Görüş Bildir
Haberler
Depremleri Önceden Tahmin Etmek Mümkün mü?

etiket Depremleri Önceden Tahmin Etmek Mümkün mü?

Zuhal Mansfield
17.02.2023 - 11:18 Son Güncelleme: 17.02.2023 - 23:07

Tarifi imkansız acılar içindeyiz. Bir ışık arıyoruz, bir el, bir çare, bir umut… Ah, gelen afeti bir bilebilseydik, bir görebilseydik. Evet, gece, ansızın, çaresiz haldeyken bastıran bu felaket için ne yapabiliriz? 

Bu yazı bu arayıştır…

 Baktım ki bu arayış binlerce yıl önceye kadar bir süreçtir.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Deprem konusunda teknoloji arayışı tarihi oldukça eskiye dayanıyor.

Deprem konusunda teknoloji arayışı tarihi oldukça eskiye dayanıyor.

Tarihteki ilk deprem ölçüm aletini, M.S. 132 yılında Çinli matematikçi Zhang Heng tarafından icat etmiş. Vazoya benzeyen ve üzerinde küreler olan bu alet, sallandığında üzerindeki küreler hareket ediyor ve yer sarsıntısının yönünü belirleyebiliyordu. 

Heng bu icadını Han Sarayına getiriyor, dönemin Çin Kralı bunu ilginç buluyor ve saraya koyuyor. Ama sakin bir günde, küreler hareket etmeye başlıyor. Bütün saray sakinleri merakla olacakları bekliyor ama etrafta yaprak kımıldamıyor. Haliyle Heng dalga konusu haline geliyor. Ama günler sonra geniş Çin topraklarında büyük felaket yaşandığına dair haberler saraya ulaşınca, Heng bir efsane haline geliyor. 

Muhtemel ki yüzlerce ve binlerce yıl sonra deprem dalgalarının ölçülmesi için sismometreler ve bunların verilerinin kaydedildiği kayıt cihazlarının babası, Heng’in bu küreleridir. 

20. yüzyılın başlarında, Japon bilim insanı Kiyoo Wadati tarafından geliştirilen Wadati-Doyo yöntemi, bölgedeki deprem aktivitesini önceden tahmin etmek için kullanılan ilk yöntemlerden biri olarak kabul ediliyor. 1960'lardan itibaren ise jeolojik ve coğrafi verilerin analiz edilmesi ile deprem öncesi hareket ve sarsıntıların tespiti üzerine çalışmalar yapılmaya başlanıyor. 

Günümüzde, deprem konusunda teknoloji arayışı hala devam ediyor. Çeşitli akıllı sensörler, yapay zeka ve bulut bilişim teknolojileri gibi gelişmiş teknolojiler, deprem öncesi ve sonrası süreçlerde kullanılıyor. 

Malum eskiden madenlere kanarya kuşları ile girilirmiş. Eğer madende zararlı gazlar varsa, kanarya bundan etkilenip bayılıyor veya ölüyor. Bunu gören madenciler de hemen ocakları terk ediyordu. Kanaryalar binlerce madencinin hayatını kurtardı. 

Kanarya, madenler için kesin, doğru bilgi veren bir uyarıcı niteliğindeydi. Böyle bir depremi önceden haber verecek kanarya bulmak mümkün mü?

Deprem aktivitesinin yerine ve zamanına yakın tahminler yapılabilir ve deprem riski olan bölgeler belirlenebilir. Ayrıca, depremin şiddeti ve etkileri hakkında da tahminler yapılabilir, ancak bu tahminler tam olarak doğru olmayabilir.

Risk analizini, deprem afetinden zararları asgariye indirmek için elimizdeki en önemli araç olarak görüyorum.

Risk analizini, deprem afetinden zararları asgariye indirmek için elimizdeki en önemli araç olarak görüyorum.

Evet, deprem risk analizi deprem olasılığını ve potansiyel hasarın tahmin edilmesine yardımcı olabilir. Ancak deprem risk analizi ise bir bölgenin jeolojik yapısını, sismik aktivite düzeyini, mevcut binaların yapısal özelliklerini gibi birçok faktörü değerlendirerek yapılır.

Örnek olarak, Kaliforniya'da yapılan bir deprem risk analizi; Los Angeles ve San Francisco gibi büyük şehirlerin deprem risklerini değerlendirmiş ve potansiyel hasarların tahmin edilmesine yardımcı oldu. Ayrıca, Nepal'de 2015 yılında meydana gelen büyük bir deprem sırasında, önceki deprem risk analizleri, hasarın potansiyel boyutlarını ve en fazla etkilenecek bölgeleri tahmin etti. Bu tahminler, acil müdahale ve yeniden inşa planlaması için halen pek çok ülkede kullanılıyor.  

Deprem tahmini deyince, karıncaların hareketlerine, köpeklerin havlamalarına, köstebek ve fare gibi toprağa bağlı yaşayan hayvanları gözlemleyerek deprem tahmini yapan kişiler sosyal medyada kendini göstermeye çalışıyor. Bu tarz tahminlerin ne derece sağlıklı sonuç verebileceğine de bakalım. Hele elimizde artık yapay zeka gibi bu tür verileri analiz edebilecek büyük bir imkan varken….

Günümüzde deprem uyarı sistemleri için halen çok sayıda deprem sensörü, GPS ve diğer teknolojik araçlar kullanılıyor. Ancak, hayvanların depreme yanıt verme tarzı ile ilgili ek veriler toplandıkça, bu verilerin deprem uyarı sistemlerine dahil edilmesi de mümkündür ve ek veri niteliğinde bir katkısı olabilir. Çünkü deprem uyarıcısı kabul edilen hayvanların bütün hareketlerinin tespiti, analizi ve yorumlanması şimdilik mümkün olmadığı gibi olanları da doğru yorumlayacak bir algoritma halen oluşturulmuş değildir. 

Yine de; hayvanların depremle ilişkisi ve deprem uyarı sistemlerine dahil edilmesi konularında yürütülen birçok proje bulunmaktadır: 

* Animal Earthquake response research project, California Üniversitesi, Berkeley, 

* Project on the study of animal behavior before earthquakes, Japonya Ağrı ve Jeolojik Etüt Enstitüsü, 

* The relationship between animal behavior and earthquakes, İtalya Jeolojik Araştırma Enstitüsü.

Sosyal medyada viral olan bir diğer deprem tahmin şekli de Ay ve gezegenlerin hareketleri olarak gösteriliyor.

Sosyal medyada viral olan bir diğer deprem tahmin şekli de Ay ve gezegenlerin hareketleri olarak gösteriliyor.

Bazı araştırmalar, gezegenlerin ve Ay'ın konumu ve pozisyonlarının depremleri tetikleyebileceğini veya etkileyebileceğini öne sürüyor. Ancak, bu konuda da bilimsel olarak kesin bir kanıt bulunmuş değil. 

2011 yılında Japonya'nın doğu kıyısını deprem vurmadan hemen önce araştırmacılar,  şaşırtıcı bir biçimde radyoizotop ikilisinin (radon ve toron) yüksek yoğunluğunu kaydettiler. Bir depremden hemen önce yer kabuğunda baskı arttıkça ince çatlaklar bu gazların yüzeye kaçmasına izin veriyor. Bu bilim insanları, depreme yatkın bölgelerde geniş bir radon ve toron dedektör ağı kurulursa umut veren bir uyarı sistemi olabileceğini düşünüyor. 

Yapay zeka ile deprem tahmini ve uyarı sistemlerine dair analizleri daha sağlıklı hale getirebileceğini düşünüyorum. Yapay zeka, önümüzdeki 10 yılı şekillendirecek bir teknolojidir ve deprem alanında da çok önemli adımlar atılmasını da sağlayabilir. 

Yapay zekanın, deprem tahmininde farklı yollarla katkı sağlayabileceğini, yapay zekanın şu özellikleriyle anlatabilirim. 

1. Yapay zeka, jeolojik veriler, sismik aktivite verileri, denizsel hareket verileri ve meteorolojik veriler gibi birçok farklı veri türünü analiz ederek, deprem olasılığını tahmin etmeye yardımcı olabilir.

2. Yapay zeka, geçmiş deprem verilerinin analizini yaparak, gelecekteki depremlerin ne zaman, nerede ve ne şiddette olması muhtemel olduğunu tahmin edebilir.

3. Yapay zeka, deprem mekanizmalarını modelleme ve simülasyon yapma yeteneğine sahip olabilir. Bu, deprem olasılığını ve potansiyel hasarı tahmin etmede faydalı olabilir.

4. Yapay sinir ağları, deprem verilerinin sınıflandırılması, regresyon ve sınıflandırma gibi görevlerde kullanılabilir ve deprem olasılığını tahmin etmede faydalı olabilir.

Ancak, yapay zeka teknolojilerinin deprem tahmininde kullanılması henüz tam olarak uygulanamıyor ve bu konuda daha fazla araştırma ve geliştirme yapılması gerekiyor.

Türkiye’nin genç yazılımcılarına bu konuda çok iş düşüyor. Dünyanın pek çok yerinde depremlerin yaşandığı gerçeğini göz önüne alırsak, yapay zeka ile deprem analizi yapacak bir yazılım ve uygulama insanlığa büyük bir hediye olacaktır. 

Günümüzde, güvenilir ipuçlarımızın çoğu önceki depremlerin ne zaman ve nerede gerçekleştiğine bağlı olarak uzun vadeli tahminlerden geliyor. Bin yıllık bir vadede bu, bizim San Andreas gibi aktif fay hatlarında ne zaman şiddetli bir deprem olacağına dair tahminler yapmamızı sağlar.

Sonuç olarak, birçok değişken durum yüzünden farklı yöntemlerle sadece çok geniş zaman dilimlerini kapsayan tahminler yapılabilir. Daha yakın olayları tahmin etmek için araştırmacılar Dünya'nın bir depremden önce ortaya çıkardığı titreşimleri araştırıyorlar. Jeologlar uzun zamandır Dünya'nın yer kabuğundaki bu küçük hareketleri takip etmek ve haritasını çıkarmak için sismograf kullanıyorlar. 

Günümüzde çoğu akıllı telefon aynı zamanda deprem dalgalarını kaydedebilir. Bu kayıtlar bir uygulama ile doğru sonuçlar veren bir analiz haline dönüştürülebilir. Dünya genelindeki telefon ağıyla birlikte bilim insanları büyük ihtimalle insanları gelen depremlere karşı uyaracak güçlü ve detaylı bir uyarı sistemi yapabilir. 

Maalesef elimizdeki akıllı telefonlar güvenlik protokollerini sağlamak için yeterince ileri düzeyde bir uyarı sağlanamayabilir. Ama böyle detaylı çalışmalar tehlike altındaki bölgeleri belirlemek için jeolojik verileri büyük bir titizlikle ve özenle harmanlayabilen tahmin yazılımlarına faydalı olabilir.  

Yine de son çalışmalar, depremin en belirgin işaretlerinin tüm bu sensörlerce algılanamaz olabileceğini gösteriyor.

Tabii ki bu teknolojilerin hiçbiri sadece yeryüzünün kendisinin içine bakmak kadar yararlı olmazdı. Daha derin bir görüş alanıyla birlikte eş zamanlı olarak büyük ölçekli jeolojik değişimleri takip edebilsek ve öngörebilsek, muhtemelen her yıl on binlerce hayat kurtarırdık. Ama şimdilik bu teknolojiler, bir vazodan talimat beklemeden hazırlıklı olmamızda ve yardıma muhtaç bölgelere hızlıca ulaşmamızda bize yardımcı olabilir.

Şimdi yaraları sarma, acıları dindirme zamanı… Afetin bir başka boyutuna bakma ihtiyacı hissettim. Bakılması gereken bir diğer boyut da şu olmalıdır. Deprem anı ve sonrasında yaşanacaklara dair teknolojileri kullanırsak, felaketin boyutlarını asgariye indirebilir miyiz? Evet mümkündür! Fırsat olursa, sonraki yazılarımda onlara da değinmeye çalışacağım.

Linkedln

Twitter

Instagram

Facebook

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
5
3
1
1
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Can Çn

Ben bazı insanların hissettiklerini ama bunu dile getiremediklerini çok iyi biliyorum sonuçta her Ruh aynı değil farklılıklarımız var

Hüsamettin Şener

Erken uyarılarıma aylar öncesinden başladım 7.0 mag depremleri cebinizde bilin diyede defalarca tekrarladım. Günler öncede GÜNEYİMİZDE ÇOK ŞİDDETLİ DEPREMLE... Devamını Gör

foschia

cokkk uzun okuyamam simdi