Filmler Sebebiyle Muhtemelen İnandığınız 15 Bilimsel Mit
İnternetin icadından önce insanlar bilimi filmlerden ve kitaplardan öğrenmekteydi. Filmlerin çekici olmak adına yarattıkları mitler ise ne yazık ki günümüzde halen bilimsel gerçeklermiş gibi sanılmaktadır. Burada, bu mitlerden bazılarını derleyip çürüteceğiz. Başlamadan önce uyaralım: günümüzde burada bahsettiğimiz bazı mitleri gerçek kılmaya çabalayan çalışmalar yürütülmekte olabilir. Ancak bunlar, filmlerde gözüktüğü kadar gelişmiş vaziyette değiller veya hiç yoklar. Bu sebeple burada yer alıyorlar. Başlayalım:
1. Doğruluk Serumları
2. Köpekbalıkları Asla Doymaz
3. Hava Dalışları ve Ses
4. Lavlar, Ateşler ve Patlamalar
5. Uzayda Meydana Gelen Patlamalar
6. Beslenirken Yediğini Bırakarak İnsanları Kovalayan Avcı Hayvanlar
7. Kalp Atım Göstergeleri ve Düz Çizgiler
8. Susturuculu Silahlar
9. Uzayda Kıyafetiniz Olmadan Yaşamak ve Nefes Tutmak
10. T-Rex'in Karşısında Hareket Etmezseniz Sizi Algılayamaz!
11. Sivrisinekten Elde Edilen DNA ile Yeniden Yaratılan Dinozorlar
Evet, bir Jurassic Park hatası daha... Açıkçası buna mecburdular, çünkü dinozorların yeniden yaratılmasını mantıklı olarak açıklamanın bir yolu yoktu. Filmin temel iddiası, dinozor kanı emdikten sonra reçine içerisine hapsolan bir sivrisineğin keşfi sonrasında, bu kandan elde edilen DNA'yı kullanarak genetik yöntemlerle dinozorları yeniden yaratmaktı. Ancak böyle bir şey mümkün değildir. DNA moleküllerinin yarı ömrü 521 yıl civarındadır. Yani her 521 yılda bir, kimyasal bağlarının yarısı tamamen kopar ve molekül parçalanır. 6.8 milyon yıldan daha eski zamanlardan DNA molekülü elde etmek imkansızdır, çünkü ne kadar iyi korunursa korunsun, DNA'nın bağları bağlı kalamayacaktır ve molekül dağılacaktır. Pratik olarak, 1.5 milyon yıl öncesinden daha eskisine ait DNA'ları okumanın bir yolu yoktur. Dinozorların 65 milyon yıl önce yok olduğu düşünülürse, Jurasssic Park bilim karşısında faka basmaktadır. Bu filmin mükemmelliğini etkilemekte midir? Şaka mı yapıyorsunuz, elbette hayır!
12. Uzay Savaşları Çok Gürültülüdür!
Elbette, filmleri heyecanlı kılabilmek adına, uzay savaşları sırasında müthiş ses efektleri kullanılmaktadır. Ne var ki, uzay boşluğunda sesi yayabilecek moleküller bulunmamaktadır. Yani uzay savaşları gerçek olsaydı, tamamen sessiz gerçekleşeceklerdi. Dolayısıyla, o heyecanlı Star Wars uzay savaşlarını izlerken, daha gerçekçi bir deneyim için sesi kapatarak izlemenizi tavsiye ederiz. Ya da kapatmayın, boşverin.
13. Dünya ile Süperhızlı İletişim Kuran Uzay Araçları
Uzay filmlerinin bir diğer garipliği, milyonlarca ve milyarlarca kilometre öteden Dünya ile iletişim kuran araçların, bir anda iletişim kurabilmesidir. Bunun komik tarafını izah edelim: Mars ile Dünya, birbirlerinden en uzak konumlarındayken, iki gezegen arasındaki iletişim hızı farkı 21 dakikaya kadar çıkabilir. Ve tabii cevabı duymak için de 21 dakika eklemeniz gerekiyor üzerine...
14. Korkutucu Mağaralardaki Korkunç Canavarlar
Filmlerde mağaralarda yaşayan canlılar hep devasa, korkunç, ürkütücü gösterilmektedir. Halbuki mağaraların süper karanlık olmasından ötürü, burada herhangi bir bitki yaşayamaz ve oksijen oranları son derece düşüktür, besin kısıtlıdır. Bu sebeple mağaralarda yaşayan canlılar hep ufak tefektir. Buralarda yaşayan türler tamamen enerji koruması üzerine evrimleşmişlerdir.
15. Lazerler ve Işın Kılıçları
Lazerlerin gerçek hayatta bildiğimiz anlamıyla lazer gibi gözükebilmesi için, toz veya duman gibi bir ortamda bulunmaları gerekir. Evlerde kullandığınız lazerlerin bile vakum ortamında veya temiz ortamlarda ışık saçmadığını görürsünüz. Dolayısıyla uzay ortamında fırlatılan lazerlerin o çeşitli renklerde gözükmesi mümkün değildir. Yine, o uzay savaşlarını sıkıcı kılacak bir unsur ama gerçek bu...