onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Evrimin Sebep Olduğu 5 Güzel Şey

Evrimin Sebep Olduğu 5 Güzel Şey

Bahadırhan Dinçaslan
15.01.2015 - 13:39 Son Güncelleme: 17.01.2015 - 01:48

Doğal seçilim ve mutasyon insanoğlunun fiziki ve soyut bütün varlığını binlerce yıl içerisinde oluşturdu. Şüphesiz evrenin kendisinde gözlemlediğimiz bütün harikalar evrimin sebep olduğu güzelliklerdir. Ancak bunlar içerisinde gündelik hayatımızı güzelleştiren 5 adedini görmek oldukça şaşırtıcı olacaktır.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

1: Meme

1: Meme

İnsansı maymunlar arasında dişilerinde bizim anladığımız şekliyle meme olan tek tür, insanlar. 

Bunun oldukça ilginç bir sebebi var. İnsanın iki ayağının üzerine dikilmesi. Eskiden, dişi erkeğe poposuyla mesaj verir ve erkek popoya odaklanarak cinsel kızışmayı ve 'dişilik kalitesi'ni anlardı. Ancak iki ayağımız üzerine dikilince, popoya benzer bir gelişme memelerde oldu, zira erkekler bu biçimbilimsel algıyı değiştirmediler, hedefini değiştirdiler. İki ayaklarımız üzerindeyken popo daha arkaplanda kalmıştı zira. Büyük memeliyi tercih ettiler. Böylece sürekli daha büyük memeli dişiler tercih edilerek, memelerin günümüzdeki formuna kavuşması sağlandı.

Memeler, eskiden çok daha basık ve yalnızca bebeği beslemeye yarayan organken, popoyu 'taklit' ederek seçilimde kendilerine yer edindiler ve iyi ki edindiler!

2: Şiir

2: Şiir

İnsan beyninde, 'örüntü tanıma' (pattern recognition) denen bir özellik vardır. Bu özelliğe göre, duyu organlarımız, özellikle gözlerimiz, çevreyi belirli 'örüntüler'le, anahatlarla algılar. Böylece, çalılar arasında bir çift göze benzeyen bir şey görürsek, hemen adrenalin salgılar ve onu bir tehdit olarak görürüz. Eğer gördüğümüzün çalılar arasında büyük abdest bozan kuzen Berkecan olduğu ortaya çıkarsa ne âlâ, ama değilse, bir yırtıcı hayvan ise, anında salgıladığımız adrenalin sayesinde tehditten kaçabiliriz.

Şiiri yaratan, bu pattern recognition özelliğidir. Bilişsel evrimimizin ileri safhalarında, yalnızca genlerle değil, konuşma ve nihayet yazma ile bilgilerimizi gelecek kuşaklara aktarma yollarını geliştirdik. Bu 'konuşma' safhasında, yaşlılar tarafından yeni nesillere aktarılan bilgilerin akılda tutulabilmesi gerekiyordu, zira bu bilgiler hayatiydi. Bu yüzden insanlar, belli örüntüler içeren ifadelerle konuştular: şiir yazdılar. Bu sayede akılda kalırlık arttı. 

Şiir daha sonra bağımsız bir evrim izlese de, atasözlerinin, kutsal kitapların ve çocuklara bir şeyler öğretmek amaçlı tekerlemelerin hala kafiyeli olmasının sebebi budur.

3: Mavi Göz & Beyaz Ten

3: Mavi Göz & Beyaz Ten

İlk insanlar, daha koyu derili ve kahverengi gözlüydüler. Araştırmalara göre, göz rengi onbinlerce yıl önce ilk defa Karadeniz'in kuzeybatısında bir mutasyon (genetik hata) ile mavi olarak da karşımıza çıkmaya başladı. Beyaz ten de, çeşitli teorilere göre aşağı yukarı aynı çağlarda karşımıza çıktı.

Bu iki genetik değişim, özellikle soğuk iklim insanlarının adaptasyonunu kolaylaştırıyordu, ya da en azından bu genetik özelliklere sahip olanlar, örneğin ekvator Afrikasında maruz kalacakları kadar ölümcül etkilere maruz kalmıyorlardı soğuk ve ışıksız bölgelerde. Bu yüzden çoğaldılar ve yayıldılar, iyi ki yayıldılar!

4: Başparmak

4: Başparmak

Başparmak diyerek geçmemek lazım: İnsan türünde 'opposable thumb' yani 'karşılıklı başparmak' gelişmesi, sahip olduğumuz her şeyin öncül şartıdır.

Kavrama ve tutmaya yarayan, diğer dört parmağın tam karşısına konumlanmış baş parmak, insan türü iki ayağının üzerine dikildiğinde, elin çok fonksiyonel bir organ olarak kullanılabilmesine sebep oldu. Bu sayede alet yapabildik, bir kültür ve medeniyet yaratabildik.

5: Kımız!

5: Kımız!

Sadece kımız değil, yoğurt, ayran vs. gibi süt türevleri de bu sınıfa girer ama, Atsız romanlarıyla sevdiğimiz kımızı ön plana çıkarmak istedim. 

Süt, anne sütü ya da hayvan sütü fark etmeksizin, 'laktoz' denen bir tür şeker içerir, besleyiciliği buradadır. İnsan yavruları, belli bir yaşa kadar, bu besleyici şekeri sindiren bir enzim salgılarlar.

Bazı insan soylarında, 8 yaş civarından itibaren bu enzim daha fazla salgılanmaz. Bu duruma 'laktoza intolerant olmak' adı verilir. Avrupalıların çoğu için böyle bir durum yoktur, yetişkin bir Avrupalı süt içtiğinde onu sindirebilir. 

Ancak dünyanın laktoza intolerant olmak açısından en yoğun bölgesi, Orta Asya'dır. Bu bölgenin insanları, yer yer %90 oranında laktoza intoleranttır, yani yetişkin hale geldiklerinde, süt içince sindiremedikleri gibi, sağlıklarını yitirebilirler. 

Bu yüzden kımız, yoğurt, peynir gibi süt şekerini dönüştürme teknikleri, kültürel evrimin bir adaptasyonu olarak Orta Asya'da keşfedilmiştir. Memelerin evrimi, 'kültürel evrim'in genetiği etkilemesine bir örnekti, bu da genetik şartların kültürü etkilemesine oldukça ilginç bir örnektir.

Kımız ve diğer süt dönüştürme teknikleri, temel olarak, bazı bakterilerin laktozun yapısını bozarak onu laktik asite dönüştürmesi prensibine dayanır. Bu sayede, sütü içemeyen ya da içse de beslenemeyen insanlar, sütten faydalanabilirler.

Ayrıca laktik asit, aşırı performans gösterdiğinde kaslarımızın salgıladığı ve yorgunluk hissi veren bir maddedir. Bu yüzden yoğurt yediğimizde ya da ayran içtiğimizde uykumuz gelir.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
3
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Gök Börü

Mavi göz, beyaz tene kızıl saç dahil mi merak ettim.O da iyi ki olmuş ayrıca.Bir de kımızı eklediğin için faşist olabilirsin dikkat et kardeşim.