarhoşluğu
gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
Hasan HÜSEYİN KORKMAZGİL
5. Rıfat ILGAZ

KOMŞULUK
Derdimiz bize yeterken
komşulardaki de tuz biber eker,
Kâtiplerde gürültü çıkar
çorap yüzünden,
tasası bizim evdekilere…
Malmüdürüne nüzül iner
bir tahkikat sonunda
derdini bizimkiler çeker,
bozulur ağzımızın tadı…
Ev dediğin dırıltısız olmaz
hele böyle günde…
Bizim de kendimize göre
gürültümüz eksik değil;
küçük başın küçük derdi.
Hırlaştığımız olur
et yüzünden, ekmek yüzünden,
bakarsın düşüvermişiz
komşuların diline…
Zaten saklayamadı iç yüzümüzü
raptiye ile tutturduğumuz perdeler,
sırrımızı bilmeyen kalmadı…
Gördüler tencereye tavaya
fazlaca işimizin düşmediğini…
Çamaşır günlerinde öğrendiler
donuma gömleğime kadar.
Söz oldu soğuk günlerde
yatakta roman okuduğum…
Hele sülâlemizdeki sadelik
gitmedi kimsenin hoşuna…
Ne olacaktı,
yedi atası devletli olmazdı ya
bodrum katındaki kiracının.
Rıfat ILGAZ
6. Gülten AKIN

SENİ SEVDİM
Seni sevdim, seni birdenbire değil usul usul sevdim
'Uyandım bir sabah' gibi değil, öyle değil
Nasıl yürür özsu dal uçlarına
Ve günışığı sislerden düşsel ovalara
Susuzdu, suya değdi dudaklarım seni sevdim
Mevsim kirazlardan eriklerden geçti yaza döndü
Yitik ceren arayı arayı anasını buldu
Adın ölmezlendi bir ağız da benden geçerek
Soludum, üfledim,yaprak pırpırlandı Ağustos dindi
Seni sevdim, sevgilerim senden geçerek bütünlendi
Seni sevdim, küçük yuvarlak adamlar
Ve onların yoğun boyunlu kadınları
Düz gitmeden önce ülkeyi bir baştan bir başa
Yalana yaslanmış bir çeşit erk kurulmadan önce
Köprüler ve yollar tahviller senetler hükmünde
Dışa açılmadan önce içe açılmadan önce kapanmadan önce
Nehirlerimiz ve dağlarımız ve başka başka nelerimiz
Senet senet satılmadan önce
Şirketler vakıflar ocaklar kutsal kılınıp
Tanrı parsellenip kapatılmadan önce
Seni sevdim. Artık tek mümkünüm sensin
Gülten AKIN
7. Metin ELOĞLU

EŞCİL
Aşksa bu, ben buna varım, günlerim sığı;
Gündüze dek kalasın diye sevdim seni geceden
Eşcilim ben, ben buyum, ne güzel huy bu;
Bir hız gelsen, hemen olsan, sonra yazlar;
Bunca yıldan tatmadığım bir tınarça balığı;
Belki gözlerimin kıymığı şu denizler!
ŞİŞEDEKİ
Şişede durduğu gibi durmaz ki kâfir
Tutar insana yaşamayı sevdirir
Metin ELOĞLU
8. Haydar ERGÜLEN

İKİNCİ BİR EMRE KADAR
özellikle yaz günleri
güneşi bir çiçek gibi
yakalara iliştirmek yasaklanmıştır.
İÇ NEFES
o bir çay istemişti, trenin içinde
biz tren yolcusuyduk, çölün içinde
ben yalnız kalmıştım, senin içinde
oysa kaç kişinin yerine sevmiştim seni!
aşkı geçtik, gözlerini açabilirsin
o bir dile sığınmıştı, sözü içinde
yolu yoluma çıkmıştı, çölü içinde
ben eski kalmıştım, senin içinde
oysa kaç çocuğun yerine övmüştüm seni!
düşü geçtik, kendine bakabilirsin
o bir bende kırılmıştı, hayli içimde
ıssız otağ kurulmuştu, canım içinde
oysa kaç bahçe yerine açmıştım seni!
kimi geçtik, kimseye sorabilirsin
Haydar ERGÜLEN
9. Cemal SÜREYA

ÜSTÜ KALSIN
Ölüyorum tanrım
Bu da oldu işte.
Her ölüm erken ölümdür
Biliyorum tanrım.
Ama, ayrıca, aldığın şu hayat
Fena değildir...
Üstü kalsın...
Cemal SÜREYA
10. Behçet AYSAN

SEVMEYİ UNUTANLAR İÇİN
sevmeyi unutmuşsunuz kardeşler
yalan her şey gibi
aşklarınız da.
yaşamı ölüm
diye anlatıyorlar size
yalanı gerçek diye.
ne leylakların
tomurundan
haberiniz var
ne önünüzden
kara bir tabut
gibi geçen geceden.
sevmeyi unutmuşsunuz kardeşler
yalan aşklarınız
da.
11. Nâzım HİKMET

DÜNYAYI VERELİM ÇOCUKLARA
Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne
allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar
oynasınlar türküler söyliyerek yıldızların arasında
dünyayı çocuklara verelim
kocaman bir elma gibi verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi
hiç değilse bir günlüğüne doysunlar
bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı
çocuklar dünyayı alacak elimizden
ölümsüz ağaçlar dikecekler.
Nâzım HİKMET
Yorum Yazın
Nazım Hikmeti zaten direk tenzih ediyorum fakat Turgut Uyar ve Cemal Süreyanın elinden öpmek lazım.Bir veya birçok 70lik alıp yanlarına gitmek lazım
Türkçe ye dil uzatan Türk değildir kendi dilini kötüleyen bir nesil bir lider tanımıyorum hükmü hükümsüzdür
özdemir asaf bu listede kesinlikle olmalıydı.