Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Dedektiflik Gerçekten de Filmlerde Gördüğümüz Gibi mi? 10 Yıllık Dedektifin Anlattıklarına Şaşıracaksınız!
Filmlerde gördüklerimizle gerçek hayat her zaman bir olmuyor. Dedektiflik de böyle bunlardan biri…
1. Dedektif olmaya nasıl karar verdin?
2. Türkiye'de özel dedektiflik yasal mı?
3. Hiç polisle yardımlaşarak çalıştığın oluyor mu?
4. Sana gelen dosyaların yoğunluğu ne üzerine?
Boşanma davasında delil olarak değerlendirilmesi için eş takibi birinci sırada yer alıyor. Artık insanlar boşanırken ‘Eşimden ayrı yaşamak istiyorum’ diyerek boşanmıyorlar; ‘Eşimden daha fazla tazminat alarak boşanayım’ diyorlar. Eşinin aldatması için dua eden insanlar var.
5. Bir dosyadan ortalama ne kadar para alıyorsun?
Bir haftalık takip çalışması 8 bin TL’den başlıyor. Bunun dışında haciz için adres tespitleri 2-3 bin gibi rakamlarla başlar. Kayıpların bulunması maliyetleri çok daha yüksektir. Bir dosyadan en fazla kazandığım ücret 150 bin TL. Onu üç parça halinde aldık. Dosyada yurt dışı araştırması vardı, dolandırıcılık olayıydı. Hırsız yurt dışında bir firmayı dolandırıyor, Türkiye’ye kaçıp yerleşiyor. Bu adamı Interpol de arıyordu. Adama ulaşabilmek için bayağı bir maliyet harcadık.
6. Dedektiflikte yaşadığın en ilginç olay neydi?
Bir müşterimiz bizden eşini takip etmemizi istedi. Eşini yaklaşık 10 gün boyunca izledik, hiçbir şey yoktu. Müşterimize de söyledik hiçbir şeyin olmadığını. Aradan 2 gün geçti, bir numara aradı; ’Siz beni takip ettiniz, gerçekten çok iyiydiniz. Eşimin telefonundan beni takip ettiğinizi gördüm ama hiç fark etmedim takip edildiğimi. Şimdi eşimi takip etmenizi istiyorum’ dedi. Ancak işi almadım. Aradan üç gün geçti bu sefer de beyefendi aradı. ‘Eşim beni takip ettirmek için size gelmiş’ dedi. En sonunda öğrendik ki ikisi birlikte anlaşmış, bir senaryo oluşturup birbirlerini takip ettirmiş.
Bir de insanlar falcıları çok ciddiye alıyor. Somut bir şey görmeden kimseyi suçlamamak gerekiyor. Bize medyum kılıklı kişiler geliyor. ‘Ben müşterilerimi size göndereyim karşılığında komisyon alayım’ diyorlar. Çoğu boş şüphe oluyor.
7. Dedektiflik filmlerdeki gibi gizemli ve aksiyonlu mu?
Filmlere hiç benzemiyor. Daha sıkıcı, daha yorucu bir iş. Yeri geliyor 18 saat bir arabanın içinde kalıyorsun, bütün ihtiyaçlarını o arabanın içinde gideriyorsun. Bazen ufak bir hatan her şeyi mahvediyor ve orada beklemen hiçbir işe yaramıyor. 50-55 yaşından sonra zor şartlardan dolayı bu işi yapabileceğimi düşünmüyorum. İnsanı yıpratan bir iş. Her an bir noktayı izlemek zorundasın. Birkaç saniyeliğine telefonuna veya başka bir yere bile bakamazsın.
8. Bir suçluyu yakaladığınızda ne yapıyorsunuz?
Direkt polise haber veririz. Bir işlem yapma yetkimiz yok çünkü. Polis gelene kadar suçluyu orada izleriz, tutmak için elimden geleni yaparım. Ama bu işin sonuç kısmı polistir. Araştırma işleminde yasadışı bir şeyle karşılaşırsam bana başvuran kişiye sormadan direkt olarak polise bildiririm.
9. Şimdiye kadar hiç takip ederken yakalandın mı?
Kendi işime başlamadan önce çalıştığım yerde yakalandım. Bize bir dosya verildi. Üç kişi takip ediyorduk. Kişi Üsküdar’dan çıktı, Kadıköy’e geldi birilerini aldı. Pendik’e doğru gidiyorduk, hiçbir sorun yoktu. Sonra Pendik’te adliyenin önünde durduk. O an zaten şüphelendim. Bir tanesi arabadan çıkıp karşı kaldırımdan bizi izledi. Dayanamadım yanına gitttim, ’Ne istiyorsunuz?’ dedim. ‘Siz neden beni takip ediyorsunuz?’ dedi. Durumu anlattım ve ayrıldık. Daha sonrasında öğrendim ki kişinin babası istihbaratta çalışıyormuş, bu yüzden de bunlara çok dikkat ediyorlarmış. Bu bana ders oldu. O olaydan sonra kişinin kim olduğunu araştırmadan iş almamaya başladım.
10. Aldatma davalarında yüzde kaçı aldatıyor?
Erkeklerin %99’u aldatır, kadınların ise %60’ı. Kadınlar zaten önce kendi çalışmalarını yapıyorlar, bir şeyleri bilerek geliyorlar bize. Erkek, karısı bir kez telefonu açmayınca ‘Karım beni aldatıyor mu?’ diye şüphelenip bize geliyor. Ama kadınlar öyle değil. İlk önce kendi inceliyor, arkadaşlarıyla konuşuyor, en sonunda bize geliyor. Hatta bize gelirken de tek olmuyorlar, arkadaşlarıyla birlikte geliyorlar. Olay zaten çözülmüş oluyor, bize sadece fotoğraflamak kalıyor.
11. Yaptığın işin en zor yanları neler?
İster istemez insanlarla duygusal bağ kuruyorlar. En özellerini size açıyorlar. Mutlaka insanlara kendilerini iyi hissettirmek zorunda kalıyorsunuz. Sadece görüntüleri çekip onları yollayamıyorsunuz. O anki psikolojilerini anlamaya, neler yapmaları gerektiğini anlatmaya, sakinleşmelerini sağlamaya çalışıyorsunuz.
12. Başarısız olduğun davalardan da para alıyor musun?
Masraflarımı alırım. Zaten paranın bir kısmını baştan almamızın sebebi bu. Bir kısmı da iş bitimi alınır. Başarısız olduğum davarlarda iş bitiminde zararım olur ama karşı tarafa bir şey veremediğim için bir şey talep etme hakkım da olmaz. Bazı kişilerin sonucu beğenmeyip ödeme yapmadığı da oluyor. Mesela izleriz kişiyi, hiçbir şey bulamayız. ’Sen yalan söylüyorsun, falcım bana aldatıldığımı söylemiştin’ der ve paranı vermez.
13. Hiç ünlü birini takip ettiğin oldu mu?
Oldu tabii ki. Bu kişilerde en üzüldüğüm nokta, televizyonda görüp örnek aldığım kişilerin gerçek hayatta yaptıklarını görünce izlemekten vaz geçtiğim kişiler oldu.
Yorum Yazın
#10 kadınlar yaş tahtaya basmaz :)
Interpol'ün aradığı adama kadar bulup 150 bin lira almak ama biri çıkıp sana para vermeyeceğim deyince 'tamam' demek... ok.
Erkekler %99 aldatır mı umarım abartıdır? 🙄
Oh yanlış anlamışım davadaki orandan bahsetmiş