Levent Uysal Yazio: Neden Eğitim Sisteminde Reforma İhtiyaç Var II
Artık, zihinlerimizin bize birebir benzeyen ama hastalanmayan, yaşlanmayan bedenlere aktarılması gündemde veya bulut teknolojisine aktarılması. Eksi kafalar bunu uygun bulmayabilir ama zaten gelecek eski kafalıların yeri değil, bundan 50 yıl önce ATM’ler geldiğinde de korkmuş, insanlar işlerinden olacak diye onu istememiştik. Ya da telefon, pek çok insan evlerine ilk telefon bağlandığında ailesinin ve kendinin yaklaşımını hatırlıyordur sanırım.
Biz istesek de istemesek de değişim geliyor, gelmek zorunda.
Eğitim 5.0, Toplum 5.0’a yani, teknolojik gücü doğru yönetecek akıllı toplum felsefesine ulaşmanın anahtarıdır.
Geleceğin toplumunu yaratmanın temelini oluşturan, kişiselleştirilmiş eğitim, öğrenim esnekliği, sürekli gelişim, eleştirel düşünme ve problem çözme, veri yorumlama, öğrenci katılımlı müfredat, proje bazlı öğrenme ve en önemlisi de teknoloji ve eğitim birlikteliği dinamiklerine dayanan geleceğin eğitim modelidir. Sınıf ortamında kullanılabilecek, tüm toplum odaklı insansız teknolojiler, yani yapay zekâ temelli tüm uygulamalar, Eğitim 5.0’ı destekler.
Eğitim 5.0 ile geleceğin ihtiyaçlarına ve sorunlarına cevap verebilecek, öğrenmeye açık, ileri görüşlü ve yenilikçi bireyler yetiştirebilecek; bireylere, merak ve yaratıcılık duygularını taze tutabilecek ve bunları geliştirebilecekleri ortam sağlanabilecek; bireylere, kendi öğrenme biçimlerini, ilgilendikleri konuyu ve yeteneklerini keşfedecekleri alan ve destek verilebilecek; bireylere, öğrenmenin ne demek olduğu ve öğrenmenin sürekliliği, yaşam boyu sürdüğü gösterilebilecek; sürekli bir gelişim ve değişim içerisinde olan dünyayı anlayabilecek ve bu değişime uyum sağlayabilecek, hatta yönetebilecek deneyim, bireylere verilebilecek; bireylerin farklılıkları gözetilebilecek ve bu farklılıklarının temel alınacağı bir öğrenim sistemi sunulabilecek.
Bireyler, kendi farklılıklarını, öğrenme biçimlerini ve kişisel gelişim basamaklarını keşfedecekleri ortama sahip olabilecek; kendi hızlarında çalışabilme, bireysel ihtiyaçlarını ifade edebilme, kişisel sınırlarını genişletme, öğrenmenin yanında öğretebilme ve sorumluluk alma fırsatını elde edebilecek; öğrenci merkezli, çağdaş eğitim anlayışının temeli olan, farklı bakış açılarına yer veren, bilgiyi doğru yönde birleştirebilen ve karşılaşılan problemlere çözüm yolları üretebilen, bu yüzyılın en önemli yeterlilik alanlarından biri olan eleştirel düşünme ve problem çözme temelli olan bir müfredat hazırlanabilecek.
Kısacası, bireyler geleceğin ihtiyaçlarıyla donanacak; geleceği üretecek ve yönetecek bilgi ve beceriye sahip olacak.
Öğrenme aşkından, azminden, keyfinden bir şey kaybetmeyecek ve yaratıcılık yetisi güçlenecek. Bu ideal modelde, her bir bireyin öz yetisi ve öğrenme biçimi değer kazanacak, bu şekilde bireyler bu değerleri topluma katabilecek.
Elbette burada bir diğer önemli soru şu olacaktır, bu model nasıl kurgulanmalı ve sisteme nasıl entegre edilmeli ki, geleceğin bireylerini, toplumlarını yetiştirip; geleceğin soru ve sorunlarına çözüm bulabilsin, geleceği üretecek ve yönetecek insanları eğitebilsin, yaratıcılık ve problem çözme gibi değerleri destekleyebilsin?
Bu modelin entegrasyon sürecinde, kurumların, öğretmenlerin, velilerin görevi ne olacaktır; bu süreçte ödevlerin, sınavların ve ezberin yeri nedir; defolu ve eski eğitim anlayışımızdan nasıl kurtulabiliriz?
Yorum Yazın