Grip Olduğumuz Zaman Yaşadığımız Bütün Eziyete Aslında Ne Sebep Oluyor Biliyor musunuz?
Dünya Sağlık Örgütü’nün rakamlarına göre, yılda 1,5 milyar kişi gribe yakalanıyor ve 250-500 bin de aynı virüs sebebiyle hayatını kaybediyor. İlerleyen yaş ve düşük bağışıklık sisteminin hastalıkla başa çıkmayı da zorlaştırdığını göz önünde bulundurursak aslında oldukça ciddi bir sağlık sorunu olduğunu görüyoruz.
Peki, grip olduğumuz zaman yaşadığımız burun akıntısı, boğaz ağrısı, kaslarda sızlama ve ateş gibi tüm bu belirtiler nereden geliyor? İşte sizler için IFLScience'dan derledik.
Grip enfeksiyonunun ateş, öksürük, boğaz ağrısı, kas ağrıları, baş ağrısı ve yorgunluk gibi belirtilerini hepimiz çok yakından tanıyoruz! Peki ama tüm bunlar sırasında verdiğimiz mücadelede neler oluyor?
Connecticut Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalışan immünoloji uzmanı Laura Haynes ve araştırma ekibi tam da bu konu üzerine yoğunlaşıyor.
Vücudumuzun virüs ile nasıl başa çıktığını araştıran Laura şöyle anlatıyor;
'Vücudun virüse saldıran savunma mekanizmasının aslında, griple gelen semptomların birçoğuna neden olduğunu görmek oldukça ilginç bir durum bizim için.'
Peki 'influenza' virüsü vücudunuza nasıl sinsice girer?
Grip virüsü, solunum sisteminde yani burun, boğaz ve akciğerlerde görülen bir enfeksiyona neden olur.
Virüs önce solunum yolu ile, ağzınızdan, ya da gözlerinizden bulaşır.
Daha sonra solunum yolundan aşağı doğru hareket eder ve hücre yüzeyindeki spesifik moleküller yoluyla akciğer hava yollarını kaplayan epitel hücrelere bağlanır. Hücrelerin içine girdikten sonra, virüs kendi viral proteinlerini oluşturmak ve daha fazla viral parçacık oluşturmak için hücrenin protein üretim makinelerini ele geçirir. Bu küçük partiküller olgunlaştıktan sonra etrafındaki hücrelerden başlayarak saldırıya geçer.
Kimi zaman akciğer hastalıklarına sebep olan bu süreç, aslında vücudun bağışıklık tepkisi ile giderek daha da kötü semptomlar göstermeye başlar.
Vücudumuzdaki doğal bağışıklık sistemi hücreleri virüsleri algılar ve sitokinler ve kemokinler adı verilen küçük hormon benzeri moleküller üreterek alarma geçerler. Artık vücut bir enfeksiyona karşı uyarılmış durumdadır.
Sitokinler, istilacı virüsle uygun şekilde savaşmak için bağışıklık sisteminin diğer bileşenlerini düzenlerken, kemokinler bu bileşenleri enfeksiyonun bulunduğu yere yönlendirir.
Asker hücre denilen T hücreleri ise, influenza virüsü proteini algıladığında boğaz ve çevresindeki lenflerde sayıca artmaya başlar. İşte bu da şişmeye sebep olur.
Birkaç gün sonra, bu T hücreleri akciğerlere taşınır ve virüs bulaşmış hücreleri öldürmeye başlar. Bu süreç, mevcut akciğer hastalığını kötüleştiren ve nefes almayı zorlaştıran bronşite benzer bir akciğer hasarı yaratır.
Ek olarak, akciğerlerde mukoza birikmesi, enfeksiyona karşı bu immün tepkinin bir sonucu olarak, solunum yollarını temizlemeye çalışmak için bir refleks olarak öksürüğü tetikler. Normalde, T hücrelerinin akciğerlere girmesiyle tetiklenen bu hasar, sağlıklı bir insanda geri dönüşümlüdür, ancak ilerlediğinde, kötü bir haberdir ve ölüme neden olabilir.
T hücresi işlevi yaş ilerledikçe ya da bağışıklığı baskılayan ilaçlar kullanıldıkça düştüğü için hastalıkla savaşmak zorlaşır.
Yani aslında kas ağrımız vücudumuzun bir enfeksiyona karşı verdiği tepkinin 'kötü bir yan etkisidir'.
Aslında sonuç olarak, siz kendinizi hasta, yorgun, bitkin ve halsiz hissederken vücudunuz enfeksiyonun yayılmaması için önlem alıyor ve oldukça sert bir savaş veriyor!
Şimdiden geçmiş olsun ama siz yine de ciddi semptomlarınız olduğu zaman doktorunuzla görüşmeyi, kendinizi enfeksiyonlardan korumayı unutmayın!
Yorum Yazın
Durdurun artık şu burundan gözden gelen salya sümükleri gelişsin şu tıp.