Her Mısrasında Cinselliğin Sınırlarını Zorlayan Şiirleriyle Bir Osmanlı Paşası: Galip Paşa
Her Mısrasında Cinselliğin Sınırlarını Zorlayan Şiirleriyle Bir Osmanlı Paşası: Galip Paşa
30.01.2019 - 17:16
Osmanlı'da devlet yöneticilerinin sert bakışları, keskin kararlarının arkasında şair, ressam, müzisyen ince ruhlar yatabilirdi. Her zaman olmasa bile sık sık karşımıza çıkan bu paşalardan biri var ki, hepsinden daha cesur, hepsinden daha farklı kullandı kalemini.
Osmanlı'nın sert mizaçlı, soğuk, üstten bakan paşaları arasında ince ruhlu, edebi sözleri sanat için kullanan şairler de vardı.
Fakat Galip Paşa, bu azınlığın içinde dahi ayrı bir yere sahipti. Çünkü onun kaleme aldığı tek konu cinsellik oldu.
Tam adı Abdülhalim Galip olan şair-paşa, uzun yıllar boyunca idari görevlerde bulundu.
Bu durum onun için büyük bir şanstı, çünkü Anadolu'yu karış karış gezme şansı buldu.
Bu gezintilerde insanları detaylı bir şekilde inceleme şansı bulan Galip Paşa, şiirlerine ise sadece cinselliği yansıtmayı tercih etti.
Aslında bu sadece kendi tercihi değildi. "Bütün meyveler yendi, geriye kabuklar kaldı" diyerek bunu yazmak zorunda kaldığını söylüyordu.
Yiyecek benzetmeleri, Galip Paşa'nın tüm şiirlerinde kullandığı bir yöntem.
Galip Paşa, idari görevi nedeniyle uzun süre Kastamonu'da bulunduğu için şiirlerinin ana kahramanları Kastamonu delikanlısı Himmet ile genç Kezban'dır.
Galip Paşa'ya göre Himmet'in tek amacı, Kezban'a sahip olabilmekti. Bu istek de karşılıksız değildi.
Galip Paşa'nın bir diğer adı da Türk Galip'tir.
Bu isim, dönemin padişahı Sultan Abdülaziz'e hediye ettiği "Mutayyebat-ı Türkiyye" adlı eserinden gelir.
Basım yeri ve tarihi bulunmayan bu eserden günümüzde nadiren bulunabiliyor.
Şiirlerinde son derece açık ve cesur bir dil kullanan Galip Paşa, 1876'da İstanbul'da vefat etti.
Yorum Yazın