Asla Friends Gibi Bir Arkadaş Grubumuz Olmayacağına Ağlıyoruz
Bu hafta Friends’teki Chandler karakterini canlandıran Matthew Perry’nin ölüm haberi Friends hayranlarının kalbini epey kırdı. Haberi gördüğümde tam olarak bunu hissettim: Kalbim kırıldı. Sonra bir baktım farklı ülkelerden Friends hayranları, bu ölüm haberine aynı ifadeyle tepki vermiş: “Kalbimiz kırıldı.”
Kalbimizi kıran ve gerçek olmasını istemediğimiz bir haber bu, çünkü bu bizim için aynı zamanda bir çocukluk hayalimizin daha ölmesi anlamına geliyor: Asla Friends gibi bir arkadaş grubumuz olmayacak.
Friends’in dünya çapında neden bu kadar sevildiğini ve yıllar sonra tekrar tekrar izlendiğini araştıran psikologlar, konuyu “ait olma” hissiyle açıklıyorlar. Arkadaşlığın çok eğlenceli olduğu, tüm sorunların arkadaşlık ortamında çözüldüğü, farklı karakterlerin birbirilerinin farklılıklarını sevip kucak açtığı bir arkadaş grubu, hayali de olsa bize özlediğimiz, hep aradığımız güçlü bağlantı hissini yaşatıyor.
Büyürken bir gün sahip olacağımıza emin olduğumuz o arkadaş grubu
İçi hiç büyümeyen, hep arkadaşlığı hayal eden yetişkinler
Hayatını kaybeden Metthew Perry ile ilgili yapılan bir haber, otobiyografisinde boşanmış anne baba arasında bölünen ve her iki tarafça da terk edilmiş hissettiği çocukluğundan, sevgiye hep ihtiyaç duyduğu ama insanlara bir türlü güvenemediğinden bahsediyor.
Friends’i kendi çocukluk evinde kakaolu süt içerek idealleştirip büyüyünce o arkadaş grubuna hiç sahip olmamak bir konu. Ama Friends’in ta kendisinin içinde yer alıp, sevgiyi hayatına bir türlü istediği gibi dolu dolu dahil edememek başka bir konu, mutlaka bu daha da can acıtıcı olmalı.
Çok sevdiğim bir söz, “Birinin içinde ne yaşamakta olduğunu asla bilemezsiniz, o yüzden daima herkese karşı kibar olun.” der. Bugün iş arkadaşınızla, bir akrabanızla, tanımadığınız biriyle konuşurken; onun da muhtemelen sizin gibi, Matthew Perry gibi, hayatın bir alanında sevgiyi hep daha fazla hayal etmiş ama alamamış olduğunu düşünmeye ne dersiniz? Hepimiz idealleştirdiğimiz ilişkilere açız, bağlantı ihtiyacımız itiraf ettiğimizden daha fazla ve aslında hepimiz birbirimizin gözlerinde bir anlık da olsa ortak bağlantı kırıntısı arıyoruz. Belki ömürlük bir ideal arkadaş grubu edinemedik ama, neden her bir gün bir vesileyle karşılaştığımız kişilerle mikro arkadaşlıklar kurmayalım, birbirimize ihtiyacımız olan güven ve sevgiyi kısa süreliğine de olsa hissettirmeyelim?
Eğer sizin de Friends gibi büyük ve ideal arkadaş grubu projeniz hâlâ gerçek olmadıysa, küçük Friends anlarının peşine düşmeye, yabancılarla, çok yakın olmayanlarla, gün içinde temas ettiklerinizle Friendsvari bir ortam yaratmaya ne dersiniz? Emin olun çevrenizdeki en soğuk görünenler bile içten içe benzer hevesler peşinde.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!