Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı
Sandıkların Yerini Değiştirmek! | Tarhan Erdem | Radikal
lçe ve sandık kurulları, parti temsilcileriyle oy verme düzenini sağlayabilirler.
Dünkü gazetelerde, Bitlis Valisi Ahmet Çınar’ın , 'iradenin sandığa yansıması, sandık güvenliğinin sağlanması ve sandık taşınmasında yaşanması muhtemel sıkıntıları çözmek amacıyla bazı bölgelerin il ve ilçe merkezlerinde oy kullanması için” İl Seçim Kurulu'na başvuruda bulundukları haberi yayımlandı.
Bir ilden fazlasını ilgilendirdiğinden, bu konu hakkında Yüksek Seçim Kurulu (YSK) herhalde bir karar verecektir. YSK kararından önce bir yurttaş olarak görüşümü, maddeler olarak açıklamak istiyorum.
1/ Valilerin, seçim kurullarına itiraz ve şikayet sunmaya ve bilgi sormaya hakkı yoktur . Her türlü idare görevi bulunanların, seçim işlemleriyle ilgili düşüncelerini, gözlemlerini ve önerilerini bakanlıklarına bildirmesi, işin gereğini ve önemini bakanlığın değerlendirmesi doğrudur . Her ilde özellikle seçim işlerinde, değişik uygulamalara meydan verilmesinin sakıncalarını idare amirlerimiz değerlendirme konumdadırlar.
Tamam, 'Aileleri Karıştırmayalım' Ama Nasıl? | Mehmet Y. Yılmaz | Hürriyet
BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, parti liderlerine çağrı yapmış. Dün gazetelerde bu haber 'Başbakan'ın 4 çağrısı' başlığı ile yer aldı.
Bu çağrılardan biri seçim kampanyası sırasında siyasetçilerin ailelerinin işe karıştırılmaması.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da bu çağrıya olumlu yanıt vermiş.
Gerçi biraz serzenişte bulunmayı da ihmal etmemiş, eşinin adının AKP yandaşı kanallarda iğrenç yalanlarda geçirildiğini hatırlatıp, 'Davutoğlu o vakit ağzını açıp buna bir şey söylememişti' demiş.
Normal bir durum. Bu İslamcı siyaset anlayışının bir gereği.
Kendine yapılana avazın çıktığı kadar bağır, ama aynısını rakibe yapabilirsin!
Kılıçdaroğlu'nun yerinde ben olsam Davutoğlu'nun bu çağrısına 'tebessüm' ile yanıt verirdim.
Suriye İçin İki Senaryo | Ceyda Karan | Cumhuriyet
Giderek karmaşıklaşan Suriye manzarasında ne Türkiye, ne bölgeye hayırlı sonuç çıkıyor. Neresinden tutsak olmuyor...
Rusya’nın son hamleleriyle ortada komplo teorileri uçuşmakta. Şahsen “ komplolara inanma, komplosuz kalma ” motto’muzu yandaşların irrasyonel sallamaları karşısında gömmek durumunda kalalı çok oldu. Malum artık en kolayı bu! Uluslararası retoriğe, verilen mesajlara, alt metinlere, sahada olanlara dayandırmaya filan gerek duyulmuyor. Öngörebilmek için önce tutkularını gemleyip anlamalı. Biz en iyisi olabilecekleri kestirebilmek/değiştirebilmek için olgular üzerinden soğukkanlı seçeneklere bakalım...
Rusya’nın hamlesinin meali net: “ Rest çekmek .” Ana tespitleri radikal siyasal İslamcı virüsün bölge ve küresel düzen için tehdit oluşturduğu. Önerdikleri deva, bölge ülkeleri, büyük güçler, sahada Irak ve Suriye orduları ve Kürtlerin bulunduğu IŞİD’le savaş cephesi.
Bayram Geldi Hoş Geldi | Hayko Bağdat | Taraf
“ Eskiden kimin Alevi, kimin Kürt, kimin Ermeni olduğu konuşulmazdı. Birarada yaşar giderdik işte. ”
Bu cümleyi her kurduğunuzda içinizi kaplayan rahatlama ve övünç duygusunu o kadar iyi anlıyorum ki…
Ruhunuza iyi gelen bu hâlin karşısında, peşinizden bir gölge gibi kovalayan zulüm ve katliamlar dolu hikâyeleri ıskalayarak inşa ettiğiniz tertemiz ve umutlu bir gelecek tahayyülünüzü paylaşabilmeyi o kadar çok isterdim ki…
Gözlerimin içine bakarak bu cümleyi söyleyen, söylerken en ufak bir itirazda bulunurum diye kaygılanan ifadesini gizleyemeyen herkese hep “ evet ” dedim. “ Evet, aynen dediğin gibi çok mutluyduk eskiden. ”
Milli ve Yerli Olmak Neden Küfür Gibi Geldi? | Markar Esayan | Yeni Şafak
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen pazar İstanbul Yenikapı'da düzenlenen barış mitinginde sarf ettiği sözler yine tartışma yarattı.
Millilik ve yerlilik kavramları anında sosyal medyada gündem oldu. Bu kavramları epeydir ben de yazılarımda kullanıyorum. Çünkü yaşadığımız dönemin kritik bir özelliğine denk geliyor.
Eğer sağlıklı bir entelektüel dünyamız olsaydı, günümüzü, kimliğimizi ve değişim dinamiklerini doğru anlamak, onları derinleştirmek için de çok faydalı olurdu bu tartışmalar.
Sayın Erdoğan'ın ağzının içine bakarak yeni yeni linç kampanyaları düzenlemek için hazır kıta bekleyen hastalıklı ve profesyonel kitle var. Bunların çoğu medya, STK ve aslında sivil olmayan vesayet aparatçıklarında istihdam edilmiş halde. Düşünsenize, Sayın Erdoğan Dağlıca saldırısı günü çıktığı programda o sözleri sarf ettikten birkaç dakika sonra Hürriyet'in internet sitesinde çoktan çarpıtılmış haliyle yayına girmişti bile.
Rusya ve ABD Öncesi PYD Manzarası | Serpil Çevikcan | Milliyet
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, “Türk hükümeti YPG’yi terörist örgüt olarak görüyor. ABD yönetimi ise YPG’ye destek veriyor. Bu kadar keskin farklar varken Türkiye ile işbirliğini nasıl yönetiyorsunuz?” sorusuna yanıt verirken, “Biz YPG’yi terörist örgüt olarak değerlendirmiyoruz. Suriye’de, IŞİD’e karşı mücadelede başarılarını da kanıtladılar. Birlikte çalışmayı sürdüreceğiz” dedi.
Kirby’nin yaptığı açıklama malumun ilamı.
PYD, PKK’nın Suriye’deki yapılanması; YPG ise PYD’nin silahlı kolu.
Halen Türkiye’nin Suriye sınırında, Cerablus bölgesi dışındaki tüm hat PYD kontrolünde.
Türkiye açısından Kuzey Suriye bağlamındaki kırmızı çizgilerin başında Cerablus bölgesinin asla PYD’nin kontrolüne geçmemesi geliyor.
Kurban Soruları | Soner Yalçın | Sözcü
Orucu neyin bozacağı konusunda çok hassasız..
Televizyonlarda din hocalarına bu konuda sorulanları görünce “şaka mı yapıyorlar” diye düşünüyorum.
Şuna şahit oldum; “Hocam, elektrikçiyim; mesleğim gereği küçük de olsa bazen elektrik çarpıyor. Sorum şu; vücuda elektrik girince oruç bozulur mu?”
Peki…
Oruç meselesindeki özen kurban’da gösteriliyor mu?
Ekrandaki hocaya şu iki soruyu sormak isterdim
1) Hocam, bildiğiniz gibi Avrupa Birliği ülkelerinden gümrüksüz- vergisiz hayvan ithal ediyoruz. İçinde domuz da bulunan yemlerle beslenen hayvan kesmek caiz midir?
2) Hocam, domuz ürünleriyle beslenen hayvanın etini yersek, domuz yemiş sayılır mıyız?
İstanbul'da Beş Yıldızlı Otelde Cihat Toplantısı | İbrahim Varlı | BirGün
İstanbul’da AKP iktidarının himayesinde beş yıldızlı bir otelde toplanan Suriyeli cihatçılar beş maddelik bir belge yayınladı, iç savaşı derinleştirecek yeni kararlara imza atıldı
Suriye’yi kana bulayan cihatçı örgütler İstanbul’da adı gizli tutulan beş yıldızlı bir otelde toplanarak ülkedeki iç savaşı daha da derinleştirecek yeni kararlara imza attı. Suriye İslam Konseyi’nin öncülüğünde gerçekleştirilen toplantıda beş ilke üzerinde görüş birliğine varıldığı açıklandı.
74 ÖRGÜT 52 İSİM
Şam yönetimine karşı savaşan 74 örgüt ve onlarca muhalif simanın imzaladığı belgedeki ilkeler “Esad rejimini devirmek, güvenlik aygıtlarını dağıtmak, IŞİD ve Hizbullah gibi bütün yabancı güçleri Suriye’den çıkarmak, Suriye’nin birliğini korumak ve çözüm arayışlarında halkın taleplerinin kabul edilmesi”nden oluşuyor.
Rusya'nın Suriye'deki Askeri Hareketliliği Türkiye İçin Ne Anlama Geliyor? | Gönül Tol | Radikal
Türkiye uzunca bir zaman Amerika’ya Suriye içinde ‘uçuşa yasaklı bölge’ kurulması konusunda baskı yaptı.
Amerika ilgilenmedi.
Bunun üzerine Türkiye ‘uçuşa yasaklı bölge’ talebinden vazgeçip ‘güvenli bölge’ istedi.
İncirlik’in Amerikan uçaklarına açılmasının ardından hükümet yanlısı gazeteler, Türkiye’nin İncirlik karşılığında Amerika’dan ‘güvenli bölge’ sözü aldığını yazdılar.
Bunun da Amerika’nın gündeminde olmadığı çok açıktı.
Nihayet Amerikan tarafından yapılan açıklamalarla da Washington’ın Suriye’de herhangi bir bölge kurmak konusunda gönüllü olmadığını iyice anlamış olduk.
Fakat Türkiye ‘güvenli bölge’ talebinden vazgeçmiş değil.
Batı’nın mülteci korkusundan faydalanıp meseleyi yeniden gündeme getirmeye çalışıyor.
‘Suriye içinde kurulacak güvenli bir bölge mülteci akınını durdurur’ diyerek Batı üzerinde baskı kurmayı ümit ediyor.
Roboski Türkiye'dir | Orhan Kemal Cengiz | Bugün
Çoğu çocuk 34 kişi Türk Hava Kuvvetleri’ne ait uçaklardan atılan bombalarla parçalanınca öğrendik ki Uludere adında bir yer varmış.
Daha adından başlamak üzere, burası bize Türkiye Kürtler’inin hikâyesini anlatmaya başlamıştı ama pek üzerinde durmadık.
Halkının Roboski dediği bir yere neden bizim devlet Uludere diye tabela asmış sorgulamadık.
Bu bombalamadan sonra ülke sathında ortaya çıkan manzarayı umumiye, benzeri bir olayın Ege’nin bir köyünde olması ile zihnimizde mukayese etmedik.