Kitaplığınızda Okuduklarınızdan Çok Okumadığınız Kitapların Olması Zannedildiği Gibi Kötü Bir Durum mu?
Sizin kitaplığınızda okuduğunuz kitaplarla okumadıklarınız arasındaki oran ne?
Uzmanlar, yaşam boyu öğrenmenin daha mutlu olmanıza, daha fazla kazanmanıza ve hatta daha sağlıklı kalmanıza yardımcı olacağını söylüyor.
Fakat hayat yoğun. Çoğunlukla yapmak istediklerimizle yapmak zorunda olduklarımız arasında gidip geliyoruz.
Kitaplığınıza ya da e-okuyucunuza baktığınızda, bir gün okumak için arşivlediğiniz kitaplarla dolu olduğunu görürsünüz. Özellikle son zamanlarda sürekli yapılan kitap indirimleri, toplu alımlardaki kampanyalar ve kolay ulaşılabilir olan e-kitaplar bu durumu tamamen başa çıkılamaz bir hale getirdi. Peki bu zannettiğimiz kadar kötü bir durum mu? Buna tüketim çılgınlığı diyebilir miyiz?
Eğer hiç kitap okumuyorsanız, evet.
Fakat ne kadar zaman ayırırsanız ayırın, okumak için satın aldığınız kitaplar okuduklarınızdan fazla oluyorsa aslında bu kesinlikle kötü bir durum değil. Okumadığınız kitapların fazla olduğu kütüphaneniz başarısızlığınızın ya da cehaletinizin göstergesi değil, bir onur nişanesidir.
Peki neden?
Ünlü analist ve istatistikçi Nassim Nicholas Taleb, en çok satan kitabı Siyah Kuğu'da bu konuya değindi. Dünyanın en çok okunan bloglarından biri olan Brain Pickings'de bu noktaya dikkat çekti. Taleb kitabında bu konuyla ilgili olarak, İtalyan yazar Umberto Eco'nun 30.000 kitaplık efsanevi kütüphanesini örnek gösteriyordu.
Eco tüm bu kitapları okudu mu?
Tabii ki hayır ama bu okumadığı kitaplar sayesinde kendisini her an edinilebilecek yeni bilgilerle çevrelemişti. Bu kitaplar ona süreli olarak bilmediği birçok şey olduğunu ve öğrenmesi gerektiğini hatırlatıyordu. Eco'nun kütüphanesi onun entelektüel olarak aç ve sürekli meraklı olmasını sağlıyordu.
Taleb, şu ana kadar okumadığınız ve giderek büyüyen bir kitap koleksiyonunun sizin için de aynı etkiyi yapabileceğini savunuyor.
'Bu kişisel kütüphane egonuzu destekleyen bir eşya değil, bir araştırma aracıdır. Kitap okumak okunmamış kitaplardan çok daha az değerlidir. Yaşlandıkça daha fazla bilgi ve daha fazla kitap biriktireceksiniz. Raflardaki artan, okunmamış kitap sayısı size tehditkar bir şekilde bakacak. Aslında, ne kadar çok bilirseniz, okunmamış kitapların sıraları o kadar büyük olur. Bu okunmamış kitap koleksiyonuna ‘antilibrary’ diyelim.'
Antilibrary, sınırlarınızın güçlü bir hatırlatıcısıdır; bilmediğiniz, yarı bildiğiniz veya bir gün yanıldığınızı farkedeceğiniz şeyler...
Bu hatırlatıcı ile yaşayarak her gün kendinizde, karar vermeyi geliştiren ve öğrenmeye teşvik eden bir tür entelektüel alçakgönüllülüğe ulaşabilirsiniz.
Taleb; ”İnsanlar, neye çalışmadıklarını ya da neyi deneyimlemediklerini (bunu yapmak rakiplerinin işidir) içeren özgeçmişlerle dolaşmazlar, ancak yapsalar iyi olurdu.” diyor.
Neden?
Muhtemelen, bilinen bir psikolojik gerçek olan Dunner-Kruger sendromundan dolayı bunu savunuyor. Bilinen adıyla söyleyecek olursak ‘cahil cesareti’. Yani asıl bilmeyenler, bilgilerinden en az şüphe duyanlardır. Bir şeyi bilmediğinizi kabullendiğinizde öğrenmeniz daha kolaylaşır.
Henüz okumadığınız tüm kitaplar gerçekten cehaletinizin bir işareti. Fakat ne kadar cahil olduğunuzu biliyorsanız, diğer insanların büyük çoğunluğunun çok daha öndesinizdir.
Bu yüzden, çok fazla kitap satın aldığınız için veya bir kaç ömür yaşasanız da tamamlayamayacağınız bir okuma listesine sahip olduğunuz için kendinizi üzmeyi bırakın.
Bu içerikler de ilginizi çekebilir;
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
güzel bir bakış açısı, her konuda böyle düşünüyorum ve bir takım ilerlemeler kaydedebiliyorum
Bence bu iyi bir şey, ne güzel keşfedebileceğiniz bir sürü sayfa var
Kitaplar ile aram kötü