Fazla mesai ve çalışma süreleri için işçinin onayının mutlaka alınması gerekmektedir. İşçinin fazla mesai yapmak gibi bir zorunluluğu da bulunmamaktadır. İsteği yönünde fazla çalışma onay formunu imzalamayarak veya onaylamayarak fazla mesai yapmaktan kaçınabilme hakkına sahiptir.
Fazla mesai yapmayan işçi kovulabilir mi?
İşçinin onayı yok ise fazla mesaiye zorlanıldığı bir durumda işten ayrılarak tazminat talebinde bulunabilmektedir. Bu durum, Yargıtay kararına göre haklı fesih nedenleri arasında yer almaktadır. Ancak başka bir Yargıtay kararına göre de işçinin onay verdiği halde fazla mesaiye kalmaması durumu işveren açısından haklı fesih sebebi oluşturmaktadır.
Pazar günü fazla mesai yapmak zorunlu mu?
İşyeri cumartesi ve pazar günleri de çalışıyorsa, yani işyeri açıksa, işveren, işçinin haftada en az 24 saat izinli olması kaydıyla işçiyi cumartesi ve pazar günleri de çalıştırabilmektedir. Bu durumda işveren, hafta sonu çalışan işçiye iş günlerinden birinde hafta sonu tatili vermekle yükümlüdür.
Fazla çalışmanın ispatı nasıl olur?
Fazla mesai yaptığını iddia eden bir işçi, öncelikle bu iddialarını kanıtlamak durumundadır. İşçi, fazla çalışma talebini yazılı belgelerle kanıtlayabilir veya yazılı bir belge yoksa iddiasını tanık beyanı ile de ispat edebilir.
Bir çalışanın imzasını taşıyan bir bordro, yanlışlığı kanıtlanana kadar kesin kanıt niteliğine sahiptir. İmzalı maaş bordrolarında görülen fazla mesai alacakları ödenmiş sayılır. İşyeri kayıtları, işyerinde yapılan iç yazışmalar ve işe giriş çıkışları gösteren belgeler delil niteliğinde kabul edilmektedir. Ancak yazılı bir belgenin bulunmaması halinde tarafların, şahitler sunarak sonuca gidebileceği de kabul edilir.
Fazla mesai ücretinin imzalı bir maaş bordrosu üzerinden ödendiği anlaşılırsa, işçilerin gerçekte daha fazla çalıştığını iddia etmek mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla mesai ücreti alma konusunda daha fazla olması yönünde iddiaları varsa, fazla mesai yapıldığını göstermek için her türlü kanıt kullanılabilir. Aksi takdirde, fazla mesainin gerekli olduğuna dair sadece yazılı kanıt olabilir. Ayrıca, maaş bordrosunun işveren tarafından imzalatılmadığı, banka aracılığıyla ödeme yapılması halinde, işverenin fazla mesai ücretini olduğuna dair ihtirazi kaydı yoksa ispat ancak yazılı delil ile ibraz edilebilir.
Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarına göre davalı kamu kurumu ise kayıtlara, özellikle fazla mesai saatleri, ücret bordroları, görevlendirme yazıları ve giriş çıkış kayıtları gibi yazılı delillere dayandırılmalıdır. Aksi takdirde tanık ifadelerinden bir sonuca gidilmesi mümkün olmamaktadır.
Peki, fazla çalışma ücreti nasıl hesaplanmakta?
Fazla çalışma ücretleri iş sözleşmesine göre hesaplanarak belirlenmektedir. Normal bir haftalık çalışma süresi kanunda da belirtildiği üzere 45 saattir. Fakat işçi ile işveren arasında yapılan sözleşmede çalışma süresi daha az olabilir. Yani, taraflar arasında 45 saatten daha az bir çalışma süresi de kararlaştırılabilir. Ancak böyle bir durumda örneğin; normal çalışma süresi 40 saat olarak kararlaştırılmış ise 40-45 saat arasında geçen süredeki 5 saat de fazla mesai olarak kabul edilmektedir. Böyle bir durumda 45 saati aşmamış olsa da 40 saatin üzerindeki fazla çalışmalar saat ücretinin %25 fazlasıyla ödenmek durumundadır.
Günlük çalışma süresinin 11 saat ile sınırlı olduğunu belirtmiştik. 11 saati aşan çalışma süreleri, haftalık 45 saatlik çalışma süresini aşmasa da gün bazında ele alınarak fazla mesai olarak kabul edilmektedir. Aynı zamanda işçinin gece çalışmaları da günde 7,5 saati geçmemelidir. Bu da demek oluyor ki gece çalışmalarında haftalık 45 saat geçilmemiş olsa bile günde 7,5 saati geçen gece çalışmaları için de fazla mesai ücreti ödenmesi zorunludur.
Sağlık kuralları nedeni ile günde en fazla 7,5 saat ya da daha az çalışılması gereken işlerde süre aşımı olur ise söz konusu günlük çalışmalar da fazla çalışma niteliğinde değerlendirilmektedir. Yasal süre olan 45 saatin aşılmamış olmasının hiçbir önemi bulunmamaktadır. Bu tip çalışmalar haftalık değil, günlük olarak hesaplanmaktadır.
Fazla mesai saatlerinin uzun bir süre için hesaplanması ve bununla birlikte miktarının yüksek çıkması durumunda indirim yapılması söz konusudur. Bu indirime hakkaniyet indirimi denilmektedir ve genelde %30 olarak yapılmaktadır. Ancak fazla mesai, tanık beyanları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayandırılırsa adaletten ödün vermeden bir hesaplama yapılmaktadır. Bu durumda hakkaniyet indirimi üzerinden davalı lehine yargılama giderlerine hüküm verilmemektedir.
4857 sayılı İş Kanunu md.41’e göre fazla sürelerle çalışma ücretinin %25, fazla çalışma (mesai) ücretinin ise %50 zamlı bir şekilde ödenmesi gerekmektedir. Uygulamada fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dâhil edildiği durumlarda ve yıllık 270 saatle sınırlı fazla çalışma kabul edilmesi durumunda, bu 270 saatin aşılması neticesinde örneğin; 320 saatlik bir çalışma varsa 50 saat aylık ücret dışında fazla çalışma olarak kabul edilerek ücretlendirilmektedir.
Bahsedilen bu 270 saat, 12 aya bölünür ve aylık 22,5 saat formülüyle değerlendirilir. İşveren tarafından bu 270 saatlik süre, yalnızca her aya eşit bir şekilde pay ederek uygulanmaktadır. İşveren bu ücreti yılın belli aylarına istediği şekilde dağıtma hakkına sahip değildir. Bu nedenle 270 saat tamamlanmasa dahi aylık 22,5 saati aşan çalışmalar fazla çalışma niteliğinde kabul edilmektedir.
Ek olarak bilgi verilecek olursa; ara dinlenme süreleri, fazla çalışma sürelerinden indirilerek hesaplama yapılmaktadır. Çalışma süresinin hesaplanmasında işçinin sürekli çalışıp çalışmamasının herhangi bir önemi bulunmamaktadır. İşçinin, işi yapmaya hazır olarak beklediği zaman dilimleri ile işverenin emri altında bulunduğu zaman dilimleri de çalışma süreleri olarak kabul edilmektedir.
Fazla mesai alacağı faizi
Fazla mesai ücreti, 4857 sayılı iş kanununun 34. maddesi gereğince gününde ödenmemesi söz konusu ise bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz uygulanarak ödenmek durumunda bırakılmaktadır. İşveren, dava tarihinden önce temerrüde düşerse, temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilir. Ayrıca bazı davalarda faiz, dava veya düzeltme tarihinde talep edilen miktarla sınırlıdır.
Fazla mesai alacağı davaya konu edilirken HMK m. 107 gereği belirsiz alacak davası olarak konu edilmelidir.
Fazla mesai davalarında zamanaşımı
Fazla mesai davalarında, 4857 sayılı İş Kanunu gereği, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve resmi tatil ücreti ile hafta tatili ücreti haricinde zamanaşımı süresi bulunmamaktadır. Ancak ücret alacakları için zamanaşımı süresi 5 yıl olarak düzenlenmiş olup fazla mesai ücreti alacağı da 5 yıllık zamanaşımına tabidir. İşçi, fesih tarihinden itibaren geriye dönük olarak 5 yıllık fazla çalışma ücretini talep hakkına sahiptir.
Hâlâ cevabınız “evet” mi?
Tüm bu bilgiler ışığında olası bir iş hukuku davası sürecinde size “Fazla mesai ücreti alıyor musunuz?” sorusuna hala “Evet” cevabı verebilir misiniz? Eğer dişli bir avukatınız yoksa hem sizin hem de tanıklarınız için “Evet” yanıtı doğru kabul edilecek ve süreç aleyhinize işlemeye devam edecek. Ya da avukatınız sayesinde mesai ücretlerinin nasıl ve ne kadar ödendiğinin araştırılması için bir talepte bulunularak almanız gereken mesai ücretlerini sonunda almayı başaracaksınız. Pek tabii bu durumda süreç daha da uzayacak…
Haklarımızın neler olduğunu bilmek, onlara gerçekten sahip olmayı sağlayacaktır.
Instagram
Linkedln
Facebook
Yorum Yazın