Değer, bir şeyin sağladığı fayda miktarı olarak tanımlanabilir. Ve az önce de bahsettiğim gibi siz inansanız da inanmasanız da hepimiz bu dünyaya bir sürü fayda sağlıyoruz.
Birine yardım ettiğimizde, onlara fayda sağlıyoruz.
Birinin sorunlarını dinlediğimizde, onlara fayda sağlıyoruz.
Birine iyi bir arkadaş olduğumuzda, fayda sağlıyoruz.
Hatta bir çocuğa değer verdiğimizde ve ona sevgi gösterdiğimizde, tahmin edebileceğimizden çok daha fazla yarar sağlıyoruz. Yani işi özü, bu saydıklarımı yapmanız sizi özel kılmıyor, ancak bunların herkes için inanılmaz değerli olduğu gerçeğini de değiştirmiyor.
Herkes iyi davranılmayı, saygı duyulmayı ve dikkate alınmayı hak eder. Siz de buna değersiniz, aynı şekilde evinizde çalıştırdığınız yardımcınız da. Hangi kusurlarınız olduğu inanın hiç önemli değil. Hangi erdemlere sahip olduğunuz da önemli değil. Önemli olan yaşayan, nefes alan bir insan olmanızdır. Evet, özel değilsiniz ama herkes gibi sizler de adil ve dürüst bir muameleye layık kişilersiniz.
Neticede hepimiz, evimiz dediğimiz bu gezegende Güneş’in etrafında dönen insanlarız. Ve yine de hepimiz birbirimizden farklıyız. Bu farklılıklar bazen küçük, diğer zamanlarda ise oldukça büyük görünebilir. Neticede hiç kimse birbirinin tam olarak aynısı değil. Yani hepimiz eşsiziz. Ancak eşsiz, özelden büyük ölçüde farklıdır: Eşsizlik, kimseyi bir sıralamanın üzerine koymaz, oysa özel bunu yapar. Eşsiz veya farklı olmak, kimin daha iyi olduğu konusunda herhangi bir etkiye sahip değildir. Tüm kar tanelerinin eşsiz olduğu bilinir, ancak hiçbir kar tanesi diğerlerinden daha iyi değildir. Evet, benzersizler, ama birbirlerinden daha iyi değiller. Bu başlı başına büyük bir farkındalık, çünkü kişinin kendine “özel” etiketi vermesi oldukça yalnızlaştırıcı da olabilir. Kendinizi özel olarak görürseniz, kendinizle başkaları arasında bir sınır yaratırsınız. Özel, “ötekilik” anlamına gelir, yani diğerlerinden bir ayrılık yaratma amacı vardır. Bu sebeple “özel” yerine “eşsiz” kelimesi çok daha iyi bir terimdir.
Kendiniz hakkında daha iyi hissetmenizi sağlayacak başka bir şey de kendinizi veya başkasını özel görmeyi bıraktığınızda ortaya çıkan olumlu sonuçlardır. Örneğin, bu hayatta özel olmadığınızı anladığınızda, başkalarına daha şefkatli gözlerle bakabilirsiniz. Çoğu insan, konumu veya serveti ne olursa olsun hayatta bir şeylerle mücadele içinde. “Özel” kavramını hayatınızdan çıkardığınızda insanların mücadelesi gözünüzde önem kazanır ve sizi alçakgönüllülüğe itecek bu farkındalık, ilişkileriniz için olumlu sonuçlar yaratabilir. İnsanları sınıflandırıp onları yüzeyde gördüklerinize göre yargılamak yerine, içlerindeki öze bakabilirsiniz. Kimseyle rekabet etmenize ya da onlar gibi olmaya çalışmanıza gerek olmadığını anladığınızda, onları oldukları gibi kabul edebilirsiniz.
Özel olduğunuzu düşündüğünüzde, bu özelliği somutlaştırmak için otomatik olarak kendinizi büyük bir baskı altına sokarsınız. Dünyada büyük bir fark yaratmanız gerektiğine, iyi olduğunuz her konuda başarılı olmanız gerektiğine, herkese ne kadar özel olduğunuzu göstermeniz gerektiğine inanıyorsanız, hayatı kendinize yok yere zorlaştırıyorsunuz demektir. Özel olmadığınızı fark etmeniz, her zaman mükemmel olmanız gerekmediğini anlamınıza yardımcı olur. Bu, elde ettiğiniz her şeyin kendi başına değerli olduğu anlamına gelir. Bu aynı zamanda, diğer insanların sizden beklentilerinin önemli olmadığının da altını çizer. Bu farkındalıkla, hayatınızı size en mantıklı gelen şekilde yaşayabilirsiniz. Ve bu, çoğu insanın “sıradan bir hayat” dediği şeyi yaşamak anlamına geliyorsa, bırakın öyle olsun.
Yorum Yazın